..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > Kâmuran Esen




20 Temmuz 2003
Televole Yüzünden Bu Çocuklar Bu Hale Geldi  
Kâmuran Esen
Mudurnulu bir babaannenin sızlanışı:


:CGEG:

Mudurnulu bir babaannenin sızlanışı:

Bi ( bir ) televole öncemiz varıdı, bi de televole sonamız ( sonramız ) va ( var ). Öncesini zatı ( zaten ) biliyosunuz. Ben size televole sonasını annadıverecen. Ne işle açtı başımıza şu televole. Emme ( ama ) suçun hepsi onda değil. Öteki magazin programlarında da va gabahet ( kabahat ). Şinci dinlen ( dinleyin ) bakam ( bakalım), annadıverecen:

Şu “ televole ” yüzünden başımıza gemedik gamadı. Televoledeki sanatçıları (!) göre göre, bizim torunna ( torunlar ) okumakdan ne vazgeçtile. Kimi artiz olacan deyo, kimi manken olacan deyo, kimi de topçu olacan deyo. Ben çekişince de ( kızınca ) “ Sen ( in ) aklın ermez bubanne.” deyip çıkıyolla işin içinden. Bizim hıra ( küçük) oğlan geçen gün televole seyrediyo. Oğlum ! Dersin yok mu sen ( senin )? Aycık ( biraz ) da ders çalış dedim. Va emme ( ama ) ben çalışmecan deyo ( diyor ). Bu tembelliğinen üniversiteyi nasıl gazanacan dedim. Üniversiteye ne gitmecen deyo. " La neyeee ? " dedim......Ötevelen ( öte evlerin – komşuların ) İsmail Abi üniversiteyi bitirdi de no’du? Bazarda padadiz ( patates ), ilimon satıyo deyo. Ben demirci yanına çırak girecen. Zoba ( soba ) yaparın, mangal yaparın, sini yaparın, Abantda turistlere satarın deyo.....Mudurnu’nun elsanatlarını devam etdirecemiş. Üniversitede demir döymeyi öredecek delle ( değiller ) ye ( ya ) deyo. Haklı çocuk....Osun ( olsun ) dedim. Zeneatın kötüsü omaz dedim. Hoşuma da gitti. Dedesinin zenaatını sürderecemiş.

Gocaman torun da topcu olacamış. Elinde bi top, oyna bakam oyna. Ben Hasan Şaşım deyo, evin içinde vuruyo topa. Ben Yıldırayım deyo, vuruyo topa. Evde gırmadık şey bırakmadı.Topa vurup ” gooooool! ” deye ünnedi mi, bi şangırtı gopuyo arkasından. Bak , ye ( ya ) vitrinin camı yere enmiş, ye pencerenin camı gırılmış. Evde cam, çerçeve gamadı. Oğlum etme- gitme deyon, “ Bubanne ben İlhan Mansız olacam.” deyo...” Caponya’ya gidecem.” deyo...” Arif gibi gol kralı olacam; Milana, Barselenoya gol atacam.Türk Milli Takımı şampiyon olacak.” deyo.....

A çocuuuum ( çocuğum ) dedim. Gol de neymiş.....İki direğin arasından top girse noluuuuu, girmese nolu? Dedim. Bana, ” Bubanne , sen de de hiç ruh yokmuş, ayıp ayıp.” deyo. .........Neparız ( ne yaparız ) bilmen. Hadi topçu odu deyeeeeeem. Hadi osun ( olsun ), iyi, gözel de, u baldırı cıplak mankenleden alı geli, bubanne işte gelininiz dese ( derse ) niparım ben? Manken dediğin tentene ( dantel ) bilmez, oya bilmez, gaşıksapı ( yöresel yemek ) etmeyi bilmez, yimek bişimeyi bilmez, su isdesem bi bardak su vemez. Öne ( öyle ) gelini nepin ben?...Süslenip püslenip geze boyuna. Bizim oğlanın gazancı unun boyasına yetmez, süsüne yetmez. Ben unu ( onu ) gelin deye nasıl arkamda gezdirecen, ellere günnere garşı.

Ortanca torun deseniz ( sorarsanız ), elinde bi saz.......Aşşama gada dan dan dan ! Gafam şişiyo töbosun. Ataşa düşmüş gibi ünneyo. " La sus ! " dediydim, bubanne şarkı söleyon şarkı......deyo. Nasıl şarkı ben annamadım. İmdat isde gibi, gavga ede gibi bağırıyo. Boğazı yırtılacak töbosun....Sen annamazsın bubanne deyo bana. Hem elindeki de saz delmiş ( değilmiş ), gitarımış.......Yavrıııııım, madem çalacan- sölecen, bayrı ( bari ) Mudurnu’nun Melek Hanım türküsünü deyve , Meşelisini deyve , Aşık Veysel'den bir türkü deyve dedim....Bubanne ben protez müzik yapıyon deyo. Öne bağıra çağıra söleyince protez müzik oluyo besbeli ( demek ki ) . Dün öleydim, şartosun böyün ( bugün ) habarım omecadı. Dişin protezini biliyodum da, müziğin protezi oduğunu bilmeyodum.

Türkünün modası geçmiş, öne deyo. Haltetmişsin dedim.Türkünün modası geçe miymiş dedim? Türkle, türkü söle , türkü dinne dedim...........Hep bu televole yüzünden böne ( böyle ) odu ( oldu ) bu çocuk........Türküleri pek severim. Modası geçmiş, geçmemiş umurumda del ( değil ). Hem türkünün modası geçmez ki. Bem ( benim ) torun ne dese desin, ben türkülemizden vazgeçmen. Hem ne deyodu Aşık Veysel:

Dünya dolsa şarkıyınan
Türküz, türkü çığırırız
Yol gitmeyiz korkuyunan
Türkü türkü çığırırız.

Türküz, türkü yoldaşımız
Hesaba gelmez yaşımız
Nerde olsa savaşımız
Türküz, türkü çığırırız.

Bayramlarda, düğünlerde
Toplantıda, yığınlarda
Sıkılınca dar günlerde
Türküz, türkü çığırırız.

Yaylalarda, yataklarda
Odalarda, otlaklarda
Koyun gibi koytaklarda
Türküz, türkü çığırırız.

Veysel söyler arı gibi
Bülbüllerin zarı gibi
Turnalar katarı gibi
Türküz türkü çığırırız.

Hıra ( küçük ) gız deseniz, ayrı bi güç gurusu ( gönül üzüntüsü ). Ayakları yere değdiği yok. Üryada ( rüyada ) gibi geziyo. Televole, magazin programı seyrede seyrede bu hale gedi. Sebep olanlan gözü kör osun, başak bir şe demen. Geçen gün bana, bubanne ben böyüyünce .... gibi mi manken oluuuuun, ......... gibi şarkıcı mı olun deye soruyo. Magazin programlarına çıkarın, Laila’ya giderin , dizi çekerin, şiir kitabı yazarın(m) , sunucu bile olurun deyo... Aman aman, hiç biri gibi oma dedim. Olacasan Yıldız Kenter gibi ol, Ayten Gökçer gibi ol, Muazzez Abacı gibi ol dedim. Nezahat Bayram ol, Safiye Ayla ol dedim. Bana ne dese beğenisiniiiiiiiiz! Bubanneeee unna ( onlar )kim?...... Hiç televolede gömedim ben unnarı deyo.......Unna aklı başında isanla, ne işleri va televolelede?

Bu çocukları bu hale getirenleri nasıl bilise öne etsin Allah ! Bizim torunnara da akıl fikir vesin............Siz siz olun, çocuklanıza televole melevole izletmen. Bizim çocukla, televole seyrede seyrede bu hale gedile. Allah sonumuzu hayır etsin.































.Eleştiriler & Yorumlar

:: Televole ve Banu alkan
Gönderen: Fulya Engin / İstanbul/Türkiye
2 Mart 2005
gibi isimler son gelişen program formatları yanında hayli tehlikesiz kaldılar. Bknz "ben evleniyorum , gelinim ol , beyaz atlı prenses , savaş ay abimiz , kurtlar vadisi" Türkiyede yarışma var diye evlenme kararını evde tek başına veriyor el kadar gençler , kiminle olduğunu bilmeden... Mafya abileri kahraman olarak nitelendirilip , örnek olarak da M.K.Atatürk veriliyor , okur yazar çizer takım tarafından E nereye gider bu iş Bir gün biri kafayı kırıp eline silahı alıp bir okula girip 5 10 çocuk tarar ve " ben Polatım arkadaş , kurtta benim vadi de! " der ya da o evlerden birinde damat gelin adayının ya da kayınvalide adayının ırzına herkesin önünde geçer de bu rezillikte biter ! sonra aynı medya yeni raytingler peşine düşüp bu programların ne kadar yanlış olduğunu tartışmaya açar , gene kendi bünyesinde başka medyatik isimlerle kanatsız melek misali...

:: Vakit kaybı
Gönderen: Emin Kaplan / İstanbul
3 Ekim 2003
Hala televoleyi eleştirdiğinize inanamıyorum. Hem de hiç televoleyi izlemeden. Kulaktan dolma bir takım bilgilerle... Bilmiyorsunuz belki ama televolelerde futbolcular tedavülden kalkalı ve misyon, tamamen magazine döneli en az 3 yıl oldu. Yanlış anlaşılmasın televoleleri savunmuyorum. Zaten savunulacak hiçbir şeyi yok. Ama eleştirebilmek için ilk önce konu hakkında fikir sahibi olmak gerekir. Böyle kulaktan dolma bilgileri referans kabul edip boşa atış yapmamak gerekir. Tüm bunları da bir kenara bırakalım; siz hala televoleleri eleştirerek vakit kaybediyorsunuz. Televole yıllardır enine boyuna eleştirildi ve gördüğüm kadarıyla siz de yeni bir bakış açısı getirmemişsiniz. Daha önce bir eleştirime cevap olarak "Benim de bir vatandaş olarak görüşlerimi bildirmek hakkım vardır." mealinde bir yazı yazmıştınız. Tabi ki herkes her konuda görüşlerini bildirmek hakkına sahiptir. Fakat bu sitenin misyonu bu değil. Sanatsal birtakım duyarlılıklar güderek yapmalısınız bu işi. Yoksa her aklınıza geleni yazarsanız bir anlamı kalmaz, işin sanat yönü unutulabilir zamanla. Emeğinize saygı duyuyorum. Gerçekten çok çalışkan bir yazarsınız. Ama tekrar söylüyorum bu yazı bir vakit kaybı. Üzerine söylenecek söz kalmamış bir olay üzerine yazmak! 2×2=4 Bunun üzerine daha ne yazabilirsiniz?! Bizim ufkumuzu açın lütfen! Unutmayın sanatçı ilham verir, esin kaynağıdır. Teşekkür ederim...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
Konumuz Televizyon
İşte Trt Farkı / Eleştiri
Canı Sıkılana İşte Eğlence!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplumumuzun Kadına Verdiği Değer
Kâmuran Esen Shov (!)
Kitap, Sehpa Olarak Nasıl Kullanılır!
Atatürk'ü Anlatabilmek
Şarkı Sözü Yazarı Olmaya Karar Verdim
Kütüphanelerimizin Hazin Durumu
Ahilik ve Düşündürdükleri
Evli Çiftler Nasıl Piknik Yapar
Bir Köşe Yazarının Özellikleri
Bir İzedebiyat Yıllığı Alır Mıydınız?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.