Düþünce geliþimi söz konusuysa; toplumsal körelmenin olamayacaðýný ifade edecekler olabilir. Ancak dünya yüzündeki 8 milyar insanýn düþünce niteliðini net olarak bilmesek de, mevcut yaþananlar körelme ve yozlaþmayý gösteriyor.

Örneðin insandaki doðal egonun tamamen ölüp süperegonun hakimiyet saðlamasý. Bu duygu “Acýktýðý zaman doymayacaðýný, doyduðunda acýkmayacaðýný düþünen” çertefilli insan ortaya çýkarmýþtýr.

Ýnsan topluluklarýnýn en az %90'ý yeme, içme, konuþma, üreme, kazanma ve kabaca kendini ifade etmeyle düþüncesinin geliþtiðine inanýr. Diðer taraftan büyüyen çevre ve doða felaketlerini görmemezlik nasýl ifade edilebilir ki?

Üstelik bu kitlenin, kendinden daha aç gözlü, doyumsuz cambaz siyasetçi, yönetici ve dini kiþilerin arkasýndan sürüklenmeleri, düþüncenin ne olup olmadýðýný sorgulatmaya yetiyor.

Bu gerçeklerden yola çýkarak düþüncenin insan bilincinde nasýl oluþtuðunu, geliþim ve deðiþim aþamalarý incelendiðinde, her þeyi daha net anlayabiliyoruz.

Düþüncenin (Ýdealizm) insana has bir duygu olduðunu herkes bilir. Bunun insan beyin hacminin diðer tüm canlardan büyüklüðü ve milyarlarca nörona sahip olmasý sonucunda ortaya çýkan doðal bir güdüdür.

Vücuttaki biyolojik enerji, beyin nöron mekanizmasýný harekete geçirerek, bilinçte nesnel ve öznel düþünselliði oluþturur. Mevcut beyin yapýsý insan türünün doðuþundan itibaren tarif edilen hacim ve kapasitededir.

Biyolojik edim ve güdü tüm canlýlarda mevcut olsa da, maymunlarýn dýþýnda diðer canlýlarýn beyin hacmi ve nöron sayýlarý, insan beyin kapasitesinin çeyreði bile deðildir. Bu yüzden hayvan türlerinin edim ve güdülenmesinde, öznel ya da nesnelliðin varlýðý (Ontoloji) söz konusu deðildir.

Ýnsaný; hayvandan ayýran temel varoluþsal (Ontoloji) yapý, öznel ve nesnel düþünce olduðuna göre, bunun evrimleþme, geliþim ve deðiþimini, insanýn yaþamsal ifade þekillerinden daha net anlamak mümkün.

Düþünsel varoluþsallýk çok iyi analiz edilmelidir. Çünkü her türlü imkan ve olanaklara raðmen, uygarlaþmýþ insanýn süperegoyla aptallaþtýðý realitesi söz konusudur.

Ýnsan beynini bir makine veya bilgisayar þeklinde düþünelim. Ana kumanda merkezine yüklenen küçük metal parçalar, aldýðý enerjiyi kapasite ve özellikliðine göre dönüþtürerek yapýlmak istenen iþe cevap verir.

Ýþte insan beyinindeki nöronlar; beslenme ve hareket yoluyla alýnan enerjinin %20'sini kullanýr. Ayný þekilde beyne giden ses, ýþýk, koku, hava ve yüklenen bilgilerin niteliklerine göre, nöronlar bilinçte düþünme ve hareket yetisini geliþtirir. Böylece düþüncenin nitelikli veya niteliksiz olduðu ortaya çýkýyor.

Çaðýmýz insanýnýn nöronlarýna ve bilince yüklenen bilgiler daha çok hükmetmek, bencil, ukala, kuralsýz ve ahlaksýzca her þeye sahip olma þeklindeyken, bu asla gerçek düþünce olarak görülemez. Gerçek düþünce için beyne depolanan bilgilerin nitelikli olmasý þarttýr.

Örneðin M.Ö.12 milyon ve 65 bin yýllarýnda, insanlarýn edim ve güdüsel istemleri düzenleyen beyin nöronlarýnýn hareket ve düþündürme kapasitesi, hayvanlarýnkiyle ayný noktada idi. Çünkü insan türü ilk dönemler hayvanlardan daha sýnýrlý hareket yeteneðine sahiptiler.

Aradan geçen milyonlarca yýla raðmen hayvanlarýn edim ve güdüsel biyolojik yapýlarý ayný kalmýþtýr. Bazý hayvan türlerinin fizik yapýlarý çeþitli popülasyon ve mutasyonlarla deðiþim göstermiþ olsa bile, beyin ve istemsel güdüleri deðiþmemiþtir.

Ýnsan ise hem düþünsel hem de biyolojik fiziksel evrimleþmeyle, olaðanüstü bir deðiþim göstererek günümüzdeki þeklini aldý. Ýnsandaki bu nesnel ve öznel güdüler bütünü düþünselliðinin, yaþama yansýmasý iki temel felsefeyle ifade þeklini almýþtýr. Bunlar somut materyalist düþünme ve soyut metafizik düþüncedir.

Somutsal materyalist Ýdea; insanýn biyolojik enerji hareketiyle, bilinçte oluþan maddi güdü ve edimlerden açlýk, doyum korunma gibi yüzlerce egoist düþünsel fiillerin nesneye uygunluðunu tarif eder. Ayný zamanda bu yapý soyut öznelliði de geliþtirendir. Somut nesnellik yeterli þekilde geliþmeden, sürekli soyutlaþarak anlam kaymasýna neden olan öznel ideanýn ortaya çýkmasý düþünülemez.

Soyutsal metafizik idea ise; insan bilincinde oluþan enerjik edim ve güdüsel duygularýn, bilinçte kendiliðinden dönüþemeyeceðine inanarak, tanrýsal Metafizik öznellikle ifade eder.

Ancak bu soyut düþünce, ayaklarý üzerine yürümeyi dahi bilmeyen insan türünün, milyon yýllar sonra yürüyebildiði, bundan daha geç düþünmeye baþladýðýný sorgulama ihtiyacý duymaz. Sürekli ütopyaya dayanýr.

Halbuki insan öðrendiði her þeyi ve hayal ettiklerini ilkel (Primitiv) deneme (Emprizm) yöntemiyle aþamalý þekilde anlam ve deðerlendirebilmiþtir.

Düþünebilme ve toplumsallaþmanýn kendisini tamamen gösterdiði dönemle birlikte, dinsel düþünce biçimi olan metafizik ideanýn ütopyasý büyük bir hýz kazanmýþ oldu.

Metafiziðin insana katmýþ olduðu en büyük fayda, insanýn hayal (Ütopya) gücünü sürekli kýlmasýdýr. Bunun faydasý kadar zararlý olduðunu da hesap etmek durumundayýz.

Ýnsanýn bilinç yapýsýndaki maddi ve manevi idealar, önce zýtlarýn birliði ilkesiyle var olurlar. Daha sonra zýtlarýn mücadelesi þeklinde derin bir ayrýþmayla hareket ettiði görülmekte.

Böylece nesnel düþünsel yapý, materyalist felsefenin somutsal gerçekliði üzerine insaný yönlendirmiþtir. Öznel düþünsel yapýysa; metafiziðe dayanarak kiþi ve topluma göre kavramlarý daha çok soyutlaþtýrýp yaþama yön vermesi.

Her iki felsefi düþünceyle ortaya çýkýp devlet ve toplumu yönetenlerin, toplumsal körleþmeyi þu þekilde gerçekleþtirdiklerini görüyoruz.

Soyut idealist öznellikten hareketle, hiçbir þeyi kanýtlama ihtiyacý duyulmamasý. Sýrf dünyadaki her þeyi tanrýnýn insan için var ettiðine inanýp sýnýr, kural, ilke ve yeterlilik tanýmadan süperego doðrultusunda talancýlýðý teþvik etmesi.

Somut materyalist düþünce ise, nesnelliði rehber almasýna raðmen teknolojiye hastalýk derecesinde sarýlýp, doða ve canlý yaþamýný hiçe saymasý. Her iki felsefenin düþünce ve yaþam yapýsýný sorgulamayan insan topluluklarý, körleþmemiþse aptallaþmýþ demektir.

Cemal Zöngür