|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Santaronide Bu Kaçýncý Senfoni
Mesut Kuntan
Þiir > Yaþam
Diyorsun ya,
Kýyýlarým, eteklerine sarýlmadan
Deli fýrtýnalar, diner bakýþlarýnda
Kirpiðin arasýndan, süzülür mehtap
Gözü nemli ürkek, çocuk edalarýnda
Yalan!
Yýldýzlardan kalplere düþen
Notasýz bestenin sahibi
Anmayýn o yalancý þairleri
Eðin, kýrýn, yakýn kalemlerini
Diyorsun ya,
Gün ayar ya, o an aklýna
Sonradan gelir cevaplar
Dün, bugün den ziyan olur
Hayýrsýz boþ bu telaþlar
Yalan!
Öyle savrulsun da, sarsýn tenimi
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
421
|
|
|
|
derinlerde umut saklý olduðu sürece dýþarýda uzak bir yerde mutluluk var... |
|
422
|
|
|
|
- Keþide senin mi?
- Benim benim, hepsi benim. |
|
423
|
|
|
|
O, her iskelede gördüðünüz, bildiðiniz veya bildiðinizi sandýðýnýz gerçek martý. |
|
424
|
|
|
|
Sakallý Saime derlerdi. Anneannemin bitiþiðindeki evde otururdu. Çirkin, iri yarý, koca memeli bir kadýndý. Kasýðýna kadar sarkýktý memeleri. Ah, ne zor taþýrdý onlarý. Oynar dururdu erik gibi uçlarýyla.
Ne acýmasýz, ne þirret kadýndý Sakallý Saime. Bir kenara atýverdiði kundaktaki bebeðinin aðlamalarýna aldýrmaz, aðza alýnmadýk, duyulmadýk küfürler savurup; mahalleliyle, gelen geçenle kavgalar ederdi. Anneannem terbiyem bozulmasýn diye beni içeri alýr, camlarý sýký sýkýya kapatýrdý.
Sanki þehrin tüm dehlizleri, tüm gizli geçitleri; onun duvarlarýna, hamamýna, arka bahçe kapýsýna, çatý katýndaki o küçük pencereye açýlýrdý. Bu çirkin, bu sakallý, bu ekþimiþ süt kokan kadýnla kim yatmak ister ki? Kim toynak ayaklý, çemen kokan, yarýk dudaklý Saime’nin koynuna girer ki? Hangi mide kaldýrýr, hangi göz görmeye katlanýr? |
|
425
|
|
|
|
Biraz sonra, Allah'tan mý desem bilmiyorum, araba kendiliðinden duruyor. Tabii ben öyle sanýyorum... Meðer arkada koskocaman bir jip var. Araba sanki onu görmüþ ve onun heybetli görüntüsünden korkudan duruyor |
|
426
|
|
|
|
Orhanlar, Erdallar sizi hep anýmsayacak öðretmeniniz. Yeter ki ona gördüðünüzde bir merhaba diyesiniz.
|
|
427
|
|
|
|
Kaptana kalýrsa aradan geçen yýllar sonra þu deniz öyle dar gelmeye baþlamýþtý ki… Gemiyi terk etmek gerekse deðmezdi buna. Bütün personeli bindirirdi de filikaya, kendisi binmezdi. Mavi gözleriyle hep güneþi arýyordu; evine hala dönmemiþti.Oysa deniz güneþin eviydi: sabah ön kapýdan çýkar, akþam arka kapýdan girerdi. |
|
428
|
|
|
|
Birkaç gün içinde gerekli hazýrlýklarýmý yapýp, evdekilerle vedalaþýrken hüzünlendiðim tek þey, annemin göz yaþlarý olmuþtu. O an içinde bulunduðum ruh hali gerçekten çok karmaþýktý. Hiç görmediðim, bilmediðim bir memlekete gidiyordum. Kim bilir nelerle karþýlaþacak, neler yaþayacaktým? Otobüse binip Hakkari’ye doðru yol alýrken derin düþüncelere dalmýþtým. Yol boyunca neler düþünmedim ki?... Sanki geçmiþ ile gelecek arasýndaki bu noktada ciddi bir dönüþüm yaþýyordum. Yeni bir dönem baþlýyordu hayatýmda…
|
|
429
|
|
|
|
Bir zaman bir yerlerde yasanmis yada yasanabilir bir hikayeden sadece bir bölüm |
|
430
|
|
|
|
ikibinonbir deðil önemli olan, asýl ileriyi görmek için son on yýla bakmak lazým bir zahmet dönüp te.. |
|
431
|
|
|
|
Doðanýn ve ananýn kucaðýnda, babanýn yanýbaþýnda yetiþen bir köy çocuðunun, gündelik yaþamýndan geleceki
günlerine yansýyanlar. |
|
432
|
|
|
|
Demir çerceveli pencerelerin ardýnda, Topkapý Sarayý, denizin üzerine serdiði incili yorgana baþ aþaðý uzanmýþ, yatýyor. |
|
433
|
|
|
|
Sigara dedi sadece. Kardeþi, hemen oksijen maskesini takýp doktoru çaðýrmaya koþtu. Ama o doktorun geliþini görmedi. |
|
434
|
|
|
|
Bu yolculuklar,öyle gezi turlarý alýnan türden deðildir! |
|
435
|
|
|
|
Kendimizi çok güçlü sandýðýmýz çaðlar geride kalýr birgün ve gözlüksüz gazete okuyamaz,soluklanmadan
merdiven çýkamaz hale geliriz.O zaman hayatta iseler,
anne-baba algýmýz,sevgimiz deðiþir.Gidilen meþakkatli yolun bir yerinde bir onlara,bir kendimize bakar,niçin yanýldýðýmýzý sorgularýz.Ýþte bu öykü böyle bir soluklanma ve sorgulama anýnda yazýldý. |
|
436
|
|
|
|
Hep merak ederdim.Neydi derdi? Neden bu hale gelmiþti. Sokakta sýra dýþý bir görünümü, farklý bir yürüyüþü vardý. |
|
437
|
|
|
|
Aralýk rüzgarlarý soðuk,soðuk esiyor.100 tane kaldýlar daha 2 gün önce daha 150 tanelerdi.yakýnda kar yaðacak.ilk karla birlikte o gün son yaprakta düþecek .iþte o zaman öleceðim þimdi yaptýðým sadece ölümü beklemek…
|
|
438
|
|
|
|
Milletvekili de, bürokratý da, zengini de, köylüsü, hýrsýzý, þüpheli þahýsý, inþaatçýsý da bu takým elbiseyi giydiðinde eþit konuma geçebilir. Bu yüzdendir belki takým elbise insaný insan yapan, insanýn kendisine de, karþýsýndakine de güven veren bir elbise türüdür |
|
439
|
|
|
|
Bebekliðim, çocukluðumun bir kýsmý, ilk iþim, ilk maaþým, yeni iþim, hayallerim, geleceðim bu sokaklardaki adýmlarýmla þekillendi ve þekillenmeye devam ediyor. Anaokuluna Sait Çiftçi’ de gittim mesela. Bir bohçamýz olduðunu hatýrlýyorum içinde herhafta yýkanýp ütülenen yatak çarþafý, yastýk kýlýfý, nevresimi taþýrdýk. Pembe beyez petükareliydi bizlerin ki, erkeklerinki mavi. Anaokulunda ki öðretmenimi hatýrlamýyorum ama o okulda sütten nefret ettiðimi ve o gün, bugündür aðzýma süt koymadýðýmý biliyorum. |
|
440
|
|
|
|
Eþi Almanya’da calýþýrken
Anadolunun karlý bir köyünde yaþayan
Genç bir kadýnýn dramý
|
|
|
|