..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > Kâmuran Esen




27 Ocak 2003
Canı Sıkılana İşte Eğlence!  
Kâmuran Esen
Konumuz televizyon.......


:BFFG:
Sizin de benim gibi canınızın sıkıldığı anlar oluyordur mutlaka. Hani olur ya bazen; canınız hiçbir şey yapmak istemez. Hiç bir şey yapmıyor olmaktan da rahatsızlık duyarsınız. Dolanır durursunuz evin içinde; “Acaba ne yapsam , ne yapsam!” diye. Yapmak istediğiniz bir şey vardır da, onun ne olduğunu bir türlü bulamazsınız. Sanki herşey belirsizdir. Örneğin ne açsınızdır ne de tok. Ne iş yapmak istersiniz ne boş durmak. Ne sağlıklı hissedersiniz kendinizi ne hasta. ”Kalkam desem mecal yok, ölem desem ecel yok.” misali.

İşte geçenlerde böyle bir günümdeydim. Allahtan canımın sıkıldığı günler çok ama çok enderdir...İçimde bir sıkıntı var. Beklediğim bir şey var gibi ama ne olduğunu bilmiyorum. Ev işi yapayım dedim, cık! Canım istemiyor. Jimnastik yapayım dedim, hayır! Elime, koluma taş bağlanmış gibi. Kıpırdayacak, saçlarımı bile elimle şöyle bir tarayacak halim yok. Karnım aç gibi sanki, ama canımın istediği bir yemek yok. Kalkayım, ayaküstü atıştıracak birşeyler bulayım dedim; buzdolabında açlığımı yatıştıracak hiçbir şey beğenemedim. Kitap okuyayım dedim, o güne kadar ilgiyle okuduğum kitap(Sivas Kitabı) bile sıkıcı geldi. Hayret!.... Canım bir şey yapmak istiyor, ama ne? Bulamıyorum bir türlü. Temiz hava iyi gelir diye düşünerek yürüyüşe çıkmaya karar verdim. Belki açılırım yürüyünce dedim. Eşofmanlarımı giydim. Tam kapıdan çıkıyordum ki, birden vazgeçtim. Belli, yürüyüşü de içim almayacak. Ööfff ! Acaba ne yapsam?

Eşofmanlarımı çıkarmak bile çok büyük bir iş geldi o an. Öylece çöktüm bir koltuğa.Genelde pek rağbet etmediğim tv geldi aklıma. Belki oyalanırım onunla. Aldım kumandayı elime, buruşuk bir suratla geçtim tv’nin karşısına. İzleyecek bir film falan bulurum da belki can sıkıntım geçer diye düşündüm. Acaba bu saatte güzel bir film var mıdır? Bütün yabancı kanalları dolaştım. Yabancı kanallarda filmler çoktan başlamış. Kimi yarım saat olmuş başlayalı, kimi bitmek üzere. Bunu, ekranın üstünde görünen program tanıtım şeridinden anlıyorum. ( Bu şeridin bir adı vardır mutlaka ama, ben bilmiyorum.) Dakikası dakikasına tutuyor yayınlar. Tabi yabancı kanallarda. Yani, diyelim 09.45’te film başlayacak diyorsa, mutlaka başlıyor film, dakika sekmiyor. Filmin bitiş saati 11.10 diyorsa, dediği saatte mutlaka bitiyor film.

Yabancı kanallardaki filmlerin hepsinin çoktan başlamış olduğunu anladım, bu tanıtım şeridi sayesinde. Bir de yerli kanallara bakayım dedim. İyi ki demişim, çünkü çok eğlendim. Can sıkıntımı falan unuttum. Komedi filmi izleseydim, bu kadar eğlenmezdim. Nasıl mı ? İşte aynen şöyle:

Bir kanalda, tanıtım şeridinde “Şıngırdak Melâhat” adlı filmin yayında olacağını yazıyor. Ekranda ise, “Türbelerimiz” adlı program var. Muhterem bir türbeyle, şıngırdaklığı beraber düşünebiliyor musunuz? Şimdi gel de gülme.

Bir kanalda, tanıtım şeridine göre ”Şehrazat Konseri” olması gerekirken; ekranda çizgi film var. Bir kedi ile bir köpek avaz avaz bağırıp duruyorlar “Şehrazat Konseri” adı altında...Zavallı Şehrazat!

Başka bir kanalda üstte, “Sevimli Hayvanlar” yazıyor, yayında ise, röpörtaj veren bir sinema sanatçımız ve yanında bir sunucu. Değerli bir sanatçı ve sunucuyla, “hayvan” kelimesi yanyana yani. Gülme de dur.

Bir diğerinde ise; tanıtımda “ Cevriye” yazıyor, ekranda ise Fatih terim var. ( F.Terim “imparator” sıfatından sonra, “Cevriye” sıfatını alıyor böylece.) Nasıl gülmezsin!

Üstte “Esra Ceyhan’la A’dan Z’ye” yazıyor, ekranda , belgesel filmdeki aslanlar sesleriyle yeri - göğü inletiyorlar. Arkasından yaban eşekleri geliyor ekrana.....Esra Ceyhan gibi zarif bir hanımı gözünüzün önüne getirin önce, yanına da yaban eşeğini koyun.

Sonra kapattım tv’yi; şöyle bir tarttım kendimi, nasıl rahatlamışım, oooohhhh! Can sıkıntım falan uçup gitmiş.Yerli kanalların, bir gün bile olsun yayın saatine uymamasının, böyle eğlenceli olacağını hiç düşünmemiştim. ”Hay Allah sizden razı olsun! İlk kez bir işe yaradınız.” dedim içimden.

İşte o günden sonra ne zaman canım sıkılsa, sıradan zaplıyorum yerli kanalları. Tanıtım kuşağına göre yayında olması gereken programla, o anda yayımlanan programın oluşturduğu tezatı, komikliği görüyor, çok eğleniyorum.

Tanıtım şeridinde “Çirkin Bettey” yazarken, ekranda R.T.Erdoğan konuşur.
Üstte “spor” yazarken, ekranda “yemek tarifi” verilir.
“Bir Konser” yazarken, bir parti liderinin demeci yayımlanır.Örneğin, Deniz Baykal konuşuyordur...Eeeee! Arada bir tutturdukları oluyor tabi. O da yayındaki programın ancak son on – onbeş dakikasını.

İsterseniz siz de deneyin bir yerli kanalları. Canınız sıkıldığında yani. Benim gördüklerimi siz de görecek, eminim çok eğleneceksiniz. Ve konuyu hiç abartmadığımı göreceksiniz. Haydi lütfen deneyin bir....Herkese iyi eğlenceler!

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Güldüm
Gönderen: Gözde Kılıç / Ankara
4 Eylül 2003
Aslında ben de çok eğlendim. Evet aynı konuyu ele alarak yapılan bir sürü eleştiri var ama bu yazının tarzı daha farklı. Eleştirideki uslup ve yaklaşım diğerlerinden farklı bu nedenle ben özgün bir yazı olduğunu düşünüyorum MUZO'dan farklı olarak.

:: COK YAZILDI
Gönderen: MUZO / ALAMANYA
31 Ocak 2003
Bu tarz elestiriler belki ayni uslupla binkez yazildi/ biraz daha komiklestirseydiniz belki bir guzel olabilridi neyse yoktan iyidir... 50 yil sonra tv elestirmeni olabilirsiniz saygilarimla

:: :)))))))
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu
30 Ocak 2003
Merhaba Kamuran!Vallaha ben de eğlendim yazını okuyunca.Ama böyle zamanlarında beni hatırlamanı isterdim birde.Telefon diye bir şey var de mi!Çevir onu;2 dakika sonra yanındayım.Telefona başka birisi çıkmaz ya:))))Biraz acı şu üşümüş arkadaşına yani...Sana kahve de getirirdim yeminle.Belki deonu içmez, kafa çeker dağıtırdık ortalığı ha!..:))))Gerçekten çok hoş bir yazıydı,teşekkürler.Bu arada Deniz Baykal\'a çok acıdım inan!Payına düşen zamanlara bak sen!..Bir de Fatih Terim\'i kadın olarak düşün hele:)))Yakışırdı da kerataya haa!.Evin erkeğine golleri saydırırdı eminim!:)))))Arkadaşım lütfen bu şekliyle yayınlama bu kritiği...Hapise atarlar beni ya!...Sevgilerle...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
Televole Yüzünden Bu Çocuklar Bu Hale Geldi
Konumuz Televizyon
İşte Trt Farkı / Eleştiri

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplumumuzun Kadına Verdiği Değer
Kâmuran Esen Shov (!)
Kitap, Sehpa Olarak Nasıl Kullanılır!
Atatürk'ü Anlatabilmek
Şarkı Sözü Yazarı Olmaya Karar Verdim
Kütüphanelerimizin Hazin Durumu
Ahilik ve Düşündürdükleri
Evli Çiftler Nasıl Piknik Yapar
Bir Köşe Yazarının Özellikleri
Bir İzedebiyat Yıllığı Alır Mıydınız?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.