Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
“Arama ve kurtarma faaliyeti sırasında su yüzeyinden toplanan malzemeler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca incelenmiş ve tanzim edilen rapora göre; malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır.” Bir de şöyle bir açıklama var: “22 Haziran 2012 tarihinde, uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken, radar ve telsiz teması kesilen ve müteakiben Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen Hv.K.K.lığımıza ait RF-4 uçağımız” …. Daha önceki açıklamalarında ‘düşürülen uçak’ söylemini kullanan resmi makamların bu kez ‘düşürüldüğü iddia edilen’ söylemini kullanması ve ‘mühimmat izine rastlanmadı’ sözleri uçağın düşürülmeyip pilotaj hatası veya teknik arıza veya metal yorgunluğu sonucu düşmüş olabileceği olasılığının gündeme getirdi. E peki daha önce yapılmış olan resmi açıklamaların hepsi yanlış mıydı? Yaksa dezenformasyon muydu? Daha önceki açıklamalardan bir seçki aşağıda sunulmaktadır: 22 Haziran 2012: İlgili kurumlarımızın sağladığı verilerin değerlendirilmesi ve Suriye ile yürütülen ortak arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde elde edilen bilgiler neticesinde uçağın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır. (Başbakanlık resmi açıklaması) 24 Haziran 2012: Uçağımız uluslararası karasularında vuruldu. Bir saldırı söz konusu. (Dışişleri Bakanı) 25 Haziran 2012: Uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur. Suriye’nin uçağımızı kasıtlı olarak hedef aldığı kesindir. Suriye tarafından hiçbir uyarı olmaksızın vurulmuştur. “Uçaksavarlarla vuruldu” iddiasının gerçeklerle alakası yok. Lazer ya da ısıya güdümlü füze ile vuruldu. (Başbakan Yardımcısı BA) 26 Haziran 2012: 22 Haziran 2012 tarihinde Suriye’nin 13 deniz mili açığında Doğu Akdeniz ’in uluslararası hava sahasında bir F4 askeri uçağımıza saldırı düzenlendi ve uçağımız Lazkiye’nin 8 deniz mili açıklarında Suriye karasularına düştü. Bunun altını çizerek söylüyorum, Suriye karasularında uçağımız vurulmamıştır, uluslararası sularda vurulmuştur. Vurulduktan sonra Suriye sularına düşmüştür. (Başbakan) 08 Temmuz 2012 Pazar: Şu ana kadar çıkan parçalarda yapılan incelemelerde herhangi bir füze ve mermi izine rastlanmamıştır. (Milli Savunma Bakanı ) 09 Temmuz 2012 Pazartesi: Bir füze görüntüsü yok. (Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı) 09 Temmuz 2012 Pazartesi: Uçağımız uluslararası hava sahasında düşürüldü. (Genelkurmay Başkanı ) E o zaman uçağı Suriye düşürmedi mi? Peki, nasıl düşmüş o zaman? Uçak kendi kendine mi düşmüş? Metal yorgunluğu olabilir mi? O zaman Suriye'nin "yanlışlıkla vurduk" iddiasına inanalım mı, inanmayalım mı? Eğer uçağımız vurulmadıysa o günden bugüne Suriye ile neden tepiştik durduk? NOT: Bundan sonrasını artık takip etmekten vazgeçtim. Çünkü sıkıldım. Bilen varsa açıklasın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |