"Anka kuþu gibi yalnýzlýðý adet edin! Öyle hareket et ki, adýn daima dillerde dolaþsýn ama seni görmek olanaksýz olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Türkiye’de yaþamakta olan her insanda bir deðiþim fark etmeye baþladým. Hatta toplumun kiþiliði, þu son yýllarda mutasyona mý uðradý ne? Kime baksam bir farklý görünüyor gözüme. Korkuyorlar, susuyorlar, pusuyorlar, konuþmuyorlar, vb… Farklý görünmeyenlerse ya ergenekon, ya da balyoz darbesiyle özgürlükleri ellerinden alýnýyor. Televizyonda dün bir programý yarýdan izlemeye baþladým. Yine farklý görünmeyen ve haklarýný isteyen 30 bin mezun öðretmenin yýllardýr görev yapma hayallerinin solduðuna tanýk oldu gözlerim. Öðretmenler gününe özel bir program olduðu hemen anlaþýldý. Haklarýný aramak isterken de polis nezaretinde tutuklanmýþlar, mahkemeye sevk edilmiþler. Dikkatimi çeken, programa konuk olarak bulunan, konuþmacýlardan Yalova Milletvekili sayýn Ýnce’nin duruþuydu. Hani ekranlarda onu ilk kez gördüðümüzde,”Hele þükür halký gerçekten temsil eden bir millet-vekilimiz varmýþ” dedirttiren meclisteki konuþmasýyla tanýmýþtýk. Þimdiyse, hem öðretmen adaylarý ile hem de halen öðretmenlik bölümünde okumakta olan üniversiteli gençlerin sorularýna açýklýk getirmekte, radikal çözümleriyle dikkatlerimizi çekmekteydi. Bazý öðretmen adaylarý ve üniversite öðrencileri ÖSYM ve KPSS’deki haksýzlýklarý dile getirirlerken “tabi onlardan olan kazanýyor, bizim hiç þansýmýz yok ki” diye gelecekle ilgili umutsuzca çýrpýnýþlarýna tanýk olmuþtum. Kimdi onlar? Üzüldüm tabi. Üzülmekten baþka ne yapabilirdim ki. Öyle ya önümde koskoca bir YÖK varken, Bir de ekranlarda ve görsel basýnda her daim izlediðimiz, boylu boslu Milli Eðitim Bakanýmýz Sayýn Nimet Çubukçu varken, Ve en önemlisi de bu ülkenin bir de “atamalardan sorumlu” devletin Cumhurbaþkaný ve Baþbakaný varken, ben neyim ki? Sade vatandaþým ben… Ve onlardan deðilim. Onlar her kimse? Olmadýðým için de bende yalnýzlar-daným. Fatih Altay’lýnýn kaleme aldýðý bir hikaye, þimdi tam da yerinde bir anlatým olacaktýr. “…Vaktiyle: Yunanistan’da bir küçük site devletine bir gün bir kahin gelir. Ve der ki, üç ay sonra müthiþ yaðmurlar yaðacak. Bu yaðmurlarýn suyundan içen herkes delirecek. Bunun üzerine site senatosu toplanýr ve dev sarnýçlar yapýlmasýna karar verilir. Burada siteye uzun süre yetecek su biriktirilecek ve delirten sudan içilmeyecektir. Nitekim kahinin dediði olur. Yaðmurlar yaðar. Ýçen herkes delirir. Site yönetimi ise kapýlarý kapar ve içeri kimse alýnmaz. Site halký sadece sarnýçlardaki temiz suyu içerek delirmekten kurtulur. Ancak çevredeki köyler, diðer sitelerde yaþayanlar hep delirmiþtir. Delirmeyen sitenin sakinleri kendilerini çok yalnýz, herkesten farklý hissetmeye baþlarlar. Ve sonunda site senatosu toplanýr. “Bu iþ böyle gitmez. Onlardan farklý olduðumuz için artýk onlar bize deli gözüyle bakýyor. En iyisi deli suyundan biz de içelim ve onlar gibi olalým” der. Kapýlar açýlýr, site halký da deli suyundan içer. Böylece herkes delirmiþ olur…” *** Ne zaman bir genç görsem, içim cýz ediyor ve üniversitede Almanca Öðretmenliði okumakta olan; oðlumun dört yýl sonraki geleceði gözlerimin önüne bir kabus gibi düþüyor. Ülkemizin 50 bin öðretmene ihtiyacý varken, 30 bin öðretmenin yýllarca “berzah aleminde” bekler gibi açýkta, atamasýz beklemesi, düþündürücü… Þimdi, aklýma bir soru geldi. Ýlla ki, okulu bitirmiþ bir gencin görev almasý, atamasý yapýlmasý için ”onlardan olmak için” ne yapmasý gerekiyor? Bizler de o sudan mý içsek acep? Yine de umudumuzu yeþil tutmak için duygularýmýzý umutla sulamalýyýz. Aydýnlýk bir geleceðe taþýnmamýz umuduyla… Emine PÝÞÝREN/Akçay 25.11.2010 Bunu Paylaþ
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |