Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Kaplanlar Ülkesi’ nde yaşayan megaloman kaplan, tavşanları uzaktan kumanda ediyor, onlara her dediğini yaptırıyor. Kaplanın haberi olmadan zavallı tavşanlar havuç, lâhana bile yiyemiyorlar. Kaplan ne derse, o oluyor. Kaplan; tavşanların evini bile gözetliyor, kendisinin aleyhinde konuşan tavşanları dinliyor, sonra da akla gelmeyecek cezalar veriyor. En son da atıyor sağlı sollu pençelerini. Zavallı tavşanlar sakat kalıyorlar bu saldırılar yüzünden. Üstelik, acayip bir korku dağları sarıyor. Tavşanlar toplantı yapamaz, eğlence düzenleyemez, sohbet edemez hale geliyorlar. Rüyanın şu saçmalığına bir bakın hele. Bu durumu başbakan tavşana, bakan tavşanlara iletiyorlar. Biz bu kaplandan şikâyetçiyiz diyorlar. Taaa Kaplanlar Ülkesi’ nden bizi idare ediyor. Hani bizim demokrasimiz, hani bizim özgürlüğümüz diye bas bas bağırıyorlar. Onlarla beraber ben de bağırıyorum. Bunun üzerine başbakan tavşan, cumhurbaşkanı tavşan, esip gürlüyor. ” Kimse bizim iç işlerimize karışamaz. Burası demokratik bir ülke, bizim Allah’ tan başka kimseden korkumuz yok. Kimseye ümüğümüzü sıktırtmayız .” diyorlar. Sonra da korkak, endişeli gözlerle etraflarına bakıyorlar. Buralarda bir gözetleme evi, gizli kamera var mı acaba diye her yeri kontrol ediyorlar. Aslında ben de korkuyorum, hatta titremeye başlıyorum. Rüya bu ya, saçmalık işte. Vatandaş konumundaki tavşanlar, bu kaplandan kurtulmanın yollarını aramaya başlıyorlar. Gecenin karanlığında sessiz miting düzenliyorlar. Hiç sessiz miting olur mu ! Rüyada oluyor işte. Kaplanın saldırılarından sakat kalan zavallı yüzlerce tavşan ön sıralarda saf tutmuşlar. Her biri tekerlekli sandalyede. Korkularından bağıramıyorlar ama, içlerinden ve topluca ” Kaplan kaplan ! Yeter artık, yeter; yat da geber ! ” diye geçiriyorlar. Hatta bazıları, bu cümleyi çok yavaş fısıldamaya bile cesaret ediyor. İşte, zavallı vatandaş tavşanlar bu haldeler rüyamda. Kaplandan kurtulmanın, bildikleri bir yolu yok. Daha doğrusu, bildikleri yoldan gitmelerine cumhurbaşkanı ve başbakan olan tavşan izin vermiyor. O kaplan bizim çok eski dostumuz. Hem onu kızdırmaya gelmez. Bir kızarsa, dünyamızı başımıza dar eder diyorlar. Ama, günlerden bir gün Allah tavşanların sesini duymuş olmalı ki; zorba kaplan yaşlandığı için, yerine genç bir kaplan geçiyor. Bizim salak tavşanlarda bir sevinç bir sevinç, anlatılır gibi değil. Zorba kaplandan kurtuldukları için, üç gün üç gece eğlence düzenliyorlar. Sevinçten göbeklerini kaşıyorlar. Tonlarca havuç, lâhana yiyorlar. Ben de katılıyorum aralarına, tavşanlarla birlikte çiftetelli oynuyorum. Birkaç gün sonra, göreve yeni gelen kaplan tavşanlara – güya - dostluk ziyaretine geliyor. Kaplanın yakışıklısı olmaz ama, rüya bu ya, çok yakışıklı bir kaplanmış. Kaplan, şöyle bir bakıyor tavşanlara. Siz ne diye dört ayak üstünde yürüyorsunuz, sizin neden bıyıklarınız var, ön ayaklarınız neden kısa diye önüne gelen tavşana saldırıyor. Çıkıp üstlerine tepiniyor. Pençeleriyle tavşanların yüzünü – gözünü yırtıyor. Ben de kaçacak delik arıyorum korkudan. Genç olduğu için çok güçlü olan kaplan, birkaç dakika içinde onlarca tavşanı yaralıyor, kimini de sakat bırakıyor. Şaşırıyorlar zavallı tavşanlar. Yedikleri tekmelerin, aldıkları pençelerin etkisiyle yere kapaklanan tavşanlar, saatler sonra güçlükle yerlerinden doğruluyorlar. Ağız birliği etmişçesine şu cümle dökülüyor dudaklarından : “ AH ! YANDIM ANAM ! KAPLAN FARKLI AMA, PENÇESİ AYNI. ” Zavallı tavşanların ağlama sesiyle uyanıyorum. Bir bakıyorum, sıcak yatağımdayım. Haberleri izlemek için tv’yi açıyorum. Ağzı kulaklarında bir muhabir, mutluluk dolu bir yüzle konuşuyor : “ Amerika’nın yeni Başkanı Obama, seçmenlerine teşekk…….” Çat kapatıyorum televizyonu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |