..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Polisiye > erdal divriklioğlu




28 Mart 2014
Yüz Kitabı  
bölüm 5

erdal divriklioğlu


Bir katilin sizce en zevk aldığı şey nedir?... Basit ve sıradan insanların hayatına renk katabilmek mi? Onları ışığa tutulan bir tavşan gibi ürkütmek mi? Gözlendiğini hissetmek mi? Basit ama sıradan insanlar,kaybedecek çok şeyi olan insanlar.Geceleri yataklarına belki huzurla,belkide huzursuzca yatan. Evlerinin sessizliğine ve mahremine sığınan insanlar. Bir katilin sizce en zevk aldığı şey nedir? Kurbanına sıradışı bir şey yaratmak mı? Yoksa içindeki vicdani azapları dışarıya vurmasını sağlamak mı? Bir katil oyun bozandır.Sizinle oynar.Sizinle akıl dışı oyunlar oynamasına gerekte duymaz. Hayatınıza bir anda girer.Ve bir anda işinizi bitirir. Siz ondan ölüm diye korkarsınız.Koridorun sonundaki karanlık gibi... Ya da hiç düşünmek istemediğiniz bir anı gibi... Bir katil sizin güldüğünüz veya eğlendiğiniz şeylerden nefret eder. Sıradan ve boktan hayatınız ona hiç cazip gelmez... Bir katilde acıma duygusu yoktur... Bir katile en zevk veren şey size açığa çıkarmaktır. İçinizdeki en kirli duyguları ve en çaresiz anınızda yapabileceklerinizi düşünür. İşte bu ona zevk verir...


:AEBI:
BÖLÜM 5

Masanın üzerine bir tomar kağıt fırlattı.Her bir sayfa'da uzun,uzun
karınca duası gibi bir şeyler yazıyordu.Loş bir odaydı burası,yaz
sıcağında yeterli soğutulmuş loş bir oda...Oda da sadece iki kişiydiler
"Nedir bunlar Allah aşkına Cengiz" diye seslendi.
"Bir sürü garip olmuş,olacak gibi gösterilen tuhaf hikayeler..."
"Dahası da var..." dedi.
"Bunu da yeni bulduk,dün arama moturana düşmüş."
"Kapat!..." diye sert bir şekilde bağırdı.
Loş oda karanlığa gömüldü.
Tepegözden iki ışık duvara düştü.
Yüzü kanlar içinde bir adam boylu boyunca yerde yatıyordu.
"Görüyor musun?..."
Komiser Cengiz hayretler içinde yerde boylu boyunca yatan adama
bakıyordu ve bu mekanı çok yakından tanıyordu.Tam 3 saat önce
oradan gelmişti.En son güvenlik görevlisini çağırmıştı yanına.
Birlikte tesisin giriş,çıkış noktalarını gezdiler.Adam kendinden çok
emindi.Olayın olduğu sabah gece vardiyasından evine gitmiş,olay
gerçekleştiğinde apar,topar geri çağrılmıştı.Ne olay anından 2 gün
önce ne de o gecenin sabahına kadar kendi vardiyasında hiç bir olay
yaşanmamıştı.Güvenlik ve kamera sistemini en son iki hafta önce
yetkili firması tarafından check edildiğini söylüyordu.Elindeki kontrol
raporunun bir fotokopisini de komisere iletmeyi unutmamıştı.Ona göre
böyle bir olay kendi nöbetinde asla olamazdı.Eski bir komiser emeklisi
olmasıda direnç noktasını artırıyordu.Komiser Cengiz'e mesleki döneminden
bir çok meslektaşının ismini saymıştı.Hatta bir kaçıda ortak tanıdıkları
çıkmıştı.
Karanlık oda da tepegözün ışıkları duvara düşerken,karşısındaki adam
konuşmaya devam etti.
"Maktülü yakından biliyorsun zaten,Namı diğer gizemli adam Ömer.
Burasıda şu olayın gerçekleştiği meşhur tuvalet.Bu adam burada
öldürülmüş mizanseni güzel yaratılmış."
"Photo shop mu?..." dedi,Komiser Cengiz.
"Valla sihirli program Photo shop tabii.Ev sahibimin Photo Shopla
buraya yatırılmasını tercih ederdim ama;birisi epey bir uğraşmış
en ince detayına kadar bizim gizemli adam Ömer'i buraya boylu boyunca
kanlar içinde yatırmış.Bu adam ölü mü ?...ölü işte!..."
"Aç !..." diye bağırdı.
Karanlık kendini yine loş bir odaya teslim etmişti.
"Bir kaç fotoğraf daha var ama;Diğeri ile aynı.Farklı açılardan Photo
Shoplanmış.Uzmanlara incelettik.Profesyonel bir çalışma dediler.
Dışardan bakan bir insan için gerçeğinden pek bir farkı yok."
"Duvarlardaki kan izlerinin konumlandırmasını doğru yapmamışlar.." dedi,
Komiser Cengiz.
"Amirim ne düşünüyorsunuz ?"
"Ben çok ama çok ucuz bir numara diyordum Cengiz."
"Hatta sen gelmeden,adamın banka hesaplarını ve özel sigorta kayıtlarını
kontrol ettirdim.Onlar gelene kadar,bu olayın çok ucuz bir numara olduğunu
düşünüyordum.Karısı ile adam bir kaç önemli soru dışında,Danışıklı dövüş
sigortadan vole vurmak için ucuz bir numaranın peşine düşmüşler diyordum."
Masanın üzerine bir kağıt parçası daha attı.
Komiser Cengiz kağıdı bir çırpıda okudu.
Gördün mü? ne adamın ne de kadının hiç bir özel sigorta kayıdı yok."
"Yani sebep bu yönde bir para meselesi olmayabilir."
Aniden gelen telefon sesi komiser Cengiz'in amiri Hüseyin'in lafını bıçak gibi
kesmişti.Telefona yakın olan taraf ahizeyi kaldırıdı.Karşıdaki taraf heyecanlı ve
hızlı cümleler kurarak Amir'e bir şeyler anlatıyordu.
Telefonu kapattı.Endişeli bir şekilde Komiser Cengiz'e baktı.
"Sanırım bu olayla bağlantılı yeni bir vakka daha var."


****************************************************************************************
İşler tam bir arapsaçına dönmüştü.Bir yanda varlığı ile yokluğu belli olmayan bir adam'ın ortadan kayboluşu.Öteki tarafta
olayları bir hikaye anlatırmışcasına tanık olan bir kadın.Bu kadın kendi ve kayıp eşi hakkında internet ortamında hikayeler
yazıldığını ve bunların gerçekleştiğine dair çılgınca şeyler söylüyordu.Ama işin garip tarafı, kadın ve adam hakkında bu hikayeler
arama motorunda cırıt atıyordu.Adamın ortadan kaybolduğu,kimilerine göre öldürüldüğü olay yeri ise;Tam bir
muamma haline dönmüştü.Gece vardiyasındaki bekçiye göre bu olay asla vukuu bulmamıştı.Olayın olduğu günkü video
kayıtlarında olayın gerçekleştiğine dair hiç bir kanıt veya görüntü yoktu.Üstelik 1 hafta geriye doğru bu kayıtları izlemelerine
rağmen.Olay yerindeki kan örnekleri Kaybolan adam'ın yani Ömer'in kan örnekleriylede uyuşmuyordu.

************************

Bir kadın gördü eve girdiklerinde.Öylesine,sessizcene bir koltukta oturuyordu.Koridordan ilerledi.Kadının yanına giderken
küçük bir oda ve genişçe mutfağa açılan iki kapı geçti.Evin her yerinde kediler vardı.Kediler teleşla,durmaksızın sağa,sola
koşuşturuyordu.Kadının yanına vardığında perdeleri yarıya kadar kapanmış eski bir abajurla aydınlatılmış, ahşap
eşyaların kapladığı bir odada buldu kendini.Kadın başı yere eğik bir pozisyonda sessizcene duruyor,.içerdeki polislerden,
gelen,gidenden,gürültü ve patırtıdan tamamı ile kendini izole bir haldeydi.

Elini kadının çenesine doğru uzattı.Eliyle kadının çenesini kaldırdı.Kadınla gözgöze geldi.Gözlerindeki donukluk bir an için
içini ürpetmişti.Kadının şuuru yerinde değildi belkide.

"Şu an nerde olduğunuzu biliyor musunuz?" dedi.
Kısa bir sürenin ardından kadın cevapladı.
"Oda da..."
"Peki,kocanız nerede?..."
"Salonda... Tavanda..."
Kadının şuuru yerindeydi.Olan bitenden haberi vardı.
"Nasıl oldu bu,yani kocanız neden kendini astı..."
"Benim için süpriz olmadı,beklediğim bir şeydi." dedi kadın.
Komiser Cengiz odadaki eşyalara göz gezdirmeye başladı.Karşıdaki ahşap vitrinin camekanlı kısmında bir iki adet siyah beyaz fotoğraf vardı.Kadınla,adamın ilk evlendikleri gün çektirmiş oldukları bir fotoğrafla,bir sayfiye yerinde birbirlerine
sarmaş dolaş haldeki diğer renkli fotoğrafı gördü."
"Peki siz buna nasıl izin verdiniz?..."
"Yani intihar etmesine..."
Kadın Komiser Cengiz'in yüzüne bakarak ağlamaya başladı.Gözlerinden yaşlar süzülürken,çaresizliği gözlerinden okunuyordu.
"Yapabileceğim bir şey yoktu.Olması gereken buydu.Bunu uzun zamandan beri söylüyordu."
"Neyi,intihar etmesi gerektiğini mi?..."
Kadın ağlamaklı bir haldeyken bağırmaya başladı...
"Evet,evet söylüyordu.Bunu sizden evvel burdaki polislerede anlattım."
"İntihar edecekti o..."
"Buna engel olamazdım,bugün olmasa bile sonuçta intihar edecekti."
"Peki neden?...." diye bağırdı Komiser Cengiz."Neden kocanız intihar edecekti?..."
"Çünkü başka çaresi yoktu" dedi kadın...
"Üzerindeki baskıya fazla dayanamazdı.Üzerinde baskı vardı."
Komiser Cengiz koltuk oturan kadının seviyesine kadar yere çömeldi.Ve kadınla tekrar gözgöze geldi.
"Ne baskısı vardı üzerinde...? Yada kim baskı yapıyordu.?"
Kadın bir süre sessiz kaldı.Komiserle gözgöze gelmemek için başını iyice yere eğdi.Bu kıvamda konuşmaya devam etti.
"Benim,kocam sapığın tekiydi.uzun zamandırda böyle,Evliliğimizin ilk yıllarında bunu anlamamıştım.O resimlere baktınız.O zamanlar çok mutluyduk.Ama sonrasında onun bambaşka gizli bir dünyası olduğu anladım."
"Ne gibi gizli bir dünya..."
"Kocam küçük kız çocuklarına karşı ilgi duyuyordu.
"Bunu hissetiğimde yıkılmıştım."
Komiser Cengiz bu acı hikayenin ardındaki gerçeğin sıradan bir finalle bitmiş olduğuna inanmıyordu
başka bir şeyler olduğu apaçıktı.
"Ondan ayrılmak istedim,uzun süre böyle bir şeyin olabileceğine inanmak istemedim" dedi kadın.
Eşiniz sanırım öğretmenmiş.Mesleğine de kendi istifası ile son vermiş.
"Çünkü vermek zorunda kaldı" dedi kadın.
Komiser Cengiz adam'ın öğretmenlikten istifa etmesinin kadının kocası hakkında söyledikleri ile direk bir bağlantısı olduğunu
düşünüyordu.
"Kocanızın bu durumundan dolayı mı istifa etti,okulda kötü bir şey mi yaşadınız?"
"Hayır..." dedi kadın kısa bir cevapla.
"Bu anlattıklarımın okulda yaşanan bir olayla ilgisi yok... Tıpkı intihar etmesi gerektiği gibi,istifa etmesi
gerekiyordu."
"Peki Neden?...." diye bağırdı Komiser Cengiz.
"Benim kocam hakkımda bildiğim şeyleri başka kişiler bilmiyordu.Ta ki internete kocam hakkında garip hikayelerin yazılmasına kadar."
Bir gün Kocamın yanına okula gittim.Kocam dersteydi.Bir görevli yanıma gelerek,beni okul müdürünün
çağırdığını söyledi.Okul Müdür'ünün yanına gittim.Okul Müdürünün beni neden çağırdığını merak ediyordum.Yanına gittiğimde bana Kocamın meslekten ayrılması gerektiğini,buna ona hemen benim
söylemem gerektiğini anlattı.Neden? diye sorduğumda "Yanıma gelin lütfen hanfendi." dedi.
Yanına gittiğimde internetten arama motoruna kocamın adını ve soyadını yazdı.Merakla bekliyordum.
Ne çıkacak diye..."
"Peki ne çıktı?... " dedi Komiser Cengiz.
"Kocam ve küçük kızlarla ilgili fotoğraflar ve hikayeleri gördüm."
"O an yıkılmıştım.Gök sanki kafama düşmüştü utancımdan."
"Hiç bir şey diyemeden donup,kalmıştım."
"Peki sonra ne oldu?..." dedi Komiser Cengiz.
"Sonra; Müdür benim kocamla hemen konuşup istifa etmesi sağlamam gerektiğini böyle bir adamla bir arada olamayacığımızı ve bu yayılırsa hepimizin başının derde gireceğini" söyledi.
Müdür gitmeden " Bu adamdan hemen sizde kurtulun" diyerek konuşmanın bittiğini söyledi.
Eve gittim,uzun süre sessizce oturdum.Sevdiğim adam ve bu trajedi hakkında,uzun süre düşündüm.
"Evet...."
"Bu durumu hissediyordum ama,gördüklerimin beni kocamdan daha da tiksindirmişti."
"Hemen ayrılmaya karar vermiştim."
"Kocam eve geldiğinde sessizce yanıma oturdu."
"Olanları öğrendin sanırım.." dedi.
"Biliyorum ayrılacaksın benden,ama beni dinle,seni seviyorum ve bütün bunlar istediklerini yapmadığım için gerçekleşti."
Komiser Cengiz kadının anlattığı bu trajik hikayenin sonunda kocasının son sözlerine takılmıştı.
"Ne demek şimdi bu dedi? Kadına...İstediklerini yaptıramayanlar kim?"
"Onlar,komiser,onlar gerçek.."
"Kocamla intiharından önce uzun süre konuştuk."
"Onlar gerçek...."
Bir katilin sizce en zevk aldığı şey nedir?...
Basit ve sıradan insanların hayatına renk katabilmek mi?
Onları ışığa tutulan bir tavşan gibi ürkütmek mi?
Gözlendiğini hissetmek mi?
Basit ama sıradan insanlar,kaybedecek çok şeyi olan insanlar.Geceleri yataklarına belki huzurla,belkide huzursuzca yatan.
Evlerinin sessizliğine ve mahremine sığınan insanlar.
Bir katilin sizce en zevk aldığı şey nedir?
Kurbanına sıradışı bir şey yaratmak mı? Yoksa içindeki vicdani azapları dışarıya vurmasını sağlamak mı?
Bir katil oyun bozandır.Sizinle oynar.Sizinle akıl dışı oyunlar oynamasına gerekte duymaz.
Hayatınıza bir anda girer.Ve bir anda işinizi bitirir.
Siz ondan ölüm diye korkarsınız.Koridorun sonundaki karanlık gibi...
Ya da hiç düşünmek istemediğiniz bir anı gibi...
Bir katil sizin güldüğünüz veya eğlendiğiniz şeylerden nefret eder.
Sıradan ve boktan hayatınız ona hiç cazip gelmez...
Bir katilde acıma duygusu yoktur...
Bir katile en zevk veren şey size açığa çıkarmaktır.
İçinizdeki en kirli duyguları ve en çaresiz anınızda yapabileceklerinizi düşünür.
İşte bu ona zevk verir...
Bir katile en zevk veren şey,sizin insanlığınızdır.
Kararsızlıklarınız,sünepelikleriniz ve en önemlisi korkularınız...
Bir katil işini bitirirken gözünüzün içine bakar...
Sizi o anki çaresizliğinizle boğmak ister...
Bir katil aslında kendisinin katilidir.Siz sadece konu mankenisinizdir.

Katiller veya seri katiller hep aynı düzlem içersinde hareket ederler.Avını gözlerler.En savunmasız zamanında
onu yakalayıp işini bitiren bir aslan gibi sinsice ve ustaca takip ederler.Oysaki Komiser Cengiz şu an bu kadının
dediklerinden hiç bir şey anlamıyordu.

Arama motoruna kocasının yazılan hayatı.Kocasının " İstediklerini yapmadığım için böyle oldu." demesi
Hiç bir anlam ifade etmiyordu.
Dünyadaki bütün seri katillerin birleştiği bir örgütlemi karşı karşıyaydı.

Kocanız için bir çıkış yolu varmıydı diye sordu kadına...
"Evet vardı " dedi kadın...
İşte şimdi meraklanmıştı...
"Peki ya neydi?" diye sordu hemen.
"Sanırım birinin hayatına yakinen girmelerini istiyorlardı."
Nasıl yani? dedi Komiser Cengiz...
Cezalandıracakları biri... dedi kadın?
Kocanızı cezalandırmak yerine onun başka birini mi cezalandırmasını istiyorlardı.
Sanırım buna yakın bir şey dedi kadın...
"Günahın,günahla yıkanması gibi bir şey,suya sabuna dokunmadan hem de..."
"Ama kocanız direnmiş...değil mi?" dedi komiser.
Kadın gülümsedi.
Komiserin gözünün içine bakarak konuştu.
"Evet şu an öbür odada ipe asılı olarak duruyor..."
Yani yapmak istedikleri şey yarım kaldı o halde...
"Hayır yarım kalmadı." diye içli bir şekilde konuştu kadın.
Nasıl yani?
Ekstra bir görev verdiler...
Bir dosyaydı.İçini hiç açmama müsade etmedi kocam.
Bugün intiharından önce bu dosyayı birine götürmelerini istediler.
Peki kim olduğunu biliiyormusunuz? dedi komiser...
Kadın hiç bir şey söylemeden olumsuzca başını yere eğdi.
"Onlar gerçek dediniz ve onlar hakkında bir çok şey söylüyorsunuz,anlaşılan o ki kocanız size bu konu ile ilgili bir çok şey
paylaşmış,peki kim bunlar söyleyin artık!" diye bağırdı komiser.
"Çok şey bilmiyorum...bana verilen görevde bu..."
"Yani size de bir görev verdiler öyle mi?" diye sordu komiser.
"Evet..."
Neymiş bu görev?
"Sizi buraya getirebilmek..."
Artık oyunun parçasısınız komiser."



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın polisiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Evet Sende Haklısın Jale / Bölüm 8
Evet Sende Haklısın Jale / Bölüm 7
Evet Sende Haklısın Jale. / Bölüm 6
Evet Sende Haklısın Jale Bölüm 5
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Evet Sende Haklısın Jale!..
Evet Sende Haklısın Jale!.. (Bölüm 4)
Yüz Kitabı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Humanarşist 2 [Şiir]
Kakavanlar [Şiir]
Madenci [Şiir]
Gözyüzü [Şiir]
Humanarşist [Şiir]
Takipdeydik. [Şiir]
Ben Senim,sen Aşk... [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Yetmez! [Şiir]
Çelik Devrimi [Şiir]


erdal divriklioğlu kimdir?

Yazdıklarım ve yazacaklarıma dair. . .

Etkilendiği Yazarlar:
En iyi etkinliğim yazmaya kaçışlarım...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.