..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Aysel AKSÜMER




14 Mayýs 2011
Yola Çýktýk Bir Kere (2)  
Aysel AKSÜMER
Yaz gelince yüklüklere kaldýrýlan aðýr yorganlar gibi gökyüzü de tüm aðýrlýðýný bir sonraki yýl kullanmak üzere kýþa býrakmýþtý. Gökyüzü açýk bulutlarý ile sere serpe uzanmýþlar gibiydi. Onlar da sanki ince bir pikeyi bile kaldýramayacak kadar özgür ve hafif olmak istiyorlardý.


:AHFJ:
Egemen ve Serap’a uzun yola küçük çocukla çýkmanýn güçlüðünden bahseden o kadar çok kiþi olmuþtu ki. Ama onlar belki de çok þanslý bir çiftti. Evde hareketli olan çocuklarý arabada neredeyse hiç kýmýldamadan oturuyorlar ya da uyuyorlardý. Serap duvar niyetine arada bir “kýrk bir kere maþallah” deyip arabanýn camýna vuruyordu. Sonra kendi kendine gülümsüyordu. Acaba baþka ülkelerin insanlarý da bu tip hareketleri yapýyorlar mýydý? Duvara vurmak gibi. Gerçi kendi o niyetle arabanýn camýna vurmuþtu ama neyse!

Serap, çocuklarla birlikte gülücükler daðýtýyordu. Bir yandan da Egemen ile konuþuyordu.

-     Hayatým güneþ çýkana kadar epey yol kat ederiz deðil mi?

-     Evet caným! Güneþe öyle ya da böyle mutlaka yakalanacaðýz. Kaçýþ yok! Güneþ gözlüðü ile araba kullananlara öyle imreniyorum ki. Mübareði takýnca dünyam kararýyor sanki. Yine de deneyeceðim. Belki bu sefer beceririm ne dersin?

-     Aslýnda bir alýþsan! Gözlerin de rahat eder. Ama nasýl kolayýna geliyorsa öyle yap! Keþke benim de ehliyetim olsaydý! Sen yorulunca direksiyona ben geçerdim. Ama trafik korkumu en iyi sen biliyorsun. Karþýdan karþýya bile zor geçiyorum.

-     Egemen gülümsedi.

-      Üzülme caným. Gerekirse mola verdiðimiz bir yerde dinlenirim.
Þehrin yoðun trafiðinden, þehirler arasý yol ayrýmýna gelmiþlerdi. Ankara tabelasýný terk ettiklerinde artýk onlar uzun bir yolun yolcularýydý.

Egemen, tüm dikkatini yola yoðunlaþtýrmýþtý. Hem önünü, hem saðýný solunu hem de arkadan gelen araçlarý ayný anda takip ediyordu.

Çocuklarýn tuvalet ihtiyacý için kendilerine en yakýn olan bir tesiste durmuþlar ve fazla zaman kaybetmeden “yolcu yolunda gerek” diyerek arabaya geri binmiþlerdi. Ancak yanlarýndan geçen araçlarýn korno çalarak kapýyý iþaret etmeleri Egemen’i tedirgin etmiþti. Kapýlar emniyetli bir þekilde kapanmýþtý. Peki o zaman neden korna çalýyorlardý ki?."Acaba lastiklerde mi sorun var?" dedi Egemen. O sýrada yanlarýndan geçen bir aracýn þoförü penceresini açarak seslendi.

-     Hanýmefendinin eteði kapýnýn dýþýndan dalgalanýyor. Sýkýþmýþ sanýrým.

Egemen ve Serap gülmeye baþladýlar. Serap, derin bir oh çektikten sonra;

-     Oh be! Ben de önemli bir þey var sandým. Neden bu kadar feveran ettiler anlamadým. Düðün arabalarýnda da mendil sallanýyor. Ne var bizimkinden de etek sallamýþýz.
Egemen kafasýný iki yana salladý.

-     Sence oldu mu þimdi bu yanýt? Kýzým eteðin ördek yeþili, trafikte milletin dikkatini daðýtýyor demek ki! Müsait bir yerde duralým da eteðini içeri çek! Bir âlemsin Serap. Pes doðrusu! Ýnsan otururken eteðini altýna almaz mý?

-      Ay! Sanki isteyerek mi oldu! Eteðin uzun demek ki sýkýþmýþ araya. Bu kadar sorun olabileceðini bilseydim daha dikkat ederdim. Neyse! Demek ki kapýyý sýkýca örtmek dýþýnda dýþarý bir þey taþmamasýna da özen gösterilmesi gerekiyormuþ! Durumdan vazife çýkarttým. Aslýnda keþke pantolon giyinseymiþim. Millete rezil olduk!

-      O kadar da deðil caným! Rezil olacak bir þey yok! Sadece biraz daha dikkat göstereceðiz! Aslýnda bu kadar ikaz edici kornanýn altýndan daha büyük bir hadise bekliyordum. Gülmemek içten deðil!

Trafiðin hafiflediði bir yerde Egemen arabayý yolun kenara çekti. Egemen merakýndan dýþarýya çýktý. Gerçekten de görüntü çok komikti. Bembeyaz bir arabanýn kapýsýnýn altýndan sarkan yemyeþil bir etek arabaya kadýnsý bir hava vermiþti. Serap’ýn oturduðu yöndeki kapýyý açtý ve eteðini çekmesini söyledi. Ýkisi de epeyce bir gülmüþlerdi.
Yolculuk gayet güzel gidiyordu. Aradan bir saat daha geçmiþti. Önce Arda ardýndan Nilgün daha fazla dayanamamýþlar uykuya yenik düþmüþlerdi.

Egemen, kendisinden yol isteyen bütün araçlara müsaade ediyor, trafik kurallarýna titizlikle uyuyordu. Ama bir tek kendisinin dikkatli olmasý yetmiyordu ki. Hiç yeri ve zamaný olmadýðý halde þoförler karþýdan gelebilecek araçlarý ve canlarýný hiçe sayarak nasýl da rahat ve korkusuzca þerit deðiþtiriyorlardý. Hayretler içerisinde onlarý izliyor bir yandan da “Allah’ým sen bizi koru” diye dualar ediyordu.

Serap, büyülenmiþ gibi etrafýna bakýyordu. Sanki pamuk tarlasý yerde deðil gökyüzünde gibiydi. Kar gibi bulutlar insanýn ruhunu açýyordu. Daðlar güç ve kuvvetin timsali gibi dimdik ayakta onlarý selamlýyordu. Göðe dallarýný dua eder gibi açan aðaçlar, kuþlara yuva, Serap’a da deva olmuþtu sanki. Hayatýnda bir þiir bile yazmamýþ olan Serap gördüðü güzelliklerin karþýsýnda Allah’tan þair olmayý bile dilemiþti. Ama bir türlü gördüklerini edebi bir dile dökemiyordu. Egemen, dikiz aynasýndan Serap’a baktý.

-      Ne o ? Hiç sesin soluðun çýkmýyor! Yoksa uyuyor musun?

-     Hayýr caným! Tabiatýn güzelliði karþýsýnda resmen nutkum tutuldu. Yolculuðu; tabiatýn sýnýrlarýnýn uçsuz bucaksýz geniþliðini bir kez daha fark edebilme olanaðý tanýdýðý için çok seviyorum. Allah’ýn bir mucizesi bu güzellikler deðil mi?

-     Elbette caným! Hayatýn içindeyken mecburiyetler gereði daracýk yerlere týkýlýyoruz. Oysa dünya o kadar büyük ki! Bunu uzayýp giden yollara yolumuz düþünce daha iyi anlýyoruz.

Yine sessizlik olmuþtu.Serap, mýþýl mýþýl uyuyan yavrularýnýn üzerine küçük battaniyelerini örtmüþ, camdan dýþarýya doðru bakýyordu. Onun da aþýrý derecede uykusu gelmiþ fakat uyumamak için direniyordu. Eþini uzun yolda yalnýz býrakmak istemiyordu. Esnemelerini eþinden kaçýrmak için yüzünü avuçlarýnýn arasýna sýkýþtýrýyordu. Egemen, dikiz aynasýndan Serap’a göz kýrptý.

-      Ne o? Uykun mu geldi caným? Ýstersen kapat gözlerini dinlen biraz.

-     Uykum gelmedi hayatým. Beni düþünme! Sen ne durumdasýn? Yoruldun mu?

-     Eh biraz! Sýrtým tutuldu, bacaklarým uyuþtu. Ama tek tesellim henüz uykum gelmedi. Bu çok iyi bir haber yani!

-     Caným sevindim! Yalnýz uykun gelirse kesinlikle haber ver! Emniyetli bir yerde dururuz. Sen uyursun ben de çocuklarý oyalarým.

-     Tamam caným. Sen rahat ol!
Egemen saatine baktý ve derin bir of çekti.

-     Serap o kadar saattir direksiyon sallýyorum. Þu akreple yelkovanýn bana yaptýðýna bak. Sanki kaplumbaða hýzýyla ilerliyorlar. Daha yola çýkalý topu topuna dört saat olmuþ. Gel de isyan etme! Önümüzde sekiz saatlik yolumuz var.

-     Saat sayarsak yol hiç bitmez aþkým. Bir acelemiz yok ki! Geç olsun da güç olmasýn demiþ atalar. Boþuna deðil bu söylenenler! Sabýrsýzlýk býkkýnlýða dönüþür. Ýþte o zaman tehlike çanlarý çalar. O yüzden rahat olalým. Ýki saat sonra Denizli’de oluruz. Bir ihtiyaç molasý verirsin kaptan olarak ne dersin? Ben de sana muavinlik yapar izzetüikramda bulunabilirim. Ne dersin?

-      Allah derim! Ýyi ki seni tanýmýþým! Sen mükemmel bir insansýn!
-     Sen de öyle caným!

Egemen yeni bir CD taktý. “Müzik uzun yolun olmazsa olmazý” dedi gülerek. Hele bir de hareketli müzikse bir anda gözleri cin gibi açýlýveriyordu.

Kýsa bir süre sonra Serap’ýn baþý yana doðru düþmüþ, nöbetçi olarak diktiði kirpikleri gök kapaklarýyla beraber uykuya çekilmiþti.

Egemen, müziðin sesini biraz daha kýstý. Ýçinden sürekli olarak “az kaldý” diyordu. Bir süre sonra etrafýný seyre daldý. Yüzünde hoþ bir tebessüm vardý.

Ufuktaki yol ilerledikçe altýndaki arabasý sanki mesafeleri sürekli yutuyor gibiydi. Oysa tekerleklerin arkasýndan geri býrakýlan yol bir arkadaki aracýn önüne tüketilmek üzere sunuluyordu. Her bir araç yola doymuyor gibiydi. Yolun bittiði yerde bir süre tokluk yaþanacaktý. Yolculuk ne kadar sevilse de saatler süren yolculuk sonrasý çoðu kiþide kýsa süreliðine de olsa arabayý garaja kilitleyip binmeme duygusu meydana geliyordu. Uçsuz bucaksýz doðanýn içinde hacmi, aðýrlýðý ve taþýma kapasitesi belli bir aracýn koltuklarýnda insanýn kendini bir esir gibi hissetmesi ne kadar da garip bir duyguydu. Yolculuk ne kadar da farklý düþüncelere sevk ediyordu insaný.

Egemen, bir nehir gibi kendine akan yollarý sürekli kucaklýyor ve hafýzasýnýn aný bölmesine itinayla yerleþtiriyordu. Uçsuz bucaksýz gökyüzünün, heybetli daðlarla birleþtiði, geniþ ovalarýn halý gibi serildiði güzelliklere bakýnca cennetin kapýsýnýn insanlara her an açýk býrakýldýðý düþünüyordu. Ruhunun en izbe köþelerinin bile huzur bulduðunu hissedebiliyordu.

Gördüðü eþsiz manzara yerleþim yerlerinden bir hayli uzaktý. Doðanýn bakirliði tüm çýplaklýðýyla gözler önüne sunulmuþtu. Hiç kirletilmemiþ, oksijenin bir gramý bile solunmamýþ, ham güzellikti bu gördükleri. Daðlar; kale gibi duruþlarýyla, büyüklükleri ve bir heykeltraþýn elinden çýkmýþ kadar orijinal þekilleri ile mucizevi bir güzellik olduklarýný bir kez daha kanýtlar gibiydi. Hele bir motif gibi daðlara iþlenen yabani otlara hayranlýk duymamak mümkün müydü? Ama Egemen oldu bitti böylesi güzelliklere neden bu kadar vahþi bir ad taktýklarý bir türlü anlayamýyordu. Onlar yabani deðil gayet cana yakýn otlardý en azýndan kendi gözünde öyleydi.

Yaz gelince yüklüklere kaldýrýlan aðýr yorganlar gibi gökyüzü de tüm aðýrlýðýný bir sonraki yýl kullanmak üzere kýþa býrakmýþtý. Gökyüzü açýk bulutlarý ile sere serpe uzanmýþlar gibiydi. Onlar da sanki ince bir pikeyi bile kaldýramayacak kadar özgür ve hafif olmak istiyorlardý.

Gökyüzünden transit geçen kuþlar ve arabalarýyla výzýr výzýr geçen insanlar dýþýnda ortada hiçbir canlý yoktu. Kim bilir belki onlar da sevdiklerinin yanýna gidiyorlardý. Ne de olsa kýþ bir evsiz barksýzlarý insanlarý bir de yuvasý olmayan hayvanlarý etkiliyordu. Besbelli onlar da güneþi biz insanlar kadar çok seviyorlardý. Nereden mi belli? Yollara düþen kanatlarýnýn tozundan ve kanat çýrpýþlarýndaki coþkudan elbette.

DEVAM EDECEK

Aysel AKSÜMER



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Asansördeki Kadýn
Anýlara Yolculuk
Düþme Sanatý
Hayat Kýsa, Yollar Uzun
Muamma
Yola Çýktýk Bir Kere (3) (Son)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Keþke!
Depresyon - 2 (Son Bölüm)
Depresyon - 1
Yola Çýktýk Bir Kere (1)
Küçük Anlarýn Büyüklüðü
Kayýp Düþler
Yalnýzlýk Meskeni
Garip Bir Talep
Hayat Perdesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Þiir]
Global Yalnýzlýk [Þiir]
Deliksiz Suskunluk [Þiir]
Geliþi Güzel [Þiir]
Kýrýk Bir Aþk [Þiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Þiir]
Doðaya Karýþmak Ýstiyorum [Þiir]
Ýstanbul Düþü [Þiir]
Bohçadaki Sözler [Þiir]
Erik Aðaçlarý [Þiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla Ýliþkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reþat Nuri GÜLTEKÝN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.