Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Kendi kendime yarattığım trajik bir aşk öyküsünden fırlamış biriyim, kahramanlarım bana ait, öykü bana, bir tek sen değilsin… “Ben” dedin bu öykünün içinde biz olması gerektiğini bile bile, adamak veya adanmak istemedin, bende adanmak veya adanmış olmak niyetinde değildim sadece sevginin adanmış olduğu bir öyküydü içinde bulunduğunun farkında sıradan biriydim. Belki adanmışlık olmadan yaşayamam ben, belki ihtiyacım var beni sımsıcak saracak kollara, omzunda ağladığım ağlayacağım birinin sıcaklığını hissetmek istiyor yanaklarımdan süzülen tuzlu gözyaşlarım, aynada görmek istiyor yansımalarını gözlerim… Ama artık zamanı geldi de çoktaaan geçti bazı şeylerin, Bağırsan bile “ Seni Seviyorum, yanımda kal!” diye, sadece kalkan trenin arkasından sana öylece boş boş bakacak , o eski duygu dolu yüreğim. Ne dost olabilirim seninle ne de aşığın. Gitmeliyim! Giderayak sana söylenecek bir kaç sözüm olmalı, senin sonsuz sessizliğine cevap vermeliyim, içimdeki çığlığı bastırarak ve tabii ki kocaman bir yüreğim olmalı gidebilmek adına… Neye yarar şimdi koskocaman bir yüreğimde olsa, içimdeki bu intikam olduktan sonra; ruhumun zaman zaman hırçınlaşmaları, çırpınışlarım, kendi kendime olduğum yerde sayışım, zaman zaman kar etmeyecek yazdığım kelimeler bile bana… Şimdi izin verirsen biraz ağlayacağım hep yüzüme yakıştıramadığım gözyaşları geldi dayandı kapıma. --------------------------- Sen sustun! ne olurdu “Erkek” gibi sende dile getirseydin hisslerini adamamak ve adanılmamak uğruna verdiğin savaşın yerine; arada bir güller toplasaydın dikenler eline bata çıka, belki o zaman anlaman zor olmazdı, güzellikler yerine sarfettiğin o zalim sözcüklerinin kalbime nasıl batıp çıktığını, parmaklarından fışkıran kan damlaları, gözyaşlarımın ne kadar küçük ama acı verici olduğunu anımsatırdı sana ve sonunda güllerin etrafa saçtığı o güzelim koku , seni sevebilmek uğruna neden böyle acılara katlandığımı fısıldardı kulağına. Ama bir iki gün geçipte güller solduğunda, iki günlük mutluluk için yaşadığım hayal kırıklığını anlatacak biri olurdu mutlaka yanında… Şimdi yüzünde gördüğüm zavallılığın dışında birşey yok, sığınacak yalanların bile yalan olmaktan çıktı; sen onlara inanmaya başladığında, kendinin tutsağı çoktan olmuştun “Ben” diyerek başlıyorsun sözlerine bu sefer ben duyamasamda biliyorum ve sen böyle konuştukça bazı şeyler yoluna girecek belki de çünkü ben tek kişilik konuşmalardan kurtulacağım, seni konuşmak beni henüz sıkmasada arkadaşlarımdan aldığım tepkilerden kurtulacağım en sonunda. “Ama Ben…” diyerek başlıyorsun sözüne sen varya sen hiç akıllanmazsın. Şimdi şu yaptığıma baksana sığdırdım sana olan sevgimi bir iki beyaz kağıda… Bu sefer bende “ Ben” diyerek başlıyorum sözüme Bende belki hep “Ben” dedim. Belki de seni hiç ama hiç sevmedim. Burada son noktayı koyarken pişman olmadım senin kadar yaşadıklarıma; şimdi izin verirsen biraz ağlayacağım hep yüzüme yakıştıramadığım gözyaşları geldi dayandı kapıma.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömür İsfendiyaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |