Sarı'yı Anlamak
"Karar verdim, sarıyı seveceğim.
Sarı gülü, Sarı kediyi, Sarı papatyayı...
Yeni bir sayfa açıyorum.
Lise sıralarında başladığım, yazma tutkuma, devam ediyorum.
İlham gelse de,
"Kitap okumaktan sıkıldıysanız, belki de okuduğunuz kitapların sizi sıkmasından sıkılmışsınızdır." - Terry Pratchett"
"Kitap okumaktan sıkıldıysanız, belki de okuduğunuz kitapların sizi sıkmasından sıkılmışsınızdır." - Terry Pratchett"
"Karar verdim, sarıyı seveceğim.
Sarı gülü, Sarı kediyi, Sarı papatyayı...
Yeni bir sayfa açıyorum.
Lise sıralarında başladığım, yazma tutkuma, devam ediyorum.
İlham gelse de,
Şarkılar taç yapmıyor artık sevgilinin başına. Çünkü bilmiyor sevgiyi kendini sevdirenler…
Uçuk pembe olmuş dünyanın rengi. Uçan pembe mi, yoksa pembenin düşleri mi gören yok. Bir tren kalkıyor acı çığlıklarla gardan… İçinde pembenin kaçan fırsatları olmalı…
Denizin yığın yığın olduğu bir yerde tek başınıza oturmuş,düşünüyorsunuz...
"Ben olmasam acaba nasıl olurdu..."
...
Hele bir elleri vardı, göreceksiniz,
Beş uzantısı olan ak bir yıldız.
Görürsün ama temas edemezsin.
Dudakları da aynen öyle;
Gün doğumuyla kızaran, ufuk çizgisi gibi
Cam renksizdir, cam şaffaftır. Cam, bir kafayı yaracak kadar güçlü, bir kadeh tokuşturmasında kırılacak kadar hassastır..
Aynı sen gibi, aynı ben gibi, aynı sizler gibi..
Kokusu sevda kokusudur.
Onun kokusu sana ulaşıp,
içine çektikçe sarhoş olacaksın.
O sevgi kokusu sana güç verecek,
büyüsü seni kendine çekecek..
“Belki de sen özenle katlanmış bir mendil gibisindir Açınca içinden yeni biçilmiş çimen kokuları yükselen" Ben, dokunur dokunmaz kiraz dallarına çiçekler açtıracak biriyimdir belki de..
cok degerli bir lise ogrencimizin egitimi ile ilgili guzel dusuncelerini sizlerle paylasmak istedim..
Hayali gönlümün en yüksek tepesinde dururdu her zaman. Giydiği giysilerde sevda rüzgarları uçuşur,
saçları rüzgar gülü gibi, rüzgarın yönünü gösterirdi.
Bende uzun zamandır birbaşıma sorguluyorum kendimi..Bazen insan aşktan yana kendini geriye çektiği zaman, daha çok bağlanıyor aşk’a..Sanırım bu bir nev’i özlem duymak gibi birşey. Yazıyorum, yazdıklarımda gizlenen bir sevgili var...
Dolunayın ışıltılarını yakamozlara dönüştüren denizi seyrederken birlikte, bir güvercin gibi sana sokulmalı, gülümseyen yüzümle, sevgi dolu başımı yaslamalıyım göğsüne.. Hafiften bir şarkı mırıldanmalıyım, esen rüzgarın türküsünde..
Gir,özümün derinliklerine açsın sevdasını bana ama ürkeğimdir,ayrılıktada aşık.Bana öğretsin ay ışığında arınmayı,sevişsin bakire kalarak...
Öyle bir ev düşünün ki, içi tıka basa eşyalarla dolu.
Kat kat elbiseler, gidilmek istenen yer için ayarlanmış ağzı açık bavullar, yere sağlam basmak adına alınan ayakkabılar, güneşin zararlı ışınlarına karşı biriktirilmiş sayısız güneş kremi, sayısız güneş gözlüğü, dört bir yana savrulmuş içilen içki şişeleri, yer;
Gelincikler varsın kıskansın dudaklarının kırmızısını. Rüzgarlar saçlarında rüyaya dalsın. Varsın ay geceye yaslanıp, altından elleriyle denizleri okşasın. İlk defa bütün kitaplar yalan, rüyalar gerçek olsun.
Örümcek olma konusunda ciddiyim. İlginç bir deneyim olabilir. Sakarlara tavsiye edilmiyorsa benim için zorlayıcı olurdu. Sekiz bacağım bir pabuca girerdi sanırım. Bilmiyorum hiç örümcek olmadım.
Sunay Akın