Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere |
|
||||||||||
|
Hayatımız boyunca engellerle karşı karşıya olacağımızın neden farkında olmuyoruz? Bu engellerin başında şüphesiz cehaletin geleceği, her daim akılların bir köşesinde bulundurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki cehalet yüzünden elimizden kaçırdığımız birçok başarının olduğu aşikardır. Bu engel sadece okul bitirmeyen kişilere has bir durum değildir.Benim düşüncem bundan ibarettir. Okuyup elinde en iyi üniversitelerden diploma alan şahıslarında cehalet adlı engelin içinde olduğuna dair hiçbir şüphem yoktur. Sanılmamalıdır ki ben üniversite bitiren insanları küçümsemek için bu yazımı kaleme alıyorum. Ama bir gerçek var ki diplomalı cahillerin kendilerini küçük dağları ben yarattım havasında göklerde uçarak dolaşmaları. Akıllarına getirmiyorlar ki her şeyi ben bilirim havasında dolaşmak, hiçbir işe yaramıyor. Bir bakarsınız ilk okul mezunu olan kişi, üniversite mezunu şahıstan daha bilgilidir fakat bunu üniversite diploması ile gezen şahıs, hiçbir zaman gururuna yedirememektedir. Her zaman kendisini göklerde uçarken görür, küçük dağları ben yarattım havasında gezmeye devam eder. Düşünmez ki şu sözün karşısına zaman zaman çıkacağını, insanlar bu sözü o kişiler için daima kullanmaktan çekinmezler. Okumuş ama adam olamamış, bu sözü her zaman cehalet adlı engelin pençesine düşen diplomalı cahiller için kullanırlar. Engellerle baş edebilmemiz için hiçbir zaman başkalarını küçümseyici gözle bakmamızın doğru bir şey olmadığını da anlatmak istiyorum siz değerli okurlarıma. Şunun da gözden kaçırılmaması lazım gelmektedir. Diploma hiçbir zaman cehaletin yenilmesi açısından önemli bir vasıta değildir. Bu kanaate nereden vardığım sorulacak olursa okumuş olduğum kitaplarda ve yaşamış olduğum yıllar süresince yaptığım gözlemler beni bu yola sürüklemiştir. Ben, hiçbir zaman karşımdaki insana küçümseyici tavırlar sergileyen bir insan olmamışımdır. Bu tür şahıslarında etrafımda yer almasına müsaade etmekten uzak kaldım. Bizim hayatımızı olumsuz bir şekilde etkileyen engellere yenilmemek için büyük savaşlara girmenin, karanlıklara sürüklenmekten kurtuluşumuz için tek yol olduğundan emin olmuşumdur. O yüzden en büyük engel olan cehaleti, sizlere anlatmakla başladım kaleme aldığım yazımda. Gecemizi gündüzümüzü anlamsız bir hale getiren ne için yaşadığımızı unutturan cehalet ve gönül körlüğü olmuştur. Bu da zihinlerin bir köşesine kazınması lazım gelen bir gerçektir. İnsanlar, körlüğü sağırlığı engel olarak görüyorlar fakat farkında olmadıkları büyük yanlışların içine düştükleri cehalet ve gönül körlüğü adı verdiğimiz engeller olduğuna inanmak istemiyorlar. Ama ben her daim gözlerinin açılması için elimden gelenin fazlasını yapmak için büyük uğraşlar vermekten kaçmıyorum. Eğer girmiş olduğum bu savaştan kaçarsam kendimde cehalet adlı engelin pençesinde oradan oraya sürüklenerek inançlarıma ihanet etmiş bulunur, kendime olan saygımı da sonlandırmış olurum. Her şeyden önce insanların gönüllerindeki körlükle vedalaşması için yapmamız gerekenin fazlasını yapmamız, girmiş olduğumuz bu mücadeleden de büyük bir zaferle çıkmamız gerekmektedir. Ben, her zaman hayatta engellere karşı olan savaşımızın galibiyetle sonuçlanması taraftarı olmuşumdur. Söylemiş olduğum tek bir şey var: Her zaman ve her yerde birlik beraberlik içerisinde olup engellerin bizi mağlup etmesine müsaade etmeyelim. Birbirimize sırt çevirmeyelim, korkuların üzerine giderek hayatımızı karanlıklar içerisine çekmesine izin vermeyelim. İnsanların göz ardı etmemeleri gereken bir şeyin daha olduğunu onlara göstermemiz bizim için büyük bir görevdir. Hayatımızda en büyük kayıp yenilgiyi kabul ederek savaştan korkup kaçmaktır. Onun içinde diyorum ki güçlü olalım, mağlup değil galip olarak savaşı sonlandıralım.Hiçbir zaman engellere yenilmeyelim başarılarımızı cehalet ve gönül körlüğü adlı engellerin kalplerine bir ok misali saplayarak bu hayatta bizimde var olduğumuzu gösterelim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |