Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
“Þaka yapýyorsun deðil mi Selim?...” dedi Nihal. Telefonun karþýsýndaki ses tedirgin ve endiþeli bir ses tonu ile aniden gelen bu haberin hiç de þaka olmadýðýný anlatýr gibiydi. “Keþke þaka yapsaydým…” dedi Selim. “Bilirsin , iþ yerine en erken o gelir “ dedi Selim. Gerçekten de öyle idi. Ömer iþine aþýk biriydi. Sabah en erken iþ yerine damlayan tiplerdendi. Onun iþ yerine geldiði saatlerde iþ yerinde kimse olmaz dý. “Peki ne oldu kocama anlatsana!...” diye baðýrdý Nihal. “Önce biz de bunun bir þaka olduðunu sandýk. Ýþ yerine geldiðimizde ofiste kimse yoktu. Arkadaþlarýmýzdan biri tuvalete gidene kadar. Tuvalete giden koridorun üzerinde kan lekeleri olunca çýðlýðý bastý. Nihal bu konuþmanýn sonunun nereye varacaðý konusunda korkmaya ,gözlerinden yaþ akýtmaya baþlamýþtý. “Hepimiz oraya doðru koþturduk. Kan lekeleri erkekler tuvaletinin kapýsýna kadar gidiyordu. Tuvaletin kapýsýný açtýðýmýzda her yer ama her yer kan içindeydi.” “Bütün bunlarýn Ömer’le ne ilgisi var?...” diye haykýrdý Nihal. Sesi endiþe ve korku içersindeki Selim, Nihal’in sorusunu cevapladý. “Nihal, Ömer ortada yok. Ondan baþka herkes burada. Kocan kayýp!...Saatlerdir Cep telefonunu arýyoruz ama kapalý dedi” ********************************************************** Kulaklýðýnýn sesi sonuna kadar açýktý. Ofisteki masasýna kafasýný gömerek öylesine yapýþmýþ, gelen müziðin sesine öylesine konsantre olmuþtu ki, arada bir avazý çýktýðý kadar “Benim belki de bir bildiðim var…” diyerek Þebnem Ferah’ýn þarkýsýnýn nakaratýna eþlik ediyor, ofiste kim varmýþ? Kim yokmuþ? düþüncesini bile umursamadan bas, bas baðýrýyordu Sevcan. Koridorun en sonunda yer alan odada ise; Cep telefonundan gelen þu anda asla karþý cevap alma þansý olmayan “Alo!,Alo! Nihal orda mýsýn?” diyen Selim'in feryadýna karþýn, Nihal ne yaptýðýný bilmeden ayaða kalkmaya çalýþmýþ odadaki her þey ile birlikte dönmeye baþlamýþtý. Þebnem Ferah’ýn þarkýsý tüm iþ yerini adeta iþgal etmiþ,Nihal’in yere yýðýlmasýna sanki fon oluþturmuþtu. Þebnem Ferah,Sevcan’ýn kulaðýna “Senin gördüðün yanaðýmdan süzülenler asýl içimde içinde yüzdüðüm bir deniz var…” fýsýldýrken Nihal’in gözleri kararmýþ bir halde dinlenme odasýndaki koltuða ulaþma gayretlerine sanki eþlik ediyordu. Bu arada Ömer’in iþ yerinin önü ana,baba gününe dönmüþ. Polis arabalarýnýn kýrmýzý mavi parlak ýþýklarý,silen seslerine karýþmýþtý. Nihal birkaç hamle ile koltuðun en uç tarafýna ulaþmaya çalýþýrken, artýk gücünün kalmadýðýnýn farkýnda olarak yere yýðýldý kaldý.Müzik bitti. Bir iki dakika sonra dinlenme odasýnda kýyamet kopmuþ, Sevcan’ýn yardým çýðlýklarý bu kez Nihal için iþ yerinin her yerini kaplamaktaydý.Dinlenme odasýnda Nihal’i yere yýðýlmýþ bir þekilde bulan Sevcan’ýn yardým feryadý dinlenme odasýna birkaç kiþiyi bir anda toplamýþtý.Nihal ise; yarý baygýn bir halde hemen yaný baþýnda bulunan Sevcan’ýn korku ve endiþe dolu aðlamaklý yüzünü görüyor.Aðzýný kýpýrdatmak bir þeyler söylemek istese de kendinde hiçbir güç bulamýyor,karþýsýndaki kalabalýðýn sadece “Nesi var?” ,hemen hastaneye götürmeliyiz!...” gibi telaþla söylenen cümlelerini bir uðultu halinde iþitiyordu. Gözlerini açtýðýnda ise; Bir hastane odasýnda olduðunu fark etti.Yaný baþýnda Sevcan vardý.Elleri hala buz gibiydi. Güç bela “Sevcan…” diye mýrýldandý. “Sus konuþma!...” dedi Sevcan. “Kendini yorma lütfen…” Sevcan’ýn gözlerinde ayný korku ve endiþe olmasýna raðmen Onun da her þeyi öðrendiðini hissetti. “Ömer…” dedi. “Ömer nerede? …” Hýçkýrarak aðlamaya baþladý. Sevcan ise Ömer’in nerde olduðun bilmiyordu.Nihal’i hastaneye götürürken,Nihal’in cep telefonu Selim tarafýndan yine aranmýþ,bu sefer telefonu açan Sevcan olmuþtu. Selim olan biten her þeyi Sevcan’a da anlatmýþtý,anlatmasýna raðmen ama; týpký Nihal gibi kafasýnda bir sürü soru iþaretleri býrakmýþtý. Þimdi Nihal’e bu konuda ne söyleyebilirdi ki. Onu yatýþtýrmak,toparlanmasýna saðlamaktan baþka yapabileceði bir þey yoktu. “Merak etme …” dedi Sevcan. “Önce sen bir iyi ol!...” “Polisler onu arýyorlar.” dedi iyimser ve güçlü bir tavýrla “Hem Ömer’e hiçbir þey olmamýþtýr.Göreceksin onu mutlaka sað salim bulacaklar” dedi. **************************************************************** Odanýn dýþýnda Ömer’in çalýþma arkadaþý Selim,bir koltukta boþ ve anlamsýz bakýþlarla etrafý seyrediyordu. “Dalmýþ gitmiþiniz….” dedi biri. Selim birden irkildi.Karþýsýnda esmer mavi gözlü uzun suratlý bir adam,oldukça sakin bir tavýrla ona hafif bir tebessüm ile bakýyordu. “Kendinizi toplasanýz iyi olur.Çünkü bu olay gerçekten çok karýþýk.Bu arada adým Cengiz.Komiser Cengiz…”Selim’in baþ döndürücü bir þekilde geliþen olaylardan baþý iyice aðrýmaktaydý.Ömer’in iþ yerindeki en yakýn arkadaþý idi.Bu yüzden ona ve eþine yardým etmek istiyordu. “Biliyorum Komiser,biliyorum dedi…” “O nasýl ? …” dedi komiser. “Þu anda içeride.Sakin gibi görünüyor.” dedi Selim. “Onlar hakkýnda ne biliyorsun? Yani onlarý karý,koca olarak en yakýndan tanýyanlardan biri sensin.” dedi Komiser. Ne söyleyebilirdi ki Selim. Nihal arada bir eþinin iþ yerine ziyarete gelirdi.Ama çok uzun kalmazdý.Yine de ikisinin birbiri ile uyumlu bir görüntü çizdiklerini düþünmekteydi. Bir kaç defa eþi ile birlikte Ömer ve Nihal’in evlerini ziyarete gitmiþler oldukça eðlenmiþlerdi. Ýkisi arasýnda sorunlu bir iliþki görünmüyordu. “Aralarý gayet iyi idi Komiser. Aralarýnda her hangi bir sorun olduðunu sanmýyorum.” dedi Selim. Komiser ayakta kalmaktan sýkýlmýþtý besbelli. Selim’in yanýnda bulunan boþluða oturdu.Sakin bir ses tonu ile sordu. “Sence de biraz garip deðil mi? Bütün bu olan bitenleri bilmesi…” “Evet!...” dedi. donuk bir ses tonu ile Selim. “Evet! Garip…” “Ama yine de iyi biridir Nihal…” Komiser Selim’in yanýna biraz daha sokularak, “Ýyi mi ?...” dedi. “Biliyor musun?... Ben küçükken, üvey annem beni hemen,hemen her gün döverdi.Ama babamla gittiðimiz her aile toplantýsýnda kendi oðlundan çok, önce beni okþar,sever doyururdu.Baþýnda buna hiç anlam verememiþtim .Sonralarý kavradým neden böyle davrandýðýný.Çünkü üvey annem hem babama,hem de ondan daha çok kendi ailesine iyi görünmek istiyordu.” “Þimdiye kadar bir çok suçlu ile karþýlaþtým.Aslýnda hepsi ayný üvey annem gibi iyi görünmeye çalýþýyorlardý. Bu yüzden Selim bey, Ýyi olaný ya da iyi diyebileceðin birini gerçekten derine inmeden bilebilmek çok olanaksýz. “Selim Komiser’in konuþmasýný dalgýn bir þekilde baþý yere eðik bir þekilde dinlerken birden baþýný kaldýrdý ve Komisere sordu. “Sizce bu olayda onun parmaðý var mý?...” “Bilmiyorum…” dedi Komiser. “Seni ilk arayan o deðil miydi?...” “Evet,O aradý “ dedi Selim. “Arayýp,Ne demiþti sana?...” Ömer buz gibi kesilmiþti.O aný hatýrlamak istemezken,zoraki olarak o günü anlatan kelimeler dudaklarýndan dökülmeye baþladý. “Ofisteydim.Ýþ yerine yeni gelmiþtik.Bütün herkes çalýþma ofisindeydi.Bir tek Ömer yoktu.Sonra birden cep telefonum çaldý.Arayan Nihal’di.Sesi çok telaþlý ve aðlamaklý geliyordu.” “Ona bak!...” dedi. “Kime ?...” dedim “Ömer’e, Ömer’e lütfen bak!...” “Niçin ?...” dedim. “Soru sorma,Ona lütfen bak ve beni ara…” dedi “Telefonu kapattým.Oda da herkes bu garip konuþmanýn farkýna varmýþ gibi yüzüme bakýyordu. “Ömer’i çalýþma ofisinin dýþýnda bulabileceðim umudu ile hýzla masamdan kalkýp,Ofis’in dýþýna çýktým.Koridorda benden baþka kimse yoktu.Sonra aklýma erkekler tuvaleti geldi. Oraya doðru koþtum.Kapýyý açtýðýmda gördüðüm manzara tüyler ürpertici idi.Erkekler tuvaletinin her yaný kanlar içindeydi.” Selim bir daha asla hatýrlamak istemediði bu kabustan kurtulmak istiyordu. O an ile ilgili aklýnda kalan son fotoðraf olan kanlar içersindeki tuvalet görüntüsünü beyninden silip atmak istiyordu.Ve bir çýrpýda o sahneden çýkarak,Komisere geri döndü. Komiser’in yüzüne baktý. “Sonra,Onu aradým,Nihal’i…” “Kocasýnýn ofiste olmadýðýný falan söyledim.Uzun bir sessizlik oldu Sonrasýný sizde biliyorsunuz.Orada fenalaþmýþ.” ****************************************************** Zor koþullarda büyümenin, insan ruhuna verdiði bir çok zarar da olsa, O ruhu hayata karþý savaþçý kýlan ve sürekli teyakkuz halinde, güzel bir yaný vardý.Komiser Cengiz, hepimizin bildiði klasik bir geçmiþe sahipti. Önce öz annesini 9 yaþýndayken bir trafik kazasýnda kaybetmiþ.Anne hasretine tutulmuþ.Bir iki sene sonra babasý bir kadýnla evlendikten sonra,üvey annesinin hýþmý altýnda büyümüþ,sokaklarda cep harçlýðýný seneler boyunca çýkarmaya çalýþmýþ,sokaðýn ekmek parasýný çýkartacak cömertliðinin yan sýra,adiliðini,pisliðini öðrenmiþ biriydi. Yýllar boyunca yaþadýðý her þey’e karþýn kaderinin annesini kaybetmesi ile geliþen ve babasýnýn ona asla sahip çýkmamasý ile tamamlanan öyküsünde zaman,zaman Yaradana karþý herkes gibi “Niçin ben?...” dese de hayatla mücadele etmeden bir an vazgeçmeden polis okulu sýnavlarýna girmiþ,uzun ve meþakatli meslek yolculuðunda basamaklarý baþarý ile hýzla týrmanmýþ Cinayet Masasýna Komiser olma mertebesine kadar gelmiþti. Komiser’e göre adalet, iyi ve kötü arasýnda yada melekler ve þeytanlar arasýndaki mutlak hakimiyetin denge noktasýnýn ta kendisi idi.Bu dünyada iþlenen her suçun yada her iyiliðin bir kelebek etkisi yarattýðýna.Ýnsanlarýn Kaderinin iþlenen her suçta ve iyilikte dolaylý olarak etkilendiðine inanmaktaydý.Þu an görev edindiði bu vaka da sadece Nihal’in üzerinde bir þüphesi yoktu.Olay günü çalýþma ofisinde yer alan herkesin tabi ki de Selimin de þüpheli kiþiler içersinde olduðu muhakkaktý. "Selim bey......" dedi mesafelli bir tavýrla. "Bu olayda yer alan herkes masum olduklarý ispatlana kadar potansiyel bir suçludur. Bu yüzden hem siz hem de olay yerinde çalýþan diðer arkadaþlarýnýz da sakýn ola Þehirden ayrýlmayýn.Bu olayla ilgili olarak gerek olay yerinde gerekse emniyete çaðýrýlarak bir çok soruya maruz kalacaksýnýz" Selim komiserin bu sözlerine saþýrmýþ ve hiddetlenmiþti. "Ne yani benim bu olayla bir ilgim olduðumu mu söylemeye çalýþýyorsunuz?..." "Evet..." dedi komiser. "Bu olayda yer alan herkes gibi siz de bu olasýlýðýn içersindesiniz." Komiser Cengiz Selim'in yanýndan ayaða kalkarak Nihal'in bulunduðu odanýn kapýsýna doðru yöneldi.Ve odaya yönelirken selime seslendi. "Siz sanýrým burdasýnýz." Selim'in ve ayný zamanda Ömer'in patronu yaþanan bu tatsýz olaydan çok rahatsýz olmuþtu. Ýþ yerinde Ömer'in en yakýn arkadaþý olarak Selim'i bildiði için Nihal'le ilgili süreci takip etmesi için Selim'i görevlendirmiþti. "Evet..." dedi Selim. "Burada kalmayý hem ben kendim istiyorum.Hem de iþ yerim böyle uygun gördü. "O halde burada kalýn,ben bir Nihal hanýma bakayým,bakalým durumu nasýl?..." dedi Komiser. Odaya girdiðinde hýçkýra,hýçkýra yataðýnda aðlayan bir kadýn ile hemen onun yaný baþýnda bu kadýný yatýþtýrmaya çalýþan çaresiz diðer kadýný gördü,Komiser Cengiz. Sessizce yanlarýna yaklaþtý.Yataktaki kadýn aðlamasýna diðer kadýn ise,onu yatýþtýrmaya devam ediyordu. Odanýn içinde az ötede duran sandalyeyi sert bir þekilde kavrayýp her ikisinin kendisini rahat bir þekilde görebileceði konuma çekti.Sandalyenin iç gýcýklayan sesi iki kadýna birden odaya birinin geldiðinin haberini vermiþti. "Kusura bakmayýn böyle sessizce girdim,rahatsýz etmedim umarým." Aðlayan kadýn,bir anda yataðýndan doðrularak Komiser'e baktý. "Siz polissiniz deðil mi?" dedi. Bu durumdan olumlu bir tablo çýkarmaya çalýþan diðer kadýn hemen atýldý. "Gördün mü Nihal?...Memur bey Ömerle ilgili iyi bir haber getirmiþtir belkide."dedi. Gelen adamýn gözlerinin içine baktý Nihal.Gözlerinden hiç de hayýrlý bir haberle gelmediðini hissediyordu. "Kocamý hala bulamadýnýz deðil mi memur bey?..." Komiser sert bir þekilde çekip konumlandýrdýðý sandalyeye sessizce oturdu ve Nihal'in yüzüne bakarak "Maalesef kocanýzdan henüz bir haber alamadýk Nihal haným" dedi. "Bu arada benim adým Cengiz,Baþkomiser Cengiz.Bu olayla ben ilgileniyorum." Sevcan Nihal'in ellerinden sýkýca tuttu. "Biliyorum,onun baþýna çok kötü bir þey geldi" dedi Nihal. Komiser Cengiz Nihal'in kocasý ile ilgili söylediði bu kesin yargýdan yola çýkarak konuya biran önce girmek istedi.Kafasýnda anlam veremediði bir sürü soru dolaþmaktaydý. "Aslýnda bende bunu merak ediyorum" "Özellikle de kocanýzýn baþýna bir þey geldiðini ayný gün ayný saat de bilerek,Selim ile aranýzda geçen o telefon konuþmasýný hanfendi." "Doðrusunu isterseniz bu çok garip ve merak uyandýrcý..." Kötü bir gün geçirmiþ ve olayýn þokunu hala üzerinden atamayan Nihal için bu cümleler soðuk bir duþ etkisi yaratacaktý.Sevcan bunun farkýna varýp,müdahale etmek istedi. "Komiser bey,Nihal þu an hiç iyi deðil bu konuyu daha sonra konuþsak...." Komiser'in Nihal'e yönelik kurduðu cümleler soðuk bir duþ etkisi yaratmakla kalmayýp bir öfke fýrtýnasýna dönüþmüþtü. Baðýrdý...... "Siz ne diyorsunuz!... benim kocam þu anda kayýp ve siz onu arayacaðýnýza beni sorguya çekiyorsunuz." Komiser kendisine görevinin yaþadýðý bir çok olayda hatýrlatýlmasýna alýþkýndý. Bu hatýrlatmadan hiç rahatsýz olmadan sözlerine devam etti. "O sabah erkenden kocanýzýn iþ arkadaþý Selim'i arayýp,kocanýzýn ýsrarla nerede olduðunu soran ve hatta baþýna bir þey gelmiþ olabileceðini Selim'e ima eden siz deðilmiydiniz?..." Sevcan yaklaþan öfke fýrtýnasýn farkýna varmýþ,Nihal'in ellerinden sýkýca tutmuþtu. Ve öyle de oldu.Nihal öfke ile yataktan fýrladý ve yerinden kalktý.Hýçkýrarak aðlamaya ve baðýrmaya baþladý. "Beni mi suçluyorsunuz yani?...Yani ben kocama bir zarar mý verdim diyorsunuz?... Buna gülerler biliyor musunuz,buna herkes güler.Çünkü buradaki herkes benim kocamý ne kadar çok sevdiðimi bilir. Size az öncede söyledim sizin iþinizde onu bulmak..." "Bulun onu!... lütfen bulun,Lütfen...." Sevcan yataktan ayaða fýrlayan Nihal'in elinden zorla tutup yataðýna götürmeye çalýþtý. Bu öfke nöbetinin geçmesi için Komiser'in odayý mutlaka terketmesi odadan uzaklaþmasý gerekiyordu.Tam bu konuyu Komiser'e söylecekken,baðrýþlarý duyan bir doktor ve hemþire odaya palaspandýras girdi. "Nihal haným lütfen yataðýnýza yatarmýsýnýz" dedi doktor. Nihal çok öfkelenmiþti.Aslýnda komiserle konuþmak istiyordu.Anlatmak istediði þeyler vardý,Komiser'e Komiser Cengiz odada ki bu negatif enerjinin sormak istediði sorulara almak istediði cevaplara þu anda hiç bir faydasýnýn olamadýðýný anlayarak tam odadan çýkmaya yeltenirken,Nihal atýldý. "Ýnternet'te arama motoruna bakýn komiser bey...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © erdal divriklioðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |