
Kış Günü
Kış bazen de içimizi soğutan bir bahanedir.
Kış bazen de içimizi soğutan bir bahanedir.
Bir mektup, kimden geldiği ya da adresi belli olmayan ... Ve o mektupta bir kart postal, İstanbulun büyülü silüetini anlatan ... Aynı zamanda bir de randevu saati yazan ...
Doğum günlerim benim için hep özel günler olmuştur. Bu günler, sevdiklerim, özellikle eşim tarafından genelde unutulduğu ve ben çok hayal kırıklıkları yaşadığım için, benim açımdan daha da özel olmuştur.Hiç unutmayacağım günler olmuştur.
Arkadaşımla bir kere yaptığımız ve devam edemediğimiz bir oyun oynamıştık.
Birbirimize üç kelime verip ondan öykü oluşturacaktık. Arkadaş başladı:Kelimeler: Kan, Kilise çanı ve kedi mamasıydı.
Sadık dostlarımdan biri olan bulutla yaşadığımız enteresan dostluğu anlattığım biraz melankolik biraz da paranoyak öyküm.
Şöyle bir silkelendim, kendime geldim ve çay istedim. Sonra da tostumu ısırdım. Geçmişe akmaya bayılırım. Bilinçaltı çeneleri ben uğraşayım, onu didik didik edeyim, cürretkar bir tavırla canına okuyayım diye var.
Birşeyler kaçırmış olmalıyım. Ne insanları, ne de ilişkileri anlamaya mecaalim yetmez olmuş. Ben bütün altmışikilerden tavşan olur sanırdım, meğer timsah yapanlar da varmış. En iyisi ben gidip seksenbeşten dinozor olayım...
bu yazdığımşiirde ruhumla aklımla ruhumu birleştirerek oluşturduğum bir şiirdir
İkircikli Failler vardı hani. Konusu da şuydu: Kişilik çatışmalarının fantastik bir örtü altına atılmaya ve dolayısı ile gizlenilmeye çalışılmasıydı...
Küçük tüpün üstündeki çaydanlıkta kaynayan su taşmış, tüpü de söndürmüştü Koca Kız, ilkin gazı kapatarak demliğe çay koydu, üstüne de kaynar su ekleyerek çayı demlemiş oldu. Ocağı yeniden ateşleyerek, demliğin altındaki büyük çaydanlığa su ekledikten sonra kaynaması için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu Koca Kız, tam karşıdan Uyuz