Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Sevimli, neþeli, duygusal bir kiþi olarak bilinir. Bu özelliklerin yaný sýra, dürüst, güvenilir, kýsacasý hiç kimseye yamuðu olmayan bir kiþidir. Yeryüzünde kelek yaptýðý bir kiþi varsa o da belki sadece kendisi olmuþtur... Dünyanýn en zararsýz insanýdýr bizim Marangoz Hayri. Sandalyesinde uyuklarken iki iþçiside dehþet içersinde onu izliyordu sürekli..Hemen hemen her gün.Bazen gözgöze geldiklerinde Hayrinin onlarý yiyecekmiþcesine bakmasýndan korkuyordu zavallý iþçiler. Sanayi sitesinin bir dükkanýnda zar zor geçinen marangoz Hayri buna raðmen yanýnda iki iþçi çalýþtýrarak ülke ekonomisine de katký yapýyor. Ancak her ay dükkanýn kirasý, iþçilerin maaþlarý bir yana, oturduðu evin kirasýný dahi güçlükle ödüyor. Üstelik beslemek zorunda olduðu obur karýsý ve üç çocuðu da cabasý. Ya kendisi; Caný bayaðý sýkýlmýþ gibi. Durmadan saatine bakýyor, akþam saatini, zamanýn nasýl geçeceðini düþünüyor. Arada bir guruldayan göbeðini ovuyor. Kýrk yaþlarýnda orta boylu olan Hayri obezite sýnýrýnda þiþman. Saatine baktýðýnda on rakamýný görünce ürküyor. Daha bu ilk gün, ya diðer günler, peki onlar nasýl geçecekti. Her yýl korku içinde beklerdi. Ülkedeki asayiþ olaylarý, terör, o olmuþ, bu olmuþ hiçbir þey onu bu kadar korkutamazdý. Ýþte tekrar gelmiþti Ramazan ayý. Korktuðu iþte bu aydý. Hayrinin deðil de, bu göbeðin, bu midenin, bu aya tahammülü yoktu. Daha öðle vakti olmamýþtý ama Hayri þimdiden açlýktan bayýlmamak için korkunç bir mücalele veriyordu.. Sandalyesinde oturmuþ yarý uyuklar gibi davranýrken, iki iþçisinin bir keresteyi traþlamasýný çaktýrmadan izliyordu. Elleri göbeðinin üstünde, aklý midesinde düþünüyordu ama bir çýkýþ kapýsý da yoktu. Gözlerini kapattýðý halde zaman geçirmek için hayal kuruyor, köyünü düþünüyordu. Köyün üstünde bir kuþ gibi uçuyordu Hayri. Dereleri tepeleri geçmiþti. Çocukluk arkadaþý Rüstem’i görüyordu. Rüstem yine davar sürüsünün baþýnda hayvanlarla beraber otluyordu... Sýcak tezek kokusunu burnunda hissetti Hayri. Muhtarýn yollu karýsý Çicek yine ahýrýn arkasýnda birisini bekliyordu. Kambur Rýza’nýn eþek su yalaðýnda sulanýyordu. Hüzün, keder, geçmiþ anýlar canlýydý.Gözünden süzülen bir kaç yaþ damlayý nasýrlý elinin tersiyle sildi. Mideden fýrlayan asit gýrtlaðana kadar ulaþtýðýnda acý içinde gözlerini açtý. Neredeyse sandalyeden düþecekti. Mide onu rahatsýz ediyor, yemek istiyordu.Onun göreviydi bu iþlemi yapmak. Ramazan ayý, oruç falan dinlemezdi mide. Saatinde yiyeceðini isterdi. Adeta beslediðiniz bir hayvan gibi. Fakat Hayri’nin midesi iþi azýtmýþ belki de ipini koparmýþtý. Göbeðin içinde kafasýna göre takýlýyor, olmadýk iþkenceler bir yana sahibine nankörlük yapýyordu.Bunun kabahati ya da sorumlusu kim di?.. Askerden geldiðinde kilosu boyuna göre normaldi. Ýþtahý da fena deðildi ama sonra evlendiðinde kilo artýþý da yavaþ bir þekilde baþlamýþtý. Karýsý Pembe’nin yaptýðý börekler, mantýlar, dolmalar, tatlýlar Hayri’nin midesini tahrik etmiþti. Artýk yavaþ yavaþ kontrolden çýkan mide durmadan istiyordu. Hem de daha fazlasýný. Ýnsanlarý beyin yönetirdi ama bu azgýn mide beyinden gelen emirleri hiç umursamadý. Midenin bu aþýrýlýklarýný Hayri görmemezlikten geldi. Beyin olaðan üstü çabalar göstererek onu uyarýyor yanlýþ yolda olduðunu hatýrlatarak, bu hain mideye kanmamasýný, sonunun felaket olacaðýný, kendisi düþünmüyorsa bari üç çocuðunu düþünmesini emrediyordu.Hayri durumu idrak edemedi. Uyumadýðý zamanlar evde, dükkanda, yolda, çarþýda ne bulursa yutuyordu. Doymak bilmezdi. Uyku hali ve uyuduðu anlar onun için sosyal faaliyetler sayýlýrdý. En azýndan hayal kurarken rüya görüyordu. Sevmediði yiyecekler vardý.Ýþkembe çorbasý, kokoreç gibi sakatatlar, bamya, pýrasa gibi sebzeler. Fakat artýk Hayri’nin tercih hakký yoktu. Beyin ile yaptýðý savaþýn sonunda kazanan mide’nin verdiði ilk emirdi: "Akýllý ol aslaným, bundan sonra ne bok bulursan bul, onu yiyeceksin ona göre." Beyin böyle bir aciz adamý yönettiði için belki de piþmandý. Karýsý Pembe’den çeþitli yiyecekler, çeþitli yemekler isterken ne bulursa Allah verdi demeden yiyordu. Körle yatan þaþý misali Pembe ve üç çocuk da semizlenip iri ve geniþ bir aile örneðini tamamlamýþtý. Mide gittikçe geniþliyor, neredeyse tüm gövdeyi kaplýyordu. Acaba beyni ortadan kaldýrmak için organlar arasýnda bir savaþ mý vardý. Belki maymunlardan geldiði iddia edilen insan soyunu baþka bir türe dönüþtürmek için bir misyonu mu vardý, midenin. Belki olabilirdi.Mide Hayri’ye saygý göstermiyordu. Çaresiz ve zavallý bir duruma düþen beyin, diðer faaliyetlerini yavaþlatmýþtý. Bir çöplükte iki horoz ötmezdi ve bu gövdede öten horoz mideydi. Ýþte bu Ramazan ayýnda hep korkardý. Mide bu günlerde korkunç bir saldýrýya geçer, Hayri’ye sürekli bir þeyler yemesini emrederdi. Fakat o sonuna kadar, yani iftar saatine kadar dayanmak için çaba gösterir, oltaya takýlan bir balýk gibi çýrpýnýp dururdu. Çektiði ýstýrabý ve iþkenceyi artýk düþünün. Bir vilayetten Ýstanbul’a gelen Hayri, hemþehrileri ve akrabalarý bir mahallede otururdu. Herkes birbirini iyi tanýrdý. Kimin ayaðý kokuyor, kimin eli kimin cebinde, kim kimi beceriyor bütün ahali bunlarý çok iyi bilirdi. Oruç tutmamak onun için dýþlanmak, hatta intihar etmekle eþ anlamlý sayýlýrdý. Dinimizde büyük günah ve suçtu. Cehennemde yanmak tehlikesi söz konusuydu. Rezil olmak bir yana , kafir olmak gibi düþünceler onu hep korkutmuþtu. Bu aylarda onun yardýmýna koþan ise eski dostu, beyni sayýlýrdý. Hasmý olan mideden intikamýný sadece bu ramazan ayýnda alýrdý. Zaten diðer on bir ayý cephede kaybetmiþti. Beyin ona zebanileri, yýlanlarý, þeytanlarý, ölümü, mezarlýðý hatýrlatýr, iftar saatine kadar dayanmasýný saðlardý. Ýç dünyasýnda dönen bu savaþtan, alavere, dalavereden tabi ki Hayri’nin haberi yoktu. Onun iþi sadece yemekti. Son nefesine, geberene kadar, mutlaka hiç durmadan yiyecekti. Robot gibi bir adam olmuþtu. Sanki felç geçirmiþ fakat buna raðmen yürüyen birisiymiþ gibi hareket ediyordu. Bu dünyada dikkatini çeken ise sadece gördüðü bir simitçi, köfteci, manav tezgahý, kasabýn vitrini gibi görsel þeylerdi.Yiyecek arayan bir adamdý.. Güçlükle oturduðu yerden kalktýðýnda, çalýþan iki iþçi onu görmüþtü. Elini sallayarak devam etmelerini istedi. Telefon ahizesini kaldýrýp tuþlara bastýðýnda burnundan soluyordu. Evini arýyordu: "Kýz anan yok mu ver bakayým." "Lan Pembe ne ediyon, iftarda ne yapýcan, dolma mý, baþka, köfte tamam, kýz ezo gelin olsun he, mantý da olsun, lan yoksa markete gönder çocuðu baklavayý ben alýrým, senin kurduðun turþular oldu mu, iyi iyi güzel, lan baþlarým anana baþka akþam gelsin.Ananýnda ,seninde hepinizin Allah belasýný versin hemi..Bugün ilk gün daha kimseyi istemiyorum.Oðlum çok fena açým.Pideyi erken aldýr, biter miter aman ha...Hadi saðlýcakla kal bir þey aklýma gelirse yeniden ararým." Telefonu kýzgýnlýkla kapatan Hayri tekrar yerine oturdu. Gözlerini kapatarak uyku haline geçmeye çalýþtý.Aklý sýra bu þekilde mideyi uyutup sakinleþtirecekti. Bu mide bu tezgahý yer miydi. Karnýna sanki yüzlerce hançer saplanýyordu. Aslýnda sahurda bunun olacaðýný hesaplamýþ, önlemini almýþ gibiydi. Öyle bir yemiþti ki... Beþ altý kiþinin midesi anca yediklerini eritebilirdi.Yok edici mide kýsa sürede bunlarý imha etmiþ, þimdi yeniden saldýrýya geçmiþti. Mide çýkarttýðý asiti Hayri’nin gýrtlaðýna kadar acýmasýzca püskürtüyordu. Saatine tekrar baktýðýnda bir iþçi tepesinde dikilmiþti. Hayri haykýrýyordu... "Lan sizin de Allah belanýzý versin hemi, her iþi bana sormadan yapamaz mýsýnýz.Lan oðlum ne zaman bu iþi öðreneceksiniz, gidin baþýmdan" Saatine tekrar baktýðýnda oturduðu yerden fýrladý. iki saat kalmýþtý...Yangýndan kaçarcasýna dükkanýn önüne çýktý. Eski model kartal aracýna binip hareket etti. Yola çýktýðýnda binlerce aracý görünce þok geçirdi. Trafik kilitlenmiþti. Hayri’nin rakipleri ondan erken davranmýþtý. Tehlike asýl þimdi baþlýyordu. Tehlikenin adý Ýstanbulda Ýftar’dý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © þenol durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |