• İzEdebiyat > Öykü > Anı |
241
|
|
|
|
Akşehir ve Çocukluğuma dair anılarda kalanlar...
Akşehir deresi suskun akar, geçmişin mayıslarından arta kalan son selleriyle, İğdeli Dede’nin güneybatı yönündeki eski kale kalıntısının altındaki Yazıcı Köprüsünde coşarak ve derenin kıyısına inen her sokak boyunca yüksünmeden devşirdiği eski ve mağrur bir tarihin izlerini de yanına katarak…
Dere kenarında molozların oluşturduğu yükseltinin suya bakan tarafında çatal gövdeli, toprağa emanet duran bir söğüt, selin oluşturduğu göletçiğin içindeki eski kale kalıntısını korumak ister gibi geniş ve koyu gölgeler sunmuş....
Etrafta suyun şarıltısı ve şakalaşan kuşların seslerinden başka seste yok, ortalıkta kimselerde. Yol kenarında toza bulanmış ve meyveleri dallarında kurumuş diken dutları kortej oluşturur gibi dizilmişler. Dağdaki tek katlı evlerin sıralandığı dar ve dönemeçli yolların çıktığı patikalar yabani diken otlarıyla kaplanmış.
|
|
242
|
|
|
|
Tunali Hilmi Caddesi’ne gidecektim. Yürümeyi gözüm kesmedi. Balgat’dan ilk gelen otobüse bindim. Otobüste hemen bir koltuğa iliştim. |
|
243
|
|
|
|
”Geliyorum yaa..! Durduramazsınız beni. Takip ederim, peşinizden gelirim.”
“Bilemiyorum” diyor Atakan “Akşam geri dönemeyebilirsin ama”
Benim bakış açımdan ise her şey dönüyor. Yüzümü yıkamam gerek, kendime gelmeliyim.
Ayağa kalkıyorum ama üç-boyutlu mekan kavrayışımı yitirdiğimi fark ediyorum. Atakan koluma girip fısıldıyor;
“Gelsin mi?”
“Nerden bileyim. Senin kız arkadaşın, senin evin”
Dünya gözlerimin önünde süzülüyor. Ara sıra görüş alanıma Ayça’nın zıplayan poposu girip çıkıyor. |
|
244
|
|
|
|
Dağın eteklerinde tipi gibi yola yağan araçların arasında olduğu yerde erimeden kalakalmış beyaz bir kar tanesi kadar yalnızdılar. |
|
245
|
|
|
|
Bunu ailenize söyleyemezsiniz bunu saklamalısınız sanki çok büyük bir günahla doğmuş gibi
|
|
246
|
|
|
|
"Biliyorum, limon gibi sıktım sabrınızı. Tükettim ve atıl ettim okuma dürtünüzü. Özür, özür, özür! Galiba ben de, dibine düşmüş bir armudum ve dalından koptuğuma benziyorum. Hangi yazı türüne girer bu anlattıklarım? Ya da, düşer mi bir kalemin torbasından izlek diye? Uçlarına aşk kalemi asılmış iki kanadın mavi rüzgârlar yazmak için çırpınıp durmasını anlatmak; kimin aklına, ne estirir? Bilmiyorum. Ben, sadece babamı anlatmak istedim.)
|
|
247
|
|
|
|
Yaşanmış bir hayat hikayesi |
|
248
|
|
|
|
son patitoyu da attım ağzıma ve bim’e doğru yola …çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat
şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım. |
|
249
|
|
|
|
Elbisenin içindeki sen değildin canım BABAM |
|
250
|
|
|
|
Bayramlarda
Ya da gurbetten geldiğimizde
Onlardı bizi bağrına basanlar
Basmasalar da bağırlarına
Sevgiyle bakanlar
Şimdi nerede mi onlar
Artık yaşamıyorlar "
|
|
251
|
|
|
|
Bu hayatta her şey masal.Bir varmış bir yokmuş. |
|
252
|
|
|
|
Bir çocuğun duyduğu ağaç sevgisini ve koruma mücadelesini anlatan satırlar |
|
253
|
|
|
|
Bir gercek , yasanmis bir hayat. Kader bir baba ogulu karsi karsiya getirdi. Sebep sadece birine göre namus, töre, birine göre ise kardesinin hayatiydi |
|
254
|
|
|
|
Hayata bağlanan mahkumlar ve bir dram. |
|
255
|
|
|
|
Az gittim uz gittim. Dere tepe düz gittim. Sonra bir baktım ki yarınlar dün olmuş. Elinden tuttuğum küçük bir çocuğun, kalbimde saklı kalan satırları okunur olmuş... |
|
256
|
|
|
|
Haymatlos : sıfat, hukuk, vatansız.
Türk Dil Kurumu, Güncel Sözlük. |
|
257
|
|
|
|
Düşler kalmış bir tek eskiden kalma. |
|
258
|
|
|
|
HAYALLER Mİ seni bana getiren. yoksa özlemin mi. saçma olur özlemin. hayaller işte yine yaptı yapacağını..... |
|
259
|
|
|
|
Ne var poşette (ağzından kötü bir söz çıkacaktı ama tuttu dilini)
Hiç akşam için nevale.
Daha fazla soru ile karşılaşmamak için devam etti.
Simit, poğaça… |
|
260
|
|
|
|
Anne gerilir. Yüzlerce km mesafede gazete ilanıyla iş bulup giden 23 yaşındaki kızının sesinde heyecan vardı. Korkunun nabzı ağzında atmaya başlamıştı. Kalbi ağzından çıkacak gibi hızlanmıştı. İki ay önce de İki ay önce de biricik kızı ile bu şekilde konuştuğunda, buzda kayıp ayağını kırmış olduğu haberini almıştı. Daha sonra da soluğu Eskişehir’de almıştı. Evlat değil mi işte...Sevince de, telaşa da sürer anneleri... |
|