Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
“ Bazý kendini bilmezlerin Geleneksel Türk Müziðinin (GTM) bir dönem yasaklandýðý konusundaki söylemi adeta yüzyýl efsanesine dönüþtürülmüþ “ Böyle diyor beyefendi. Meðer birileri bizi yýllardýr nasýl kandýrýyormuþ. Yeni öðreniyoruz. Tabii “ çaðdaþ “ müzikçilerimizin sayelerinde. Hatta sayýn yazar baþta Can Dündar ve Murat Bardakçý olmak üzere bütün muhataplarýný bir ültimatom üslubuyla azarlýyor ve verip veriþtiyor. “ Artýk kabak tadý verdiniz, ne diyosam o “ þeklinde argo aðzý ile fýrçalýyor. Böylesine asýlsýz dedikodularý topluma zerk eden insanlarýn da ne kadar cahil ve belge yoksunu olduklarýný, hatta imlâ kuralýndan falan habersizliklerini “ âllâme “ liðinin bütün haþmetiyle belirliyor. Ne kadar ilginçtir ki, baþkalarýnýn imlâ yoksunu olduðunu söyleyen bu beyefendi, kendi yazýlarýnýn kurgularýna bakma ihtiyacý duymadýðýndan olacak ki, Atatürk’ ü bile bazý cümlelerde “ Atütürk “ olarak yazdýðýnýn da farkýnda olamýyor. Hiddetlerine veriyor ve anlayýþla karþýlýyoruz. Beyefendinin efsâne ve dedikodu olarak tanýmladýklarý Türk Müziði yasaðý tarihine bir daha baktým. Þunlar yazýlý orada : 1934 senesinin yaz aylarýnda Yalova’ daki köþkte Atatürk’ün karþýsýnda ileriki yýllarda “ulusal musýkî” nin önde gelen kompozitörü olacak A. Adnan Saygun vardýr. Ýþte ona söyledikleri : “…Osmanlý musýkîsi T.C. deki büyük inkýlâplarý terennüm edecek kudrette deðildir. Bize yeni musiki lâzýmdýr ve bu musiki özünü halk musýkîsinden alan çok sesli bir musiki olacaktýr. Ýtiyâd ettiðimiz þeye gelince, sizin Osmanlý Musýkînizi Anadolu köylüsü dinlermi ? Dinlemiþ mi ? Onda o musýkînin itiyadý yoktur…” 1 Atatürk’ ün ayný yýlýn sonbaharýnda, TBMM’ ni açýlýþýnda yapacaðý konuþmadaki musýkiye vurgulamalarý, bir anlamda musiki politikasýndaki deðiþimin de habercisi oluyordu. Yine ayný yýllarda bu kere Çankaya’ da ; “…müzik konulu bir toplantýya çaðrýlýr Saygun. Öztürkçe’ ye çevrilmiþ bir þarký güftesini, piyano çalarak yeni melodilerle seslendirmesi istenir. Atatürk bu icrayý birkaç kez tekrar ettirir ve heyecanla davetlilerine dönerek þunlarý söyler : ‘ Efendiler: O sözler Osmanlýca’dýr ve onun musýkîsi Osmanlý musýkîsi’ dir. Bu sözler Türkçe’ dir ve bu musiki Türk musýkîsidir. Yeni sosyete, yeni sanat!’ Saygun kendi tanýklýðýyla naklettiði bu olayýn analizini yýllar sonra yaparak, Türk milletinin konuþma ve müzik lisanýnýn paralelliði baðlamýnda izah etmektedir…”2 Netice’ de Atatürk’ün 1 Kasým 1934’ de Türk Musýkisi “ basit musýki ” tanýmladýðý sözlerinin açýlýmýný Neyzen Kudsi Erguner þu sözlerle anlatýr : “…Atatürk’ün bir sözü var. Bunu ben kendim uydurmuyorum.Türk Ordusu’nun yayýmladýðý ‘Atatürk’ün Düþünceleri’ diye bir kitap var. Bunu o kitapta bulacaksýnýz. Diyor ki : ’Türk’ ün bir tek müziði vardýr, o da köyde çobanlarýn kavalýdýr.’...”3 Nitekim, M. K. Atatürk’ ün 1 Kasým 1934 günü TBMM’nde yaptýðý konuþma bu konuda en etkili icra makamý olan Dahiliye Vekâleti (Ýçiþleri Bakanlýðý) ile o makamda oturan Bakan Þükrü Kaya’ yý hemen harekete geçirir. Dahiliye vekili iþareti devrin Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Tör’ den almýþtýr. Tabiiki Ýttihatçýlýk’ tan gelen bir alýþkanlýkla ve “söyletmen !Vurun!” tarzýndaki bir genelge ile: “…Ankara ve Ýstanbul Valilerine radyo programlarýnda alaturka musýkinin yasaklandýðý, sadece Batý müziðinin çalýnabileceði…” 4 emir buyuruluyordu. Bu yasak 6 Eylül 1936’ ya kadar, yani 1 sene, 6 ay 4 gün sürecekti. O günden bu güne baþta “ Turkish Five “ etiketli “ çokseslendirme “ montajcýlarý olmak üzere, “ Harika Çocuklar “ , ý, diðer mensuplarý, hatta o dönemin yazar, þair ve bürokrat takýmýnýn bu ülkenin geleneksel müziði ve müzikçilerine ne kadar aðýr hakaret ve küfürlerde bulunduklarý da yazýyor efsâne dedikleri tarihte. Bu müziði el bebek gül bebek büyütmek ve beslemek uðruna Hükümet bakaný düþürdükleri, Darbeler’ in sonrasýndaki günlerde TRT’ yi basarak nice deðerli binlerce taþ plâk ve bant kayýtlarýný tepeledikleri de yazýyor. “ Cumhuriyet devrimlerinin “ vazgeçilmezi olarak iþaret buyurduklarý ve “ çaðdaþlýk “ sosu ile süsledikleri “ uyduruk “ bir müziðin, zamanla terbiye edeceklerini söyledikleri toplumca zoraki dinlenmesi için neler yaptýklarý da yazýlý o tarihte. Týpký “ Bayburt Bayburt olalý böyle zulüm görmedi “ anekdotunda olduðu gibi. Zaten onlara göre “ Takrir-i Sükûn “ diye bir kanun, “ Ýstiklâl Mahkemesi “ diye bir mahkeme, “ Dersim “ diye bir olgu da asla ve kat’ a yoktur. Yani hepsi bir efsâne ve dedikodudan ibarettir. Tarihte bütün bunlar yazmasýna yazýyor da, acaba bunlar Türkiye’ de deðil Moritanya’ da mý oldu ? Olmasýna oldu da, belki de tarih yazýlýrken yer, þahýs ve olgu isimleri dedikodu bâbýndan Türkçeleþtirilmiþ olmasýn !!! D Ý P N O T L A R : 1 Þefik KAHRAMANKAPTAN, ”Ýsmet Ýnönü ve Harika Çocuklar”, Ümit Yayýncýlýk, Ankara, 1998, s.43 2 Gönül PAÇACI, ”Cumhuriyet’in Sesli Serüveni” , Cumhuriyet’ in Sesleri, Tarih Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul, 1999, s.23 3 “Ahmet CAN’ýn Kudsi Erguner ile Söyleþisi”, Vakit Gazetesi, 9 Nisan 2008 4 Yasemin DOÐANER, ”Atatürk Dönemi’nde Radyo”, Türkler, Yeni Türkiye Yayýnlarý, Ankara,2002, s.381 http://ferahnak.wordpress.com/2011/02/22/tarihi-bir-gercegi-daha-ogrendik-meger-%e2%80%9c-turk-musikisi-%e2%80%9c-yasagi-bir-efsane-hatta-efsane-bile-degil-sadece-bir-dedikodu-imis/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |