Öykü > Yeraltı

olumsuz

"Eleman Aranıyor!"

Otobüs seslerinden beynim uyuşmuş bir halde Mecidiyeköy’ün ruhsuz, anlamsız ve hepsi birbirine benzeyen sokaklarında ilandaki adresi aramaya koyuldum. Sıcaktı. Sırtımdan ter boşalıyordu ve aradığım adresi bulmam yaklaşık bir saatimi almıştı.

karamsar

Yüceler

Ne zaman Yüceler zirvelerine karalar bağlasa, hep o şaibeli sessizlik çökerdi kasabanın üstüne. Evlerin ışıkları soluklaşır, gece kara bir deliğe dönerdi.

karamsar

Geçit

Hiçbir insan, hiçbir geçidi isteyerek bulamaz. Eğer bulursa, bu kesinlikle şansın büyüsüdür, yada geçitte bekleyen melunlar vardır...

üzgün

Vicdan Azabı

Kapının ağzına geldiğimde, yüzünü belli belirsiz seçiyordum. Elleri, akan göz yaşlarının yere ulaşmasını engellemek için sürekli bir çaba içindeydi.

olumsuz

Kova

Kadın gözyaşlarıyla stüdyodaki bir kapıya bakıyordu.Karizmatik sunucu: 'Sence gelecek mi?' diye sordu kadına.
Ama kadın büyük ihtimalle söylenenleri duymuyordu bile..

üzgün

Neden?

Ne zaman veya nasıl bilmiyorsunuz, tek bildiğiniz şu an burada olmanız, burada oturuyor olmanız, bu eski koltukta oturduğunuz biliyorsunuz.

karamsar

Deprem

Bu sıcak telaş kendini yavaş yavaş sükunete terk ederken bazı gözden kaçmış problemler de insanların dikkatini çekmeye başlamıştı. Kayıp çocuklar ve parçalanmış cesetler

karamsar

Tanrılar da Sever

Melek, merakla sordu, “Nedir o kural?”
Tanrı, büyük bir sır veriyormuşçasına fısıldadı. “Aşkın ulaşılmazlığı…”
Melek anlamamıştı. “Öyleyse insanlar nasıl ulaşıyorlar?”
Tanrı bir kahkaha attı. “Ulaştıklarını kim söyledi ki?”

düşündürücü

Selvi Dalında Bir Kelebek

Bana söyleyebilseydiniz keşke tabutum olacak ağacın şimdi nerede boy verdiğini.
İçine gireceğim ağaçla gidip şimdi sırlaşırdım.
Biliyorum bir marangozsunuz sadece, bir müneccim değil.

üzgün

Astral Çığlık

Bekliyorum.
İmajlar benliğime acımasız oyunlar oynarken yorgun gözlerim denizin engin ve hüzün yüklü maviliğine kilitleniyor. Esinti saçlarımın arasından fısıldıyor şarkısını hafifçe… Güneşin sönük kızıllığı kalbimden pompalanan kan gibi, silik… Silik izler, hayaller, yüzler var denizde… Gözlerimin önünde…
Ellerim soğuk kumları avuçluyor ve rüzgar tanecikleri

karamsar

Öykü

doğdum; doğ dediler diye, yaşıyorum; öyle emrettiler diye, bekliyorum; öl diyecekler diye...

Başa Dön