Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Tecrübenin insanların düşe kalka yürümekte olduğu yollarda attığı adımlar vasıtası ile kazandığı düşünülen hayata dair iyi kötü bilgi birikimine ait vazgeçilmez gerçekleridir. Karanlık hayatların aydınlatılması için yakılan en parlak ışık olduğunu söylememizde bir sakınca görülmemektedir. Yapmış olduğum tanıma uygun insanların başında engelliler gelmektedir. Çünkü engelli vatandaşların edinmiş olduğu deneyimlere diğer insanların ulaşabilmesi nerede ise olanaksızdır. Bahsettiğim ışığın yanmasına vesile olanların engelliler olduğuna dair hiçbir şüphe duyulmamalıdır. Ben yaptığım her konuşmamda kaleme aldığım yazılarımda şahsımın engellilere öncelik vermekle yükümlü olduğunu düşünüyorum. Elbette diğer insanlarında akıllarda yer bulması lazım gelen yol gösterici tecrübelerinin olduğunu göz arkası etmek haksızlık olur. Lakin iki gurubun kazanımlarını birbirinden ayırmanın daha doğru olduğu fikri ile hareket etmişimdir. İçinde bulunduğumuz dünyada yıkılmadan ayakta kalabilmek için senden sonraki nesle de bırakman lazım gelen çok önemli bir şeye tecrübeye ihtiyaç vardır. Sizleri engellilerin deneyimleri hakkında bilgilendirmek istiyorum. Örneğin Luiz Braille çok küçük yaşta kör olan bir şahıstır. Körler için icat etmiş olduğu 6 noktadan ibaret olan kabartma yazının mucidi olmak yaşamının dönüm noktasıdır. Altınok kardeşler yani Kerim ve Selim satrançta dünyaya kendilerinden bahsettiren iki Türk değeridir. Kani Karaca da Cemil Meriç de bizim için çok değerli iki büyük insandır. Hayatımıza yön veren kazanımlarından yararlandığımızda büyük bir hakikattir. Yani anlatmak istediğim engellilerinde çok büyük tecrübeleri ile bu hayatta var olduğu ve kendilerini göstermeye devam edeceğinin unutulmaması gerektiğidir. İnsanların kendisiyle barışık olması yaşam boyu gösterilecek farklı dereceli büyük bir tecrübe örneğidir. Bunun canlı resmi saçtığı pozitif enerjiyle etrafındakileri motive etmesini bilen ve onlara yaşama sevincinin ne kadar önemli olduğunu anlatan ünlü sanatçımız kaderdaşım Metin Şentürk' ten başkası değildir. Hayatı yeni yeni kavrama çabasına giren genç kardeşlerimizi bilinçlendirebilmek için kazanımlarını aktarması gereken belli deneyimlere sahip şahısları yanımızda tutabilmekte bizim için çok önemlidir. Benim naçizane fikrim alimlerimize öğretmenlerimize sahip çıkmak üzerimize düşen en önemli görevlerimizden birisi olduğu yönündedir. Yapmış olduğum gözlemlerime dayanarak akıllardan çıkarılmaması gereken bir şeyi sizlerle paylaşmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Kendisini tecrübe sahibi sanan bazı gösteriş budalası şahısların olduğu gün gibi ortadadır. Sizlerde etrafınıza benim baktığım taraftan bakmış olsanız haksız olmadığımı göreceksiniz. Bu insanlar yüzünden gerçek tecrübeye sahip olanlardan uzak kaldığımızın da unutulmaması gerekmektedir. Görünüşte küçük olduğu düşünülen fakat ele alındığında bizim için ne kadar büyük bir öneme sahip bu ayrıntının göz ardı edilmesi ömrümüz boyunca yapmış olduğumuz dönülmesi imkansız bir hata olacaktır. Hayatımızda olumsuzlukların yer almasına sebep gösterilen yanlışımız yüzünden telafisi olmayan kayıplar vereceğimizi de zihinlerimize kazımamız lazım gelmektedir. Elimizden kayıp gitmekte olan deneyimli bilginlerimizin yolunu kapatanlarda yine bahsi geçen çok bilmiş hiçbir şeyden anlamayanlar sürüsüdür. Bahsetmekte olduğum zihinlerinde büyük boşluklar bulunan bu topluluğun insanlık için en zayıf nokta olduğudur. Ellerine emanet etmekte tereddüt etmediğimiz deneyim yoksunu şahıslar yüzünden hayatımızda ilerleme kaydedemeyeceğimizde bilinmesi gereken en önemli gerçektir. Nasıl küçük bir söküğü dikmememiz halinde o sökük tamir edilmesi imkansız bir hal alırsa o eşyanın kullanılmasında hiçbir anlam olmaz. örneğini vermiş olduğum zayıf noktada üzerinde değişiklikler yapılmadığı takdirde insanlığa faydadan ziyade zarar getirecektir. Bilinmelidir ki tecrübeden mahrum olan gösteriş budalalarına gençlerimizi emanet etmemiz halinde karanlığın sonunun gelmeyeceği aşikar. Ufukta açmasını beklediğimiz güneşi rüyamızda görmemiz bile imkansız bir hal alacaktır. Yolumuzda büyük bir engel teşkil eden etrafında yer alanlara hiçbir faydası olmayanlar yüzünden gerçek tecrübenin ortaya çıkarılmasının zorlaşmasında büyük pay yinede bizlere aittir. Sizlere nedenini kısaca açıklayayım. Örnek olarak vermiş olduğum gösteriş budalalarından meydana gelen topluluğu tepemizde gezdirmekle insanlığı en büyük zarara uğrattığımızı açık ve net olarak görebiliriz. Ben sizler için kaleme almakta olduğum bu yazımda tecrübe kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Bununda nedenini yıllardır seyretmekten keyif aldığımız hatta bizden sonraki nesillerinde izlemekten keyif alacağını düşündüğüm Hababam sınıfı serisinden küçük bir örneklendirme yaparak açıklamayı uygun buldum. Filmde müdür muavini Mahmut hoca ile kimya öğretmeni arasında geçen konuşmaya edebiyat öğretmeninin de deney değil evladım tecrübe tecrübe diyerek dahil olmasıdır. Bu küçük örneklendirmeyi yapmamdaki sebepse onunda şimdi bizim yapmış olduğumuz gibi kendi kelimelerimizi unutturmamak istemesidir. Ben kendi çapımda edinmiş olduğum kazanımlarımla genç kardeşlerimi bilgilendirme uğraşındayım. Tıpkı görünüşte bir komedi olan fakat bu komedi filminde bir takım tecrübelerini öğrencilerine aktarma çabasından vazgeçmeyen edebiyat öğretmeninin yaptığı gibi. Bizler hayatımızı yaşanılabilir bir hale getirebilmek için her daim şu fikre sahip olmalıyız. Tecrübesiz insanların yanında yer alarak bin hata yapmaktansa tecrübe hamuru ile yoğrulanlarla elbirliği ederek boşa kürek çekmenin yersizliğini kavrayabilmek. İlk önce bu fikre kendimiz inanmalıyız sonrada bizden bilgi bekleyenleri girmiş olduğumuz bu yolun doğru olduğuna inandırmalıyız. Başta kendin inan inanmıyorsan ne kendin gir nede başkasının bu yolda helak olmasına izin ver. Eğer bu fikrimizde samimi değilsek yanımızda olmasını beklediklerimizin de bize karşı samimiyet göstermesini beklemek en büyük ahmaklık olacaktır. Doğruluğuna inanmadığın bir düşünceye sahip olmakta senin tecrübesizliğinin göstergesidir. Her zaman her yerde gerçek tecrübe sahibi olanların yanında yer almak insanlık için yapılması gereken en güzel şeydir. Onlardan aldığın bilgilerle de etrafında bilgi susuzluğu çeken genç fidanlarımıza da bekledikleri suyu vermekte kendine ve etrafına yapmış olduğun en büyük iyilik olacaktır. Senin edinmiş olduğun kazanımlarından çevrendekilerin de faydalanmasını sağlamak senin bu hayat için vermiş olduğun en büyük uğraş olmalıdır. Bir ömür büyük değişiklikler getiren çabalarının sonucunda kazancın kaybından büyük olacaktır. Eline geçirmiş olduğun fırsatı o anda değerlendirmekte gecikmek seni tamiri olmayan yıkımlara uğratabilir. Bahsettiğim enkazın altında kalmak istemiyorsan vakit geç olmadan sana verilen fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek aklından çıkarmayacağın bir tecrübe sahibi ol. önüne altın tepside sunulan bu fırsatı hemen kullan yoksa vaktin çok geç olabileceğini hatırlatırım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |