Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Henüz küçük bir kızmışım. Daha doğrusu, çocuklukla genç kızlık arasında bir yerdeymişim. Yaşımı tam olarak bilmiyorum. Elimdeki bebeğe bakarsanız, çocuğum daha. Öte yandan, aynaya baktığımda, yakın geleceğin en güzel genç kızını gördüğümü düşünürsek, yenice serpiliyorum. Rüya bu ya ! Evde yalnız olduğum bir gün. Bir yandan bebeğimle oynuyorum; diğer yandan , uzun ve kumral saçlarımı tarıyorum. Derken , içeriye komşumuz Hüsnü Amca giriyor. Aslında çok yaşlıymış ama ben ona “ dede ” değil de nedense ” amca ” diyormuşum. Kapı zili çalmadı, çünkü o amcada evimizin anahtarı varmış. Annem – babam evde yokken Hüsnü Amca bana bakıyormuş ve ben bu amcayı çok seviyormuşum. Demek ki ben salakmışım rüyamda. Hüsnü Amca yanıma geliyor. Neden üzgün olduğumu ve kendisinin beni eğlendirmesini – güldürmesini isteyip istemediğimi soruyor. Üzgün olmadığımı, bebeğimle oynadığımı söylüyorum ama beni dinlemiyor. ” Üzgünsün üzgünsün. Seni eğlendirmek benim görevim, annen- baban benim dostlarım, onların hatırına seni eğlendireceğim .” diyor. Rüya bu ya, beni gıdıklamaya başlıyor. Başımı okşuyor, elbisemdeki çiçek desenlerini okşuyor, kokluyor. Ürperiyorum, üstelik midem bulanıyor. Kaçıp kurtuluyorum elinden. Yanıma gelip, doktorculuk oynamamızı istiyor. Oynamak istemediğimi söylüyorum, olmaz diyor. Sen hastasın ben seni muayene edeceğim şakacıktan diyor. Bana aldığı ayakkabıları, giysileri gösteriyor. Daha sonra, şimdi de ben hasta olayım, sen doktor ol ve beni muayene et diyor. O anda bir kurnazlık geliyor aklıma. Tamam diyorum, siz uzanın şöyle, ben sizi muayene edeceğim. Rüya bu ya, o kanepeye uzanırken fırlayıp kaçıyorum evden. Kendimi sokağa atıyorum çığlık çığlığa. Tam o sırada annemle babam geliyor. Olanları anlatıyorum kendilerine. Bana inanmıyorlar. Bize bu kadar iyilik yapan, hatta ve hatta kullanmamız için bize kredi kartını bile veren bir adam hiç böyle şey yapar mı diyorlar. Seni kaç kere yemeğe götürdü, senin yaptığın ayıp ayıp diyorlar. Ben ağlamaya başlıyorum. Rüya bu ya, gözyaşlarım ırmak gibi akıyor. Hüsnü Amca bu ırmakta ellerini yıkıyor. Diyor ki anne- babama: “ Kızınızı doktora götürün, çünkü hayal görüyor. İçine şeytan girmiş bunun. Ya da bir hocaya götürün okutun, muska falan yazdırın. Allah korusun bu kız biraz daha büyüyünce kötü yola düşer.” diyor. Devam ediyor: “ Ben kızınızı torunum gibi seviyorum, ben Allah'ı seven bir insanım. Allah'ı sevmeyen insanı sevemez. Allah’ı sevmeseydim, kızınızı da sevmezdim.” Bana dönerek konuşmasını sürdürüyor: ” Ben onun çocukluğuna veriyorum, hoş görüyorum bana attığı iftirayı. Yunus Emre’nin dediği gibi; Yaradılanı hoş gördük, yaradandan ötürü .” diyor. Ağlayarak kendimi savunuyorum: “ Allah şahidim olsun ki, beni taciz etti; yanaklarımı, ayaklarımı bile öptü.” Hüsnü Amca sırıtarak karşılık veriyor: ” Bakın ! Allah dedi. Allah diyeninin elini de öperim, ayağını da. Allah demeyene ayağımı bile öptürmem.” Neyse, uzatmayayım. Ertesi gün beni doktora götürüyorlar. Doktor benim paranoyak mı ne öyle bir şey olduğumu söylüyor. Ben çok tehlikeliymişim. Başkalarına da iftira atabilirmişim, insanlığın yüz karası olabilirmişim. Daha da kötüsü, Hüsnü Amca gibi değerli amcaların hapse girmesine sebep olabilirmişim. Bunları duyunca ağlama krizine giriyorum. Bana inanmayan anneme- babama saldırıyorum, onların giysilerini parçalıyorum. Bizimle beraber gelen Hüsnü Amca’ya tekmeler atıyorum falan. Ama öyle beton gibi ki Hüsnü Amca, ona tekme attıkça benim ayaklarım sızlıyor. Rüya bu ya, beni yaka paça tımarhaneye götürüyorlar. Ben deli değiliiiiiiiiim, deli değiliiiiiiiim diye bağırıyorum. Ve bu sesle uyanıyorum. Bir bakıyorum, sıcacık yatağımdayım. Oh çok şükür diyorum. Gülümsüyorum şimdi yatağımda. Böyle saçmalıklar ancak rüyalarda olur. Rüyamda gördüklerim eğer gerçek hayatta olsaydı, HÜSNÜ AMCA ŞİMDİ HAPİSTE OLURDU .
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |