..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Seval Deniz Karahaliloğlu




21 Mart 2004
Pazar"ların Shakespeare"li Kıymalısı  
Seval Deniz Karahaliloğlu
Shakespeare, bir yandan ağzını şapırdatarak, beğeni misali homurtular içinde kendini zevkin koynuna bırakıverir, öte yandan da kaşla göz arasında gövdeye indirdiği kıymalının yerine yenisini koyması için tertemiz ettiği tabağını anneme uzatırdı. Sonra ,


:BIII:
Pazar’ların Shakespeare’li Kıymalısı

Seval Deniz Karahaliloğlu

Kıymalı börekler bana hep Shakespare’i anımsatır.
Çocukluğumda, henüz 11 – 12 yaşlarımı sürerken, Pazar günleri bizim evde börek ve Shakespeare günüydü.
En azından benim için.
T.R.T.’nin tek kanallı olduğu ve belgesellerin ‘altın çağını’ yaşadığı dönemlerdi.
Ve ben ekrana, Garfield misali yapışırdım.
O dönem, şimdiki gibi ‘akıllara ziyan’ yarışma programları yerine, insanın görüş ufkunu geliştiren, önünüzde yeni bir dünyanın kapılarını açan, insanı araştırma yapmaya ve düşünmeye sevk eden ‘İnsanlığın Yücelişi’, ‘İpek Yolu’ gibi seyretmekten büyük zevk duyduğumuz belgeseller yayınlanırdı.

Neyse, Pazar akşamüstü gün geceye dönerken, annem koca bir tepsi kızarmış kıymalı böreği tepsisi ile birlikte yemek masasının üzerine koyardı.
Ağızda dağılan, üstü kırmızılaşmış ve fırından yeni çıkmış ‘kıymalı böreği’ tavşan kanı çayla birlikte afiyetle gövdeye indirirken, sadece karnımızı değil ekrana takılı gözlerimizle ruhumuzu da doyururduk.
Gözüm Shakespeare ile börek arasında gider gelir, ağzımda dağılan annem usulü lezzetin tadına, ruhumu şenlendiren daha doğrusu zenginleştiren, Shakespeare dönemi İngilteresi’nde yaşanan olayların büyüsü karışırdı.
O dönem T.R.T.’de yayınlanan Shakespeare Belgeselinde sadece, büyük ustanın yaşamı, eserleri ve çağdaşları değil aynı zamanda, o dönemim siyasi ve sosyal yapılanması da büyük bir ustalıkla anlatılıyordu.
Tarihi film tadında hazırlanan bu belgeseller, sadece eğlendirmiyor aynı zamanda bilgilendiriyordu.
Eski tip siyah – beyaz televizyonun karşısına kukumav kuşları gibi toplaşan bizler de büyük bir keyifle bu güzel belgeselleri izlerdik.
Gözlerim ekrana takılmış, ‘aptal kutusunun’ (T.V. daha o dönemlerde aptal kutusu’na terfi etmemişti) neredeyse içine girecek gibi bir karış ötesine kurulmuş, öğrendiğim şaşırtıcı bilgiler karşısında heyecandan ağzım bir karış açık dalar giderdim.

Bu doğasına aykırı garip karışım, Anadolu kokan yemeğin lezzeti ile Ortaçağ İngilteresi’nin altın dönemini yansıtan büyük ustanın eserleri arasında oluşurdu.
Çılgın hayal gücüm, işte tam bu noktada devreye giriyor.
Bazen en olmadık yerde, zihnimde beliren bir parça haylaz bir o kadar da işgüzar bir çocuk bana olmadık şeyler düşündürüyor.
İnsan düşünmeden edemiyor.
Acaba Shakespeare annemin ‘Kıymalı Böreğini’ sever miydi?
Eski model siyah – beyaz televizyonun karşısına geçip ailece gerçekleştirilen ‘Pazar ayinine’ o da katılır mıydı?
Ne olacak, masaya fazladan bir tabak koyardık olur biterdi.
Hem belli mi olur, annemin efsanevi kıymalısını tadan Shakespeare, bir yandan ağzını şapırdatarak, beğeni misali homurtular içinde kendini zevkin koynuna bırakıverir, öte yandan da kaşla göz arasında gövdeye indirdiği kıymalının yerine yenisini koyması için tertemiz ettiği tabağını anneme uzatırdı.
Sonra , karnı doymuş, lezzetten sarhoş bir şekilde annemin ve kıymalının şerefine birkaç tane sone patlatıverirdi.
Son kırıntısına kadar yalayıp yuttuğu börekten sonra, belki üzerine şiirler veya hikayeler yazardı.
Hatta bekli de bir oyun.
Neden olmasın, çılgın hayal gücümün kuyruğuna takıldık bir kere.
Yazarın eser dizinini bir hayal edin lütfen.
Romeo ve Jülyet, Hamlet, Machbeth, Kıymalı Börek, Othello, Bir Yaz Gecesi Rüyası filan.
Annem, eşsiz kıymalısı ile hem gourme tarihinde, hem de ustanın kaleme aldığı ölümsüz eserle birlikte, dünya edebiyat tarihindeki eşsiz yerini alırdı.
Fena mı olurdu?
Kıymalıya da değerdi doğrusu.

O gün bugündür, hala Pazar günleri evde börek günüdür.
Gözlerim ekranda, ellerim kumandada Shakespeare’i arar dururum.
Börekler hala lezzetli, ama sanki eski tatları yok gibi.
Şimdilerde sadece otlusunu ve kabak böreğini tadıyoruz.
Aman yanlış anlaşılmasın, benim halimden bir şikayetim yok.
Aslını ararsanız, artık Shakespeare de yok.
Muhtemelen kıymalı da eski lezzetinde olmayacak.
O eski Pazar günlerinin törensel havasını özlemiyor değilim ama benim için ‘Kıymalı ve Shakespeare’ çok eskilerde kalan o sıcak anılarda saklı, ‘özel bir lezzet’ olarak yerini daima koruyacak.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: çok güzel !
Gönderen: A. Duygu Ergun / İstanbul
26 Nisan 2004
Bu yazınız için söylenecek fazla bir şey yok ! Gerçekten anlatımınızı çok sıcak ve içten buldum. Seçtiğiniz konu da gerçekten sevimli. Hiç sıkılmadan bu iki alakasız "kavram" ın (Shakespeare ve kıymalıdan bahsediyorum :) ) birbiriyle nasıl alaka kurulabileceğini merakla okudum. Tebrikler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tiyatro, Gabriel Garcia Marquez, Üç Silahşörler Balesi ve Annem
Çocukluğunu Cebinde Taşıyan Adam : 60. Sanat Yılında Prof. Dr. Özdemir Nutku

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Tiyatronun Sesi Radyosu" Canlı Yayında Sevgili Dinleyiciler…
Tarla Cadısı, Anneanne ve Neveser Hanım
"Farz Edelim ki Ben Schubert"im"
Astor Piazzolla Dinlenecek, Tango Öğrenilecek ve Sonra da Öl
Saksafoncu Sevgilim
Aşkın Üreme Mevsimi
Piyano Taburesindeki Kurt : Emre Elivar
Özgeçmiş...
Küçük İşler Büyük Düşler
Bir Trompet Dolusu Maffycik…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İbneler ve Çocuk Cesetleri [Şiir]
Komşu Çocuğu [Şiir]
Bir Bardak Soğuk Suyun Hatırına… [Şiir]
İhtiyaçtan [Şiir]
Deli mi Ne? [Şiir]
Sakız Reçeli Seven Yare Mektuplar [Şiir]
Bir Nefes Alıp Verme Uzunluğunda… [Şiir]
Lord'umun Suskunluğunun Sebeb-i Hikmeti... [Şiir]
Pimpirikli Hanımın, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Şiir]
Yere Göğe Sığamıyorum… [Şiir]


Seval Deniz Karahaliloğlu kimdir?

Bazı insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doğal bir ihtiyaçtır. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatımla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. İşte bu kadar basit.

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doğru bilemem ama beyinsel olarak beslendiğim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla İlhan, İlber Ortaylı, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.