Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Biz insanlar neden elimize geçen fırsatların kaybından rahatsızlık duymuyoruz? Hayatımızı çok farklı yerlere getirecek fırsatlar gözümüzün önünden tek tek yok oluyor fakat biz bil mukabil zarara uğrayacağımız lüzumsuz işleri hayatımızın başköşesinde tutmak çabasında olmaya devam ediyoruz. Düşünmüyoruz ki hayatımızın en önemli varlığı haline getirmekte olduğumuz zararlı işlerin sonunda yok olup kaybolacağımızı. Hâlbuki birazcık kendimize gelip ölçüsüz davranışları bir kenara bıraksak hayat kaybetmekte olduğu anlamına yeniden kavuşur. Doldurulması imkânsız zannedilen boşlukların yerini farklı güzellikler doldurur. Ama biz insanlar önünü görmemeye devam ettiği sürece bahsetmekte olduğum durumlara her daim hasret kalınır. Ben hayatım boyunca zihinlerimizi gereksiz boş düşüncelerin işgal etmesine karşı olmuşumdur. Bu yüzden de insanların gözünde her şeye burun sokan, bildiğine de bilmediğine de konuşan bir şahıs konumunda bulunmuşumdur. Fakat doğrularımı hiçbir zaman arkamda bırakmayıp her zaman savunma yolunda yürümeye devam etmekten vazgeçmedim. Vazgeçsem ısrarla savunmakta olduğum doğrularıma ihanet etmiş olurum. Benim bu vazgeçmezliğim, yanlış düşüncelere gebe zihinlere baya bir rahatsızlık vermiş gözlerinde kin dolu bakışların yer almasına sebep olmuştur. Evet değerli okurlarım ben her zaman elimize geçen hayatımızı değiştirecek olan önemli fırsatların değerlendirilmesi taraftarı olmuşumdur. Elimize geçen fırsatları kaybetmekten her zaman rahatsız olup o büyük fırsatların bizim için hayat boyu sönmeyecek bir ışık haline getirilmesi gerektiği düşüncesi ile bütün insanlığa faydalı olmak istediğimi belirtmekten vazgeçmiyorum. Çünkü kafamda yer eden düşüncelerimi terk edersem eline geçen fırsatların kaybından hiçbir zaman rahatsızlık duymayanlar arasına katılırım ve hayatını vurdumduymazlık içerisinde yaşayanlardan olurum. Bu durumlara düşmemek içinde elimden her ne geliyorsa onu idrak etmekle uğraşma gayretine giriyorum. Sizlerle kafamda yer etmekte olan bir düşüncemi daha paylaşmanın benim için daha doğru olduğu fikri ile yazımı sürdürmeyi uygun buldum ve düşüncemi eksiksiz anlatma kararına vardım. Bizim elimize geçirmiş olduğumuz fırsatların kaybından rahatsızlık duymamamızın bir sebebi de içerisine düşerek bocalamakta olduğumuz fikir ayrılıklarıdır. Bu fikir ayrılıkları zihinlerde geri dönülmesi imkânsız bir hal alan olaylara gebe kalmaktadır. Sözü geçen olayların etkisi altında kalmamak için zihinlerde yer eden gereksiz fikirlerin beyinleri karanlıklara sürüklemesine engel olunmalıdır. Eğer insanların düşmüş oldukları farklı yollar aydınlatılmazsa bu demektir ki insanlar eline geçen hiçbir fırsatı değerlendiremeyecek kadar körleşmektedirler. Farkına varmadan yürümekte oldukları yolun sonu da hayra alamet olmamaktadır. Eklemeyi uygun gördüğüm bir durum daha var. Konumuzla büyük bir alaka taşıyor bu yazacaklarım: Bizler elimizdeki imkânların kaybını umursamamakta inat ediyoruz. Bu imkânları eline geçiremeyen, açlıkla savaşan Afrika insanının bu imkânlara sahip olabilmek için neleri feda edebileceklerini de göz önünde bulundurmamız lazım gelmektedir. Açlığın onları uğratmakta olduğu zararlardan ders çıkarıp önümüze altın tepside sunulan imkânların en iyi biçimde değerlendirilmesi için boş geçirdiğimiz dakikalarımızın israfına engel olunmalıdır. Benim insanlar için bir önerim olacak. Bizlerin yapması gereken tek bir şey var: Elimize geçen bütün imkânları her daim olumlu yönde kullanmak için yaşamayı tercih etmeli, olumsuzlukları birlikte yok edebilmek için sırt sırta verip savaşmalıyız. Kendi menfaatimiz için değil bütün insanlığın yararına çalışmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Cehalet denilen paslı çiviyi saplandığı beyinlerden çıkarabilmek için üzerimize düşen en zor görevleri dahi yerine getirebilmekten kaçınmamalıyız. Eğer kaçınmayı tercih edersek bizim biz olmamızı sağlayan her şeyimizle vedalaşmış oluruz. Evet değerli okurlarım sizlere verilen yararlı bilgilere kulak tıkamayın. Yolunuzu her daim bilimden, ilimden yana kullanın. Cehaletten kurtulabilmenin savaşından kaçmak yerine bu harpten muzaffer olarak ayrılmayı tercih edin. Elinize geçirdiğiniz önemli imkânların kaybından rahatsızlık duymak yerine hem kendiniz hem de o imkânlara ihtiyacı olanlara yardımcı olmak için kullanın. Hayatta birken bin olmayı tercih etmek, hayatınız boyunca yapmış olduğunuz en iyi iş olacaktır. İş işten geçti dememek için de elinize geçirdiğiniz bütün güzelliklere bir ömür sahip çıkın. Her gidişin bir dönüşü var düşüncesi ile hareket etmeyin. Çünkü batan güneşin doğuşu vardır fakat boşuna geçirmiş olduğunuz hiçbir dakikanın dönüşü olmaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |