"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Hem sınavlara hazırlanıyor, hem de kendime bir hırka örebilmek için kirmanla (fengere derdik ona) yün eğiriyordum.Yeteri kadar ip elde ettikten sonra ‘Selanik Örgüsü’ nden yaka uçları sivri bir hırka ördüm kendime.On bir yaşındaydım ve kendime bir hırka örüyordum!..Kızacaklar bana ama muhakkak söylemeliyim; şimdi yirmisini aşmış kızlarım bilmezler tığ tutmasını.”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al!” atasözü yalan galiba.Hal böyle iken, nasılsa onlar da konacak bir dal bulacaklar sonunda. Dileğim kondukları dalların yapraklı, sağlam, kalın olması tabii!..Bir de en güzel çiçekli olması; her annenin dileği gibi..O günleri görür müyüm, görmez miyim belli değil ama ördüğüm hırkanın güzelliğini gördüğüm kesindi.Beni en çok ısıtan, saran, yakışan o hırka olmuştu tüm zamanlarım içinde.Ne yazık ki evlenirken baba evinde terk ettim onu. Geçen seneydi, aklıma geldi aradım ama bulamadım.Ya silgi bezi olmuştu, yada ihtiyacı olan birinin sırtını ısıtıyordu şimdi, kim bilir!.. Neyse!..hazırlıklarım devam ediyordu sınavlara...Amca kızı hala gelini terzi de belden kesik, çiçekli, önden düğmeli, bebe yakalı, pembe ve etekleri öncekilerden daha kısa olan bir elbise dikti bana. Fanila yerine de, kısa kollu, kare yakalı, yaka ve kol kenarları tığ oyalı, şile bezine benzer beyaz, iki tane içlik hazırladı.Diz boyunda da iki tane külot. Hazırlığım bitmişti işte!.. Eylül ayının gelmesini bekliyordum. Şimdi olsa bekler miydim hiç Eylül’ün gelmesini!..Hazan ayının hüznünü yani!..Oysa o çağın Eylül’ünü beklerken çok heyecanlıydım, çok da sevinçli!.. Bazı kişilerin anneme sokulup kulağına “Ne olacakmış okuyup da, oğlan çocuğu olsa neyse!..”dediğini duyuyordum. Annemi ve babamı yıldırmaktı amaçları bu kara düşünceli insanların.Oysa yasağa karşı daima sempati duyardı insan ruhu..Onlar böyle yaklaştıkça “okutacağım işte, kazandı çocuk, hakkını mı yiyelim “diyordu hem annem,hem babam. Kime neyse benim okumamdan!..İş olsun işte...Cehaletin aynasında görünen yüzlerini yansıtıyorlardı sözlere..Toplumun ilerlemesi okuyan, üreten, meslek sahibi olan, aile ekonomisine katkıda bulunan; bilgili, kültürlü, çağdaş, sağlıklı düşünen kadınların varlığıyla gerçekleşebilirdi ancak.Başka bir anlatımla, kadınının yüzü aydınlatıldığı oran kadar çağdaş olurdu toplumlar. Kocaman bir pastaya benzetirsek çağdaş olmayı; hem erkeğin, hem kadının bu pastayı yapmada ve yemede eşit olarak paylaşımcı olmalarıydı çağdaşlık.Ne bir dilim fazla, ne bir dilim eksik!..Hep kızarım ve eleştiririm; kadınlar niye askerlik yapmaz diye!..Yaptırılmaz diye!..Aslında askerliğe karşıyım ama ,eğer bu yapılıyorsa ‘neden ben dışındayım’ diye isyan ederim. Sınırlara da karşıyım açıkçası. Evler, arsalar, iller, ülkeler arasındaki çizgiler anlamsız gelir hep. Topa, tüfeğe, bombaya karşıyım..Savaşa karşıyım ençok!...Silin sınırları, kaldırın askerliği, isteyen istediği yerde yaşasın.. Ne pasaport olsun, ne vize..Bu toprak benim demekten sıkıldım ya!..Bu Dünya benim demek istiyorum artık!..Nerede bir güzellik varsa orayı görmek, nerede bir çirkinlik varsa onu yok etmek; insanlarla el sıkışmak, hatır sormak, birlikte yemek yemek istiyorum. Açlıktan ölmemek, özgürlük savaşına girmemek istiyorum.. Silahlara veda etmek, kan görmemek istiyorum... Oysa ne çok ölüler bindirdik toprak gemiye... El sallamadı hiçbiri, mendil de!... Cennet kokusu da getirmedi şehitler!.. Bir Filistinli kızın yüzünde soldu bir demet menekşe!.. Ağladı çiçekler... Ve kırmızı bir yağmur yağdı zamana... Bundandır saçımdaki kan kokusu... Nedense Okuduğum roman hep SEDALİNKA oldu .. Hala BOSNA’ dan gelmedi haber! Of!.. Ne çok derdim varmış benim meğer!.. Hani ilacı! (Devam edecek)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |