|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > Anı |
661
|
|
662
|
|
|
|
Çorlu orduevinde tatbikat var, (belki hatırlarsınız şu Hora olayını, tatbikat onunla alakalı) her yan harita.
|
|
663
|
|
|
|
Bizimle kalanlar "hep mahzun ve güzel kaldılar"... |
|
664
|
|
|
|
Bir yolcudur insan. İçinde hep bir çocuğu saklar. |
|
665
|
|
|
|
Her gün umut umut diye bir yudum özgürlük uğruna.... Mum ile aranan sonsuz barıştır... |
|
666
|
|
|
|
Demek ki insan memnuniyetinin bu dünya da bir sınırı yok. Bütün yeniliklerin, bütün icatların ve bütün israfların sebebi bu memnuniyetsizlik ve daha iyi olduğuna inanılana duyulan özlem değil mi? Ama bütün bu yeniliklerin değeri insan hayatından çaldıklarının değeri ile ölçülebilir mi?
|
|
667
|
|
|
|
“Merdivenlerde çarpışıp, kitaplarını düşüren iki andavallının yoluna devam etmesi gibidir aslında hayat.
O senin dediğin, anca filmlerde olur…” |
|
668
|
|
|
|
ben bir depremzedeyim, yıllardır amatörce yazarım
depremde ve sonrasında yaşadıklarımı bir anı kitabında toplama şansım oldu bu kitabı sizlerle paylaşmak ve sizlerden destek görmek istiyorum.
yazım kitabımdan alınmış bir pasaj dır.
sevgi ile kalın..... |
|
669
|
|
|
|
Bir o vardı, eskiden. benim bir yerime bir şey olsa benden çok onun yüreği
sızlardı. Birkaç gün görmesek birbirimizi özlemi duyardık içimizde. Laf
olsun diye değil bu sözüm hakikaten özlerdik, candan...
o vardı, eskiden. yediğimiz içtiğimiz ayrı g |
|
670
|
|
|
|
Yıllardır bilmediğim bir şey beni sonsuzluğa doğru sürüklüyordu.sonsuzluk ve bilinmeyen güç neydi sizce. |
|
671
|
|
|
|
Nurhak-Elbİstan yöresinde yaşanmış bir hikaye... |
|
672
|
|
|
|
körfez ülkelernde yüzbinler gidip gelmekte çalışmakta fakat ciddi bir paylaşım yok. her gidenin ilgi çekecek anıları var bize daha yakın. |
|
673
|
|
|
|
Güneş, masmavi gökyüzünde binlerce renge bürünmüş; aydınlatıyordu dünyayı. Uçsuz bucaksız tarlalar, dağların eteklerine uzanmış; sabah güneşinin, tadını çıkarıyordu. Anayolda, arabalar yuvalarına yem taşıyan karıncalar gibi sırayla ve telaşla |
|
674
|
|
|
|
-“Teyze sen daha önce mide kanaması geçirdin mi?”
-“Hayır, ama iki kez mide ameliyatı olmuştum.”
Eyvah! Ya bu kez de benzer şey olursa! İnsan bilmediği bir konu üzerinde nasılda kuşkulanıyordu. Peki, bizim bu kaygılarımızı yok edecek kimlerdi? |
|
675
|
|
|
|
Mary jane... Gizem yüklü bir kadın. Öylesine biri. Yaşam şekli, düşünce tarzı(düşünmemek de ki inadı), sonsuz bölü sonsuz belirsizlikleri anımsatan bilinmezliği, daha çok
küçük sayılabilecek olan yaşı ve dik kafalılığıyla öylesine diyebileceğim biri. Di |
|
676
|
|
|
|
Allah’ım, delireceğim! Millet de üstüme üstüme geliyordu. Topluca almış olduğum lunapark oyun biletlerini avucumda tutmakta zorlanıyordum. Tüm dikkatim iki çocuğumdaydı. Bir yandan da elimdeki toplu biletler düşmesin/kaybetmeyeyim diye endişelenirken, diğer yandan ele avuca sığmaz afacan oğlumun elini sıkıca tutmaktaydım. |
|
677
|
|
|
|
"başkasının hayallerini kurmak ve gerçekleştirmek için buradayım.."
|
|
678
|
|
|
|
Denize olan tutkumu hep ifade etmeye çalıştım kelimelerle, ilk kez bu kadar keyiflisi çıktı ortaya, paylaşmalıyım dedim, hemen,ŞİMDİ! |
|
679
|
|
|
|
Tuna sen miydin,sonra tuna sen gercek miydin?
Oturdum bir ucuna saatlerce onu ve onda ki beni
seyrettim,gercekle efsanenin birlestigi zemin.Ben
tuna oldum uzun bir süre,tuna ben.
|
|
680
|
|
|
|
Deneylerle sabittir ki, emek tarafının kalabalık grupla katıldığı durumlarda görüşmelerde tıkanmalar baş gösteriyordu çoğu kez… Bunu biraz açmak gerekirse, , ilgili şube tarafından belirlenerek görüşmelere katılan herhangi bir işçi, iş yerindeki yerel yöneticilerin ağzından bal damlayan tutumuyla, işveren adına görüşmelere katılan üst düzey yöneticilerin kuruş hesabı yaparak ortaya, ‘ toplam maliyet, çıkaran tutumuna sınıfsal bakamadığından duygusal tepkiler ortaya koyarak işin çıkmaza girmesine yol açıyordu… |
|
|
|