Öpeyimde Geçsin yada Gülümse
Eski albümleri çıkardı tozsuz raflardan ama tozlanmış örümcek ağları sarmış yüreğindeki unutmak üzere olduğu günlere geri dönerek.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Eski albümleri çıkardı tozsuz raflardan ama tozlanmış örümcek ağları sarmış yüreğindeki unutmak üzere olduğu günlere geri dönerek.
“..İzlediğin şeyi etkilersin Tiiz. Bu saçma bir politika. Dünya'yı bin yıllardır izliyoruz. Kaza ile kaç kez temas ettik. Kültürleri üzerinde iz bıraktık. Bu çok aptalca. Kendimizi kandırıyoruz..”
Masada üç kişiyiz. Biri ben biri Opera ve Bale’nin koro sanatçısı Tanju Albayrak ve rahmetli Aziz Nesin oturmaktayız.
Az sonra sıcak köpüklü kahvelerimiz gelecek ve biz koyu bir sohbeti başlatacağız. Damak tadında bir sohbet hem de…
Sema Kaygusuz
Unut dediler ilk, insan unutmak için mi sever birini?
Bir iş dönüşüydü…
Güneş Sarayburnu’na doğru uzanmış, havayı hafiften kızıl rengine boyamıştı. Beşiktaş’tan taşınıp Cihangir’in o sokağına alışmaya çalıştığımız günlerden biriydi. Dar ve dip dibe eski Rum evleri sokağa tarihten kalmış görüntüsü çiziyordu.
O yıl da aynısı oldu. Ben trene bininceye kadar, o binmiş de saklanmış bile. Az sonra benim bilet savaşım başlayacak. Evden tembihliyim; biletçi "Kaç yaşındasın?" diye sorarsa, "Daha yedisini doldurmadım emmi" diyecem.
o sormaz oüşümez o uyumaz o istekleri bitmez.tüm girdaplarında mahzen dolu hayatımızda bir silüet."
“Ra hayır oğlum.” dedi.
Köpek komutu iplemedi. Soft sırtındaki tüyleri dikleştirip pozisyon aldı. Kadın masadan kalkıp köpeği boynundaki tasmadan çekip, yüzüme gülümseyerek köpeğinin sağır olduğunu söyledi. Sağır köpeğe seslenerek komut verme çabasını anlamaya çalışarak Ra'nın dudak okuyup okuyamadığını sordum. Boş bulunup böyle bir yeteneği olmadığını söyledi.
Şimdi anladım. Akrostiş!.. Ahh... Onu unuttuğunu sanıyordum.
“İnsanların bazıları sadece yalanın nedeni hakkında fikir yürütürler; he? Ah anne... o zaman anlayışlı insan yok mudur? O da öyle, değil mi? Anlayışsız...” diye Chao’yu düşünerek söylendi kendi kendine. Yanından geçen eski bir minibüsün yarattığı toz bulutunun ortasında kalınca gözleri yaşardı. Ağlamak için kendine gereken bahaneyi yaratabildi. Önce
Santral memurunu aradım, hayırdır diyerek sordum.
Efendim; bir ihbar aldık ve arkadaşlara çıkış verdim.
Nedir durum Ahmet çabuk söylesene diyerek çıkıştım.
İskender Pala