Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
ÖFKEMİZE YENİLMEYELİM Öfke ile kalkıp zararla oturarak kaybettiklerimizi göz önünde bulunduruyor muyuz? Hayır , bence hiç göz önünde bulundurmuyoruz. Düşünüp göz önünde bulundurmuş olsak hayata farklı bir açıdan bakmak için çaba gösterirdik. Bu düşünceye neye dayanarak sahip oldum? Çünkü biz insan olarak öfkemizin kontrolünü sağlayamıyor ve irademizi elimizden alıp bizi esir etmesine izin veriyoruz. Bu duyguya hayatımızın en önemli köşesinde yer veriyor bizlere neler kaybettireceğini kestiremiyoruz. Eğer öfkenin bizlere neleri kaybettireceğini kestirebilsek elinden kurtulmak için çaba göstermekten çekinmez, içimize zehrini akıtmasına izin vermeyiz. Şunu hiçbir zaman unutmamamız lazım gelmektedir. Ağzımızdan öfke ile çıkan her hangi bir cümle bizim hayatımızın değişmesine en büyük sebeptir. İşimizin , ailemizin, yakınımızda yer etmiş dostlarımızın terk edip gitmesinin nedeni de olabilmektedir. Ben, her zaman şu düşünce ile bakıyorum etrafıma: Adımlarımızı hesaplı atıp, kaybetmemize sebep olan öfkeyi hayatımızdan çıkarmalıyız. Bunu neden söylüyorum? Öfke hayatımızın bir köşesinde kaldığı sürece her zaman zararın içine çekilmekteyiz ve içinden çıkılmaz bir boşluğa sürüklenmekteyiz. Öfkenin bizden alıp götürdüklerini görmezden gelmeye devam edersek içinden çıkılmaz bir hal alır hayatımız. Öfkeye kapılıp hayatımızın gerçek güzellikleri ile vedalaşmamamız gerektiğini düşünmeli, bizi uğrattığı zararların nelere mal olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. Bunları göz önünde bulundurmaz, aynı hatayı yapmaya devam edersek daima kaybederiz ve kazandığımız hiçbir şey olmaz. Öfkenin bizi uçsuz bucaksız bir boşluğa sürüklemesine izin vermeyelim. Aksine öfkeyi biz yok edip hayatımızdan sonsuza kadar çıkarıp atalım. Etrafımızda birilerinin daima yer almasını istiyorsak öfkenin zehrinin içimize akmasını engelleyip dünyamızdan her daim uzak tutmalıyız. Bu zehir içimizden çıkmaz, akmaya devam ederse yok olup gittiğimizin resmidir. Öfkenin yüreklerimizi esir almasına izin vermeyelim ve sevgi selinde içimize akmakta olan zehrini boğalım. Sükunetimizden ödün vermeyelim, öfkeye yenilip zararla oturmayalım. Öfke biz insanları yenmesin, insanlar olarak biz öfkeyi yenelim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ay Işığı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |