Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yine geldi. Kim? Ne bileyim! Aman boş ver dedi, kimse kim. Eski zamanlardan belki çocukluk yıllarından kalma bir alışkanlıkla tavandaki kalasları saymaya başladı. -Bir, iki, üç… -54’ de dur dedi yarı açık kapıdan yaşlı bir ses. 54’ de dur. Şaşırdı, bir süre verecek bir cevap bulmakta zorlandı. Nice sonra, -Nereden bildin 54 rakamını. Diyebildi. -Tavanda tam 54 kalas varda ondan. Bunu söyleyip içeri girdi yaşlı adam. Dikkatli bakınca yaşlı adamı nereden hatırladığını anladı; (tavandaki kalaslar). Esmer ve kırış buruş bir yüz. Kalasların arasından sızarcasına parlayan iki göz. Evet, çatıdaki kalaslarla epey bir ortak payda oluşturuyordu. -Bu evi en iyi ben tanırım, bilirim diyerek sözüne devam etti asırlık çınar. Kapının dibine çömelirken eli ceketinin iç cebinden bir sigara tabakasına uzandı. Yavaş ve yılların verdiği alışkanlıkla bir sigara sarmaya koyuldu. İki dal parçasını anımsatan parmaklarının arasına ince bir kâğıttan bir şilte serdi önce. Bir tutam tütün özenle yatırıldı kar gibi şilteye. Birden şilte yaşlı adamın dudaklarına yöneldi. -Bu evi ben tamir ettim. Her bir çivi de, tahta da alnımdan akan terin izi var. Kalaslarda aynı terle ıslandı tek tek. Her kalas yerine yerleştikçe bu son derdim. Ama son olmazdı bir türlü. Burası bu eski evin en büyük odasıydı. Gözü ile duvarları yeniden karışladı. Sonra tavana çevirdi kafasını birden tam 54 kalas var yukarda. Birden kendini kalaslardan biri olarak düşündü. Yıllara meydan okuyan ve belki de ölümsüz bir kalas olduğu fikri onu epey heyecanlandırmıştı doğrusu. Üstünü bir keçe gibi saran ocak isi, evin her süpürülüşte yükselen toz bulutlarından hissesine düşenler neler neler gelip geçti aklından -Tütüne şarkı söylemek gerekir evlat. Yoksa gevşemez. Hem de kulağının tam ortasından söylemelisin şarkını. Lafı değiştirmek için mi söylemişti son sözleri yaşlı adam bilinmez. Yâda bilirsinizde bilmezden gelirsiniz ya öyle bir hal vardı ortamda. -Beni buralarda pek sevmezler dedi yaşlı adam aniden. -Neden? -Eski evlerin kalaslarını yerinden söker. Üstünü başını temizler yeniden yaşama döndürürüm. -İyi ya, -İyi ama her temizlik insanların hatıralarını siler götürür ;( yaşlı adam az önce sardığı sigarayı yine yaşlı bir çakmakla yakar.) Dumanlar aynı insan yüzleri gibi türlü türlü haller de süzülür çamdan dışarı. (Tel tel sigara dumanında eski yüzleri ve hatıraları görür).
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eyyüp yıldırmış, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |