"Yazmak, aslında, yalan söyleyecek kadar cesur olmaktır. Ama kimseye yakalanmadan." - Fyodor Dostoyevski (Kurgusal)"

Öykü > Aşk ve Romantizm

olumsuz

Mutfat Listesi

Aradan bir saat geçmişti... Mutfak boştu artık. Masadaysa üzerinde bir şeyler yazan bir mutfak listesi ve karşılıklı duran iki boş çay fincanı vardı...

nostaljik

Özledikçe Irmaklar Doğuran Gözlerim

Dedi ki;
Kalbimin kulağımda attığı demlerdi... Kulağımsa hep ayak seslerindeydi... O günler hep birbirine benzerdi. Yıllardan, aylardan ve günlerden neydi hatırlamıyor olmam bu yüzden normaldir. Her sabah şakaklarımda bir kısrak bileklerinin gücünü denerdi. Ve gece şehrin tüm saatleri odama toplanıp geçmek bilmeyen zamanı çoğaltırlardı. Yine de

karışık

Cennet

İşte başarmıştı! Sonunda bütün dertler bitmiş, tüm sorunları çözülmüştü! Bir insan bundan öte ne isteyebilirdi ki! Artık ölümsüzdü Leyla; ölmeyecek, hiçbir acı çekmeyecekti. Cennetteydi işte, artık cennetteydi. Ama...

olumlu

Nazende Hanım ve Yusuf Ziya Bey

Nazende penceresinde yolu gözlüyordu. Arnavut kaldırımlı caddede sadece limonata satan adam vardı. İçi titredi. Acaba taş plakta çalan mı onu böyle eyledi? Yoksa vuslat sona ereceği için mi? Balkanlara gitmişti yiğidi görevli olarak. 2 seneden sonra dönecekti.
Cumbalı sarı ev sessizdi. Herkes alışverişe gitmiş ama Nazende

üzgün

Yandım Selim ve Bıçkın Osman - 7

Fettan Efsun, bakışları Osman’a çivili, olduğu yerde dona kalmıştı. Afet Fatma yerinden hızlıca doğruldu, Efsun’a odayı gösterdi, siniye bırakılan keseyi cebine indirdi ve yardımcısına, emirleri yerine getirmesi için işaret etti. Yirmi senelik çengilik hayatında bunun gibi nice vak`alara rast gelmiş, nasıl halledeceği konusunda ustalaşmıştı.

karışık

Yandım Selim ve Bıçkın Osman - 6

Odadan geri geri çıktı Kıpti Simay. Kömür rengi dalgalı saçları beline uzanıyor, ay beyazı teni kolsuz cepkeninden parıldıyordu. Boyu ne kısaydı ne de uzun. Çıplak ayaklarına halhallar takmıştı. Eteğinin altına giydiği pantolonun yanları baldırına kadar yırtmaç ile açıktı. Herkes bacaklara bakakalmış, acaba siması da ismi gibi ay parçası

karışık

Üvey Sevgili

Sonrasızlığa öncelik tanıyan eksik bir teşebbüs aşkımız.. Bir köprünün iki ayağı gibiyiz; bir araya gelsek, yıkım olur!

karışık

Gözlerine Değdiğim Yerdedir Hayat

Sıcak bir Eylül akarken gözlerinden, gün sevdadır, gün vedadır... Tek suçludur Eylül, o çağırmıştır sevda sancılarını ve bitmeyecektir. Aralık kapıları kapanırken günlerin yüzüne, yeni merhabalar kucaklanır acımadan... Bunu sezer yürek ve kırılır aynalardaki gülümseyişe. Yalnız dillerde kraliçedir ceylan bakışlı sultan... Bir kez daha anlar ki aşk yoktur. Bir

romantik

Sevgili

Yasak notaların ötesindeydi sol anahtarını yargılayan infaz
Fa almamış halleriydi bam teline verilen nağme

olumsuz

Düşlerin En Güzeli / Yağmur Islaklığında

Dalgaların çarptığı yüreğini toparlıyordu kadın o sonsuz kumsalda… Hüzzam şarkıların nağmesiyle, dilinden dökülen sevda sözleri bağrında yankılanıyordu mehtabın. Gri kayalıklardan kopan rüzgar, kollarını kadının ince beline doladı. Hazanın hüznünü taktı boynuna mercan bir kolye gibi, gözlerini okşadı bakışlarıyla. Gülümsedi arzular, lakin uzaktı ufuklar. Sararıp solsa da hazanı, gül

üzgün

Mehtaplı Gecelerde

Sevgin yanan gönlüme su, gözlerin talihime pusu, özlemin severek yattığım ölüm uykusu oldu.
Şarkılar yemeğim, şiirler ekmeğim artık.
İçtim sabahlara kadar. Meyhane köşelerinde seni........

üzgün

Hüzün Gözlü Deniz Kızı

Ayrılık acısıyla ağlardı hüznün içinde yüzen deniz kızı her gece… Tahammül edilmez bir yokluktu avuçlarındaki titreme. Hasretli gözyaşlarıyla engin denizlere açılırdı gerçeklere meydan okuyarak. Cesur yüreği ile kucaklardı denizin hırçın dalgalarını. Bakışları; suskun bir güz güneşi, her gülümseyişi; bin yıllık figan olurdu yıldızsız gecelerde, vuslatı bekleyen yüreği biçare…

Başa Dön