..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Unutulamayan Dönemler > Salih Zeki Çavdaroğlu




29 Haziran 2012
Türk Tiyatrosu’ Nun Büyük İsmi Hâzım Körmükçü Aynı Zamanda Usta Bir Müzisyen İdi…  
Salih Zeki Çavdaroğlu
Türk Tiyatro' sunun önemli isimlerinde Hâzım Körmükçü' nün mûsıkîşinaslığı


:AICI:
Kültür, sanat ve geçmiş ile arası pekiyi olmayan bir toplum olduğumuzu kanıtlamak zannederim pek de zor değildir. Büyük şehirlerimizin en işlek caddelerinden birine çıksak ve insanlara Türkiye’ nin çok değil beş-on sene öncesinin sanat ve kültür hareketlerinin teması ya da kişileri hakkında rasgele küçük sorular yöneltsek; çoğunlukla alacağımız karşılıklar ya suskunluk, ya da alâkasız cevaplar olacaktır.
Meselâ 1898 ile 1944 yılları arasında yaşamış, tiyatro tarihimizin en önemli isimleri arasında yer alan Hâzım KÖRMÜKÇÜ ‘ nün kim olduğunu rastgele, ya da seçkin kalabalıklara sorsak herhalde doğru cevabı yakalamak hiç de kolay olmayacaktır.
Çoğunluğa bu isim belki de hiçbir şey ifade etmezken, belki bir kaç kişi onun günümüzde yaşayan ve aynı isim ve soy ismini taşıyan özbe öz torunundan (1965 doğumlu) söz edecektir.
İlginçtir aynı ismi taşıyan torunu da kendisi gibi bir tiyatro ve sinema sanatcısı’dır. Ancak yaşadıkları dönemlere göre karşılaştırılırsa dede Hâzım, torun Hâzım’ dan muhakkak ki daha yetenekli ve daha popülerdir.
O halde biraz daha yakından tanıyalım dede Hâzım’ ı :
Sanat camiasına girmeden önceki gerçek adı Kâzım olan sanatçımız, Kabataş Lisesinden mezun olduktan sonra, bir süre İstanbul Belediye Meclis’ inde zabıt kâtibi olaraka görev yapar. yeni oluşmakta olan modern Türk Tiyatro ve sinemasının ilk ve önemli aktörlerinden birisidir.
Körmükçü önce Benliyan’ ın ( Arşak Haçaduryan) kurucusu olduğu Millî Osmanlı Tıyatro Operet Kumpanyası'nda Clariette’ nin 28 Günlük Askerliği adlı oyunla yardımcı oyuncu olarak çalışmaya başladıktan sonra, 1917 yılında Vasfi Rıza Zobu ile birlikte Darülbedayi'ye girdi.
O yıllarda sahnelenen “ Kayseri Gülleri” ndeki “Yanko” rolü ile seyirciden büyük bir beğeni ve şöhret kazandı.
“1924-25 sezonunda Muhsin Ertuğrul ve Arkadaşları Topluluğu’ nun Ferah Tiyatrosu’ ndaki oyunlarında rol aldı, 1925-26 sezonunda Raşit Rıza (Samako) Topluluğu ve Milli Tıyatro’ da çalıştı. Başta Lüküs Hayat olmak üzere birçok operet oyunlarında rol aldı.
Özellikle, Musahipzâde Celal’ in oyunlarında, operetlerde ve müzikli oyunlarda ün yaptı...”
Tiyatro’ da özellikle komedi rolleri ile tartışmasız mükemmel kişilikler sergiledi. “Ceza Kanunu”, “Kibarlık Budalası”, “ Mum Söndü” gibi oyunların yıldızı oldu. Bu büyük aktör, sadece rolleri ile değil, özel hayatında da çevresine neşe taşıyan, yaptığı şaka ve hicivlerle onları güldürmüş bir dost olarak iz bırakmıştır.
İlk olarak 1932 yılında “Kaçakçılar” filmi ile kamera karşısına geçti ve çoğunlukla Muhsin Ertuğrul'un yönettiği, Bir Millet Uyanıyor (1932), Leblebici Horhor Ağa (1933), Karım Beni Aldatırsa (1933),Aysel Bataklı Damın Kızı (1935), Aynaroz Kadısı (1938), Bir Kavuk Devrildi (1939), Kahveci Güzeli (1941), Nasreddin Hoca Düğünde (1943) gibi önemli filmlerde rol alır.
Tiyatro ve sinema dışında, ayrıca Karagöz ile de ilgilenir; ölümüne kadar da amatör bir hoby olarak Karagöz oynatıcılığı yapacaktır.
Hâzım Körmükçü’ nün adaş-torunu Hazım Körmükçü verdiği bir röportajda, aile geçmişlerinin Karagöz sanatı ile bağlantısını şöyle anlatıyor:

“…Bize söylenene göre ‘Körmük’, Karagöz ile Hacivat gibi bilumum temaşa sanatlarının icra edildiği yer. Oradan türemiş adımız. Dedemin babası Ali Bey aynı zamanda Karagöz ile Hacivat oynatıyormuş. Usta çırak ilişkisi içinde dedeye de geçmiş…”
Müzikle ilgisine gelince, onun müzikal kimliği hayatı boyunca aşk derecesinde ilgilenmesine rağmen, günümüzde pek bilinmemektedir.
Ruhî yapı olorak olağanüstü hassas bir kişilik taşıyan Hâzım Bey, Topkapı ve Dolmabahçe Saraylarında solfej öğretmeni olan babası Ali Bey’ den etkilenerek, henüz aktör bile değilken, daha küçük yaşlarından itibaren müzikle ilgilenmeye başlar. Bu heves sonucu “ud “ ve “keman” öğrenir. Müzikle o kadar hemhal olmuştur ki, döneminde oynanan bazı operetlerde figüran olarak sahneye çıkar.
Oynadığı birçok eserde O’ na klâsik Türk Mûsıkîsi tarzında şarkılar okutulur, bu yönü de seyircisinin gözünde aynen taklit ve komedi yeteneği gibi karakteristik bir nitelik kazanır.
Dâvudî sesi ile,Türk Mûsıkîsi’ nin makam, usûl,tavır v.d. hususlarına hakimiyetinden dolayı Atatürk’ ün meşhur “ akşam sofraları” nda da zaman zaman yer aldığı, orada hem mükemmel sesi, hem de udu ile sohbet ve meşklerin önemli bir figürü olduğu söylenmektedir.



D İ P N O T L A R :

1 Reşad Ekrem KOÇU, İstanbul Ansiklopesi, Ana Yayıncılık, İstanbul,1996, C.5, s.95
2 Reşad Ekrem KOÇU, “ a.g.e.”
3 Neşe MESUTOĞLU, Naif Bir Yaşam Vardı Eskiden, Milliyet, 12 Haziran 2012
4 Sayra ORKAN, Müzisyen Hazım Körmükçü, Tercüman Gazetesi, 31 Mart 1983

http://ferahnak.wordpress.com/2012/06/29/turk-tiyatrosu-nun-buyuk-ismi-hazim-kormukcu-ayni-zamanda-usta-bir-muzisyen-idi/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cinuçen Tanrıkorur
Atatürk'ün 1934 Yılı Tbmm Açış Konuşması ile Osmanlı Musıkîsi Adeta "" Vebâlı" İşlemi Görmeye Başlıyor
Bir Tabu Daha Yıkıldı :

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mukaddes Kitabımız’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Işığında: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Yazdıkları İle Yaşadıkları Aykırı Bir Sanat ve Edebiyat Adamı
Cumhuriyetimizin Kuruluş Felsefesi
Türkiye’ Nin Önüne Konmuş ‘batılılaşma’ Hedefinin Ne Kadar Yanlış Bir Hedef Olduğunu Artık Anlamamız Gerektiği Günlerdeyiz
1923’ Te Okullarda Türk Mûsıkîsi Öğretimi Yasaklanmıştı!..
Tarih Boyunca Türkçemiz’ E ‘sadeleştirme’ Adına Yapılan İhanetler ve Bunun Sonuçları
Chp Ne Kadar Solcu Ya da Sosyal Demokrat; Daha Doğrusu Bu İddiaları Ne Kadar Doğru?
Türkiye’ Nin 'Batılılaştırılma 'Projesi Kapsamında Radyo’ Nun Misyonu Neydi?
Emperyalist Dünyanın Himayesindeki Piyanist Yine Sara Nöbetlerinde
Ziya Gökalp

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vefatının 67. Yılında Ziya Osman Saba’ Yı Rahmetle Anıyoruz... [Şiir]
İki Bedene Tek Ruh [Şiir]
Adı Konulmamış Duygular [Şiir]
Aşk Bir Terennüm İse [Şiir]
Hayal Bazan Gerçeği Aşar [Şiir]
Sensizlik Beyitleri [Şiir]
Yağmuru Beklerken [Şiir]
Her Şey Geçmişte Kaldı [Şiir]
Vesvese [Şiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradır "" [Şiir]


Salih Zeki Çavdaroğlu kimdir?

Otuz yıldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musıkisi eğitimi aldım. Üsküdar Musıki Cemiyeti' nde 20 yıl korist - solist olarak görev yaptım. Bu güz Türk Musıkisi üzerine makaleler yazıyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiği Yazarlar:
N.Fazıl , C.Meriç, B.Ayvazoğlu,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.