Yeni Dünyanın İlk Acıları
hareketli bir nesneye dikkati çekti iletileri ( nedense herşey tepesindki o yuvarlakta toplanıyordu o çok önemliydi bir ismi olmalıydı.)
"“Kitapların arasında kaybolmak harika; çünkü orada hiçbir zaman Wi-Fi sorunu yaşamazsınız.” — Umberto Eco"
"“Kitapların arasında kaybolmak harika; çünkü orada hiçbir zaman Wi-Fi sorunu yaşamazsınız.” — Umberto Eco"
hareketli bir nesneye dikkati çekti iletileri ( nedense herşey tepesindki o yuvarlakta toplanıyordu o çok önemliydi bir ismi olmalıydı.)
Kadın geçmişte o kadar çok kaldı ki şimdiki zaman bittiğinde gelecei bile geçmişti.
Kapının ağzına geldiğimde, yüzünü belli belirsiz seçiyordum. Elleri, akan göz yaşlarının yere ulaşmasını engellemek için sürekli bir çaba içindeydi.
... Kaldırımların taşları sıra sıra. Biri bitiyor öbürü başlıyor. Arada boşluklara da rastlanıyor. O veya bu sebepten sözü geveliyorum. ...
Saatler önce yanıma, daha doğrusu karşıma geldiğinden bu yana dinliyordum onu. Durmadan açılıp kapanan mengene ağız boşluklarında sıkışmış, sakızlaşmış bir düş gibi izliyordum onu. Konuşuyor, konuşuyordu. O konuştukça ben daha da dinliyor, o daha da konuşuyordu.
..İşte bir el uzanıyor duvarın köşesinden! Yeşil ve yedi parmaklı. Bileksiz çocuk eline, elin tuttuğu resme uzanıyor şimdi..
Y nin yalnız yaşayan, yenilgiye yanan yüksek yazgısının yüreğinde yatan, yalandan yakınan yalnızlığının yazgısıdır bu.
Veeee Tanrı geldi. İlk kez geliyordu. İlahi bir şaşkınlık, korku, yaşandı. Altına sıçanlar oldu, böyle büyük bir hayret karşısında alta sıçmak normal karşılandı. Burada ne işi vardı? Bu ortama gelmesi demek ben bu yapılanı tanıyorum demekti. Gelmesi korkunç ve sessizdi. Gelişi iliklere işlendi. İyi bir dindar yokken geldi,
Bu bir terk ediş projesiydi ve bunu aklının içinde defalarca çalışarak gelmiştin. Defalarca ! Bütün biriktirdiğin sözcükleri arda arda sıralayıp kesintisiz bir şekilde projenin sonunu getirmek için çabalarken ellerin de buna dahildi.
...Birkaç kere boğazıma bıçağı dayadığım da oldu ama hiçbir zaman bunu yapabilecek kadar cesur olamadım. Belki Tolstoy’a inanmasaydım bunu yapabilirdim. Yapamadım ama bunun sebebi Tolstoy değil babamdı...
...'Mezarlar' dedi kendi kendine, 've ruhlar... Neredesiniz?'..
camda gördüğüm karartı yüzümün karanlık yüzü yüzündendi diye düşündüğüm sırada bir taksi geçti yüzümün üstünden...
Zaman Ki̇rli̇li̇k Zamani, Beyaz Deği̇l Hi̇ç Bi̇r Güverci̇n Ve Dolayisi İle Umutlar Si̇yaha Ermek Üzere. Yola Çikişlar Ölüme Gebeyken., Korkusuz Bi̇r Yi̇ği̇tti̇ Ölüm Gi̇yi̇ndi̇ Üzeri̇ne Hemde En Gri̇ Hali̇yle.
Bana söyleyebilseydiniz keşke tabutum olacak ağacın şimdi nerede boy verdiğini.
İçine gireceğim ağaçla gidip şimdi sırlaşırdım.
Biliyorum bir marangozsunuz sadece, bir müneccim değil.
Ne zaman Yüceler zirvelerine karalar bağlasa, hep o şaibeli sessizlik çökerdi kasabanın üstüne. Evlerin ışıkları soluklaşır, gece kara bir deliğe dönerdi.