İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Anneler babalar neden çocukları ile aralarına belli bir mesafe koymayı tercih ediyorlar? Aile anne baba ve çocukların oluşturduğu hayatı güzelleştiren en önemli kavramdır.Bizler bunun farkında olduğumuz sürece bu önemli güzelliğin kaybolup sonlanmasına imkan yoktur. Yalnız şu da hayatımızda göz ardı edilmemesi lazım gelen en önemli gerçektir. Anneler babalar çocukları ile aralarına belli mesafeler koyma peşinde olmamalı, çocukları ile iç içe olup onların mutlu olmalarında en büyük rolü oynamaktan geri durmamalıdır. Gerekirse çocukları ile iki arkadaş olmaları onların sorunlarının çözümünde en büyük paya sahip olmaları lazım gelmektedir. Bunu yapmayıp çocuklarından uzak kalma peşinde olurlarsa onların büyük bataklıklara sürüklenmelerine sebep olurlar. Bir Tv programında izledim avukatın bir tanesi diyor ki ''çocuklarınızla arkadaş olmayın onların yeterince arkadaşı var zaten onlara anne baba olun'' ben şahsen avukatın söylediklerini doğru bulmuyor, onun görüşlerinin katı olduğunu düşünüyor, sözlerine katılmıyorum. Tamam, anne baba olmaları gerekiyor ama çocukları ile arkadaş olmaları da lazım ebeveynlerin benim düşüncem budur. Ben kendimden bir örnek vereyim: Babamla anlaşmamız imkansız bir hal aldı, bunun sebebi ise iki arkadaş olamamamızdır. Ben biraz asabi bir insanım bana soruyor bazen ''Neden böylesin, ne istersen yapmadım mı?''diye. Zeytinyağı misali su yüzüne çıkmak için çabalamaktan vazgeçmiyor ve şu cevabı alıyorum. ''Seninle nasıl arkadaş gibi olacağız,illaki karşılıklı kadeh mi kaldıralım?'' Bu kadar dar düşünceye sahip bir baban varsa daha ne istersin arkadaşlığı meyhanelerde karşılıklı kadeh kaldırmak olarak gören bir babadan ne beklenir? Ben her zaman bir görme engelli olarak aileleri çocukları konusunda uyarma yolunda yürüdüm. Gerek yazılarımla gerekse sohbetlerimle çocuklarına uygun bir şekilde yaklaşmaları gerektiğinden bahsetmeye çalıştım. Çocukları ile baba oğul değil de yeri geldiğinde iki arkadaş olmalarının anlatısında oldum. Arkadaşlığı benim babam gibi meyhanede karşılıklı kadeh kaldırmak olarak görmemeleri gerektiğini de bilmeleri lazım geliyor. Babam alkol kullanan birisi değildir ama düşüncesinin darlığı vermek zorunda olduğum örneğe denk düşüyor. Çocuklarınızın sorunlarında bir araya gelerek ortak bir çözüm yolu bulmanız hayatınızın en doğru kararı olacaktır. Ebeveynler olarak çocuklarınızdan uzaklaşır, çocuklarımızın sorunlarının çözümünde hem fikir olmazsanız onlara en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Ben çocuklarımıza atılan dayaklar konusunda da birkaç şey söylemekten geri durmayacağım. Dayakla onları dize getirebileceğini sanan anne ve babalar olabildiğince büyük yanılgı içindeler. Ben her zaman şunu savunmuşumdur: Dayak eşeğe atılır dayakla olsa idi eşek at olurdu. Bizlerin geleceği olan çocuklarımızı dayakla dize getirme yanılgısından kendinizi kurtarın. Çocuklarımıza her zaman nazik davranışlarla yaklaşın. Bizim köylülerin ağzında bir laf vardır: Bu çocuk dur dedikçe vur anlıyor. Hayır, bu sizlerin üretmiş olduğu boş bir düşünce. Aklınıza estikçe çocuk dövmek size bir şeyler kazandıracak sanıyorsunuz. Fakat büyük bir yanılgının içinde bocalıyorsunuz. Aksine onlarla belli sürelerde ilgilenip, onların istediği davranışları sergileseniz dayak atmak denilen geri kalmışlığa ihtiyaç duymazsınız. Çocuk okumak istiyor. Diyorsunuz ki ''Okuyup da alim mi olacaksın?'' yahut ''Sınıfın en çalışkan öğrencisini geçip ondan daha iyi olacaksın''. Bu yapılanlar çocuk üzerinde iyi etkiler bırakmayacaktır. Aksine çocuğun daha kötü durumlara sürüklenmesine yol açacak, çözümü neredeyse imkansız sorunlar yaratacaktır. Sizler daima evlatlarınızla yakınlaşma gayretinde olun. Çocukların yalnızlığa sürüklenmesine müsaade etmeyin. Bahsettiğim yalnızlıklar çocukları esareti altına alırsa kaybeden yalnız onlar olmaz. Sizler de kaybedersiniz. Başka birileri ile evlatlarınızı kıyaslamayın, iyilik ettiğinizi düşünüp onlara en büyük kötülüğü sizler yapmış olursunuz. Fakat bunun farkına bile varmazsınız. Bahsetmiş olduğum kıyaslamalar benim başıma geldi. İstedikleri başarıları sağlayamayınca ''Sen ne işe yararsın?'' sözleri kulaklarımda çok çınladı. Evlatlarınız arasında ayrımcılıklar da yapıp onların sizlerden kopması için açılmış olan yollara bir yenisini daha eklemeyin. Şu laf çocuklara çok söylenir fakat lafın aslı uygulanmaz. Birisi birisinden her daim üstün tutulur. ''Beş parmağın hangisini kesersen acımaz? Hepiniz aynısınız.'' Ama bu söz dilde olduğu gibi kolay değildir. Anne ve babalar ayırt etme huylarından kolay kolay vazgeçmezler. Yani yürekleri dillerinden daima farklı konuşur. Dilin söyledikleri yüreğin söyledikleri ile hiçbir zaman örtüşmez. Evladın bir tanesi eğer anne ve babanın istediği şekilde davranmayıp onların istediğini yapmazsa o evlatları anne ve babaların gözlerinde en dibe vurmuş demektir. Evlat ayrımı konusunda dibe vuran evlat, üzerlerine gittiği zaman sen de o da bu da hepiniz aynısınız sözüne tutunurlar hemen. Ama düşünmezler ki evlatları onlara yapmış oldukları eşitsizlikler yüzünden istedikleri şekilde davranmayacak, onlardan kopma derecesinde olacaktır. Anlatmak istediğimi büyük ölçüde anlatma başarısını göstermişimdir sanırım. Tavsiyelerim şunlardır: Bir evladınız için bir diğerinden vazgeçmeyin, kıyaslamalardan uzak kalın, evladınızın sorunlarını ebeveynler olarak sizler çözümleme yoluna gidin. Evlatlarınızın tek başına kalmasına ve bir gemi misali rotasını şaşırmasına, Titanik misali bir buz dağına çarparak batmasına müsaade etmeyin. Bugün onlar çocuk ama bu demek değildir ki onlar büyümeyecekler. Sizler bugün ne yapıyorsanız yarın onlar da aynısını kendi evlatlarına yapacaklar ve biz anamızdan babamızdan böyle gördük bahanesine sığınarak sizleri taklit etme yolunda yürümekten vazgeçmeyecekler. Evet değerli okurlarım, bu yazımı neden kaleme aldığıma gelince ben bir nevi yaşadıklarımı kaleme aldım. Birde Yavuz BAHADIROĞLU'NUN ''Hayata Dilekçe'' adlı deneme kitabını okumaya başlayınca yazılanlardan etkilenerek çocuklarımızın boşluklarda kaybolup gitmemeleri için kendimce bu yazıyı yazmaya karar verdim. Anne ve babaların çocuklarından uzaklaşmamaları gerektiğine kanaat getirerek en büyük sorumlulukları olan evlatlarını boşluklara sürüklememeleri bilgisini vermeyi ve her daim bu çocuklardan uzaklaşmadan onlarla iç içe yaşamalarını anlatmak istedim. Değerli okurlarım, evlatlarınızı her zaman gözünüzün önünde bulundurun. Onları boş işler uğruna terk etmeyin. Okuyarak hem kendiniz bilgi sahibi olun hem de çocuklarınızın bilgi sahibi olmasında en büyük rolü siz oynayın. Evlat ayrımından uzak kalın, çocuklarımızı uçsuz bucaksız bataklıklara sürüklemeyin.Terazinin dengede kalmasına dikkat edin. Sizler adil olma yolundan sapmayın ki evlatlarınız da bu yolu başarı ile sonlandırsın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |