İyi ki Varsın...
Denizin yığın yığın olduğu bir yerde tek başınıza oturmuş,düşünüyorsunuz...
"Ben olmasam acaba nasıl olurdu..."
...
"Bunca yıldır yazıyorum, hala en iyi eleştirmenim, 'Aç mı kaldın evladım?' diyen annem." — Orhan Pamuk (kurgusal)"
"Bunca yıldır yazıyorum, hala en iyi eleştirmenim, 'Aç mı kaldın evladım?' diyen annem." — Orhan Pamuk (kurgusal)"
Denizin yığın yığın olduğu bir yerde tek başınıza oturmuş,düşünüyorsunuz...
"Ben olmasam acaba nasıl olurdu..."
...
yağmur gecenin içine çisiltili hıçkırıklar bırakıyor… çok uzaklardan gelen bir ezgi karışıyor yağmura yakalanan son otobüsün homurtusuna… birkaç yarasa saçak altlarında ömürlerini törpülemekle meşgul… ben senin olmazlığında kapı gıcırtılarına tutunuyorum hep… rüzgâr, nemli soğuklar üfürüyor kapı altlarından ve göğsümde o iflah olmaz sancı yine… sensizliğin sancısı…
Şarkılar taç yapmıyor artık sevgilinin başına. Çünkü bilmiyor sevgiyi kendini sevdirenler…
Uçuk pembe olmuş dünyanın rengi. Uçan pembe mi, yoksa pembenin düşleri mi gören yok. Bir tren kalkıyor acı çığlıklarla gardan… İçinde pembenin kaçan fırsatları olmalı…
"Karar verdim, sarıyı seveceğim.
Sarı gülü, Sarı kediyi, Sarı papatyayı...
Yeni bir sayfa açıyorum.
Lise sıralarında başladığım, yazma tutkuma, devam ediyorum.
İlham gelse de,
Kokusu sevda kokusudur.
Onun kokusu sana ulaşıp,
içine çektikçe sarhoş olacaksın.
O sevgi kokusu sana güç verecek,
büyüsü seni kendine çekecek..
Hele bir elleri vardı, göreceksiniz,
Beş uzantısı olan ak bir yıldız.
Görürsün ama temas edemezsin.
Dudakları da aynen öyle;
Gün doğumuyla kızaran, ufuk çizgisi gibi
Götüremeyeceğin iki şeyin kalacak bende; birisi senin hayalin, kaşların, gözlerin dudakların, ellerin yanakların, gülümseyişin.. Diğeri de sevdan. Bunları alamazsın benden. Bunların ağırlığını taşıyamazsın sen.. Ne sana, ne de arabana sığmaz...
“Belki de sen özenle katlanmış bir mendil gibisindir Açınca içinden yeni biçilmiş çimen kokuları yükselen" Ben, dokunur dokunmaz kiraz dallarına çiçekler açtıracak biriyimdir belki de..
Cam renksizdir, cam şaffaftır. Cam, bir kafayı yaracak kadar güçlü, bir kadeh tokuşturmasında kırılacak kadar hassastır..
Aynı sen gibi, aynı ben gibi, aynı sizler gibi..
Bende uzun zamandır birbaşıma sorguluyorum kendimi..Bazen insan aşktan yana kendini geriye çektiği zaman, daha çok bağlanıyor aşk’a..Sanırım bu bir nev’i özlem duymak gibi birşey. Yazıyorum, yazdıklarımda gizlenen bir sevgili var...
Hayali gönlümün en yüksek tepesinde dururdu her zaman. Giydiği giysilerde sevda rüzgarları uçuşur,
saçları rüzgar gülü gibi, rüzgarın yönünü gösterirdi.
Gelincikler varsın kıskansın dudaklarının kırmızısını. Rüzgarlar saçlarında rüyaya dalsın. Varsın ay geceye yaslanıp, altından elleriyle denizleri okşasın. İlk defa bütün kitaplar yalan, rüyalar gerçek olsun.
cok degerli bir lise ogrencimizin egitimi ile ilgili guzel dusuncelerini sizlerle paylasmak istedim..
Gir,özümün derinliklerine açsın sevdasını bana ama ürkeğimdir,ayrılıktada aşık.Bana öğretsin ay ışığında arınmayı,sevişsin bakire kalarak...