..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Dostluk ve Düþmanlýk > Yûþa Irmak




31 Aðustos 2021
Tartýþma Edebiyatý veya Adabý  
Yûþa Irmak
Martin Heidegger’in, Kastner ile olan yazýþmalarýnda kullandýðý güzel bir sözü var. Söz aslýnda Paul Valéry’nin. Der ki: “Düþüncenin üstesinden gelemeyen, düþünenin üstesinden gelmeye çalýþýr.” Çok doðru ve yerinde bir söz. Ýnanýn söyleyecek sözü kalmayanýn yumruðu sýkýlýr, dili küfürlü konuþur ve nihayetinde son çare kavga etmeye baþlar.


:EDA:
Martin Heidegger’in, Kastner ile olan yazýþmalarýnda kullandýðý güzel bir sözü var. Söz aslýnda Paul Valéry’nin. Der ki: “Düþüncenin üstesinden gelemeyen, düþünenin üstesinden gelmeye çalýþýr.” Çok doðru ve yerinde bir söz. Ýnanýn söyleyecek sözü kalmayanýn yumruðu sýkýlýr, dili küfürlü konuþur ve nihayetinde son çare kavga etmeye baþlar.

Diðer taraftan Valéry’nin bu sözünü biraz daha farklý bir noktaya çekmek istiyorum.

Þöyle ki, Valéry’nin cümlesinde kullandýðý “Attaquer” fiilini Google yazdýðýmýzda; “Saldýrmak, Hücum etmek” olarak çeviriyor. Peki biz bu çeviriye “saldýrmak, hücum etmek” deðil de “üstesinden gelmek” desek ne olur?
Eðer önerdiðim þekilde çevrilirse bence cümle daha berrak ve daha net meramý ifade etmiþ olacak. Çünkü, “Üstesinden gelmek” denildiði takdirde burada düþünceye saldýrmanýn amacý, onu yanlýþlamak, çürütmek, geçersizliðini göstermek olduðundan anlam tam anlamýyla gediðe oturmuþ olacak. Zira, saldýran kiþinin entelektüel donanýmý ve düzeyi, düþünceyi yanlýþlayacak, çürütecek ya da tutarsýzlýðýný gösterip geçersiz kýlacak, kýsaca onun üstesinden gelebilecek çapta deðilse, o zaman muhattap düþünceye deðil de düþünce veya düþüncelerin sahibine, yani düþünen’e saldýrýp onun üstesinden gelmeye kalkýþacak…

Efendim ikili diyaloglarýmda bu yaþýma kadar küfürlü hiçbir tartýþmaya girmedim. Çünkü ben, tartýþmanýn, deneme, mektup, aný, öykü, gezi vb., gibi bir edebi bir tür olduðuna inanýyorum. Bunun için, öteki edebi türlerden söz edilirken söylendiði gibi “Gezi Edebiyatý”, “Tartýþma Edebiyatý” diye bir edebi türün var olduðu inancýný taþýyorum. Bu sebeple bu türün kendine göre kurallarý ve incelikleri olmasý gerektiðini düþünüyorum. Þimdi bu kurallarýn baþýnda, Valéry’nin sözünden yola çýkarak “düþünce” düzeyinde nasýl yapýlmasý gerektiðine hep birlikte bir bakýp “düþünen”in kiþiliði düzeyinde bir tartýþma nasýl olur ona bir bakalým.

Eskilerin “þahsiyat yapmak” dedikleri düzeysizlikten kaçýnmak her düþünce sahibinin kârý olmalýdýr. Bu tartýþma da tartýþmacýnýn üslubu gidiþatý da tayin edecektir. Yani tartýþmayý kim tayin ediyorsa, tartýþmanýn o üslupta yürümesini olaðan karþýlamak gerekecektir. Beri taraftan, Sadi’nin; “Edebsizlere edebsizlikle karþýlýk vermek edebdir”, sözünü de her tartýþmada düþünülüp yerinde kullanýlmasý gerektiðine inanýyorum.

Þimdi size kendimle alakalý “Þahsiyat yapma”ya, mini bir örnek vermek istiyorum. Yaklaþýk olarak 3 yýl önce bir arkadaþýmýn Türkçe ve dil yanlýþlarý üzerine bir dergide yazýlar kaleme aldýðýný duymuþtum. Nasýl olduysa dergi çalýþtýðým kurumun matbaasýnda basýlmaya baþlandý. Ben de meraktan bizim arkadaþ neler yazmýþ diye yazýsýný eleþtirel gözle okumaya baþladým. Makalede gördüðüm dil yanlýþlarýný, yazým hatalarýný filan kibar ve nazik bir dille e-mail gurubumuzda paylaþtým. Bu durumda arkadaþýmdan beklediðim ya efendice yanlýþlarýný kabul etmesi ya da tam tersine, benim yanýldýðýmý, kendisinin yanlýþ yapmadýðýný kanýtlamaya çalýþmasýydý. Fakat böyle olmadý: Hasbam, ne hatalý olduðunu kabul etti ne de asýl yanlýþý benim yaptýðýmý söyledi! Ama o baþka bir þey yaptý: Benim TGRT Haber’de SEO için yazmýþ olduðum sinema, gezi ve kültür yazýlarýnda bir kaç hatamý bulup üstüne bir de kurumda “kýþýn bile kýsa tiþörtle dolaþtýðýmý” ve bunu da “sýrf ilgi çekmek için” yaptýðýmý paylaþtý. Evet, aynen böyle yazdý: “O zaten kýþýn bile kýsa kollu tiþörtle çalýþarak herkesin ilgisini kendisine çekmeye bayýlýr” filan diye…

Yahu, siz de olsanýz þimdi bu ne kel alaka? diye düþünmez misiniz? Hasbam, aklýsýra, benim kýþýn kýsa kollu tiþörtle dolaþarak, kaçýðýn biri olduðumu ima etmeye çalýþtý! Türk tartýþma edebiyatý (Sanal da olsa fark etmemeli), maalesef, bu tür incelik yoksunu, “þahsiyat müsveddeleri” ile dolu… Hatta bu edebiyat tarihimizde kitap bile olmuþ. Örneðin, Cumhuriyet döneminin en hýrçýn ve kavgacý yazarlarýndan biri olan, Peyami Safa’nýn, Ahmet Haþim’e neler söylediði çoðunuzun malumudur. Haþim’in de Safa’ya yaptýðý salvolor yenilir yutulur cinsten deðil..

Burhan Felek’e “dar pantolonlu kart züppe” diyen Haþim’dir. Peyami Safa’ya “çolak” diyen de Haþim’dir!

Beþir Ayvazoðlu’nun, Peyami Safa üzerine yazdýðý bir monografide, onun bir yazýsýný alýntýlamýþ ve o dönemde bile koca koca yazarlarýn kullandýklarý küfürlere örnekler vermiþti. Ayvazoðlu; “Babýali köþelerinde pusuya yatarak genç ve masum yazarlarýn üzerlerine çullanmak için fýrsat bekleyen üç beþ yazarýn” on yýldan beri birbirleri için ettikleri küfürlerin, yazýlsa bir kitap olacaðýný yazmýþtý.

Hatta Peyami’nin bu küfürlerden hatýrladýklarý arasýnda: “Mahalle piçi, laðým aðýzlý, Þengül Hamamý’nýn sermayesi, cife, iðrenç cibilliyet, sefil, hergele…” türünden sözlerini okuyunca utanmýþtým. Düþünün: Bu küfürleri edenler, 1928 yýlýnda Türkiye’nin önde gelen, muteber yazarlarý… Yani koca koca adamlarýn, birbirlerini bu sözcüklerle aþaðýlamalarý olur þey deðil, diye düþünmeden edemiyor insan…

Bu durumun sadece bu topluma has bir þey olduðunu sanmayýn! Ayný durum Batý’da geçerli. Çünkü, Batý yazarlarýn arasýnda da, aðzý bozuk kalemler var. Örneðin; Jean-Paul Sartre! 1966 yýlýnda eski öðrencisi ve Fransýz Komünist Partisi yöneticilerinden Jean Kanapa için Sartre, “O, bir eblehtir!” diye söz eder. Kimilerine göre, Kanapa çoktan hak etmiþti bu nitelemeyi. Çünkü, Sartre ve dergisi Les Temps Modernes için ipe sapa gelmez þeyler yazdýðý biliniyordu. Nitekim daha sonra, hocasýndan özür dileme inceliðini gösterecekti… Batý’da gene de ciddi bir tartýþma geleneði, bir tartýþma edebiyatýndan söz edilebilir. Antik Yunan’da tartýþmanýn “diyalektik” sayýlýyor olmasýndan alýnacak büyük dersler olduðuna inanýyorum.

Bu tartýþma konularýnda veya baþlýklarýnda aþk veya aþýklar da olsa bir düzeye, bir düþünceye ihtiyaç olduðunu düþünüyorum… “Düþünüyorum o halde vurun deðil”, düþünüyorum o halde çürütün demenin mantýða daha uygun geldiðini gönül gönüle sizlerle paylaþýyorum…

Saðlýcakla kalýn…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Neyimizi Kaybettik
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mýdýr?
Seviye
Dikkat Bu Bir Siyasi Yazýdýr!
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Hizipçi Memur Partisi Chp
Arzu Yeterli Deðil
Türk Sinemasýnýn Ezberini Bozan Yönetmen
Chp’nin Psikopatolojisi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.