Öykü > Aşk ve Romantizm

üzgün

Seni Seviyorum Işıl

“Aşkım, bu gece en sevdiğin şampanyayı aldım. Geçen akşamdan daha hoş bir fantezi yaşayacağız. Bu gece hazır mısın?”

olumlu

Nazende Hanım ve Yusuf Ziya Bey

Nazende penceresinde yolu gözlüyordu. Arnavut kaldırımlı caddede sadece limonata satan adam vardı. İçi titredi. Acaba taş plakta çalan mı onu böyle eyledi? Yoksa vuslat sona ereceği için mi? Balkanlara gitmişti yiğidi görevli olarak. 2 seneden sonra dönecekti.
Cumbalı sarı ev sessizdi. Herkes alışverişe gitmiş ama Nazende

olumsuz

Bir Balık Öyküsü

Ancak uzun yürüyüşün yorgunluğunu iyice attığında, daha dikkatli bir bakışla şaşkınlığa dönüştü yüzündeki ifade. Buraya ilk kez geliyordu ve burası yaşadıkları yerin yakınında sayılabilecek, şaşılacak ölçüde farklı ve güzel bir kıyıydı.

heyecanlı

Yandım Selim ve Bıçkın Osman - 9

Osman’ın yüz ifadesinin değiştiğini gören Fatma, Simay’a işaret çaktı. Aralarında anlaştıkları üzere, Osman’ın işkillendiği vasıl olursa, o vakit diğer taktiğe geçilecekti.

üzgün

Sen Varken Ben Yok Olamamya

Aç kalbinin kapılarını ardına kadar ve al beni içeri, sonra sıkı sıkı kapat kalbinin kapılarını ve kilit üstüne kilit vurup, pencereleri kapatıp, perdeleri örtüp sar beni sevginle.

karışık

Yandım Selim ve Bıçkın Osman - 6

Odadan geri geri çıktı Kıpti Simay. Kömür rengi dalgalı saçları beline uzanıyor, ay beyazı teni kolsuz cepkeninden parıldıyordu. Boyu ne kısaydı ne de uzun. Çıplak ayaklarına halhallar takmıştı. Eteğinin altına giydiği pantolonun yanları baldırına kadar yırtmaç ile açıktı. Herkes bacaklara bakakalmış, acaba siması da ismi gibi ay parçası

nostaljik

Gülün Sonu

Ben,kaybetmek nedir bilmezdim;ben terk edilen değil daima terk edendim,ben unutulan değil unutandım.Benimle ilgilenmeyecek,bana bakmayacak bir erkek tasavvur edemiyordum. Benim elde etmek için gayret sarf ettiğim bir erkek hiç yoktu.Tabii o hariç…

karışık

Her Yeni Günde Doğan Güneşle Birlikte

Geçen her saniyede binlerce hatırası gözlerinin önünden geçerken, binlerce düşüncede bir savaş meydanında tozu dumana katıp savaşmaktaydılar. Bu savaş iyi ve kötünün savaşı değildi, iyilerle iyiler savaşmak zorundalardı ve birbirlerini incitmeden üstünlük sağlamak için kılıçlarını çekmişler kesmeyen taraflarını birbirlerine vuruyorlardı, okçular oklarıyla değil yaylarıyla vuruyordu birbirlerine.

karışık

Ruhumdan Uzak

Sana gelişim, aşkın yüreğimde şahlanışı gibi... Kapıyı çalıyorum. Giriniz, diyorsun. Usulca adım atıyorum. İşte, masanın başındasın. / Gülümsüyorsun; gülümsüyorum. Havadan sudan konuşuyoruz. Sen, “Kahve içer misin?” diye soruyorsun. “Olur” diyorum. Bir telefon ve birkaç dakika içinde gelen iki orta kahve. / Bana kahvemi uzatırken ellerimiz çarpışıyor. Bir anda

üzgün

Bir Kuş Olsam

Siz hiç çaresiz kaldınız da olmayacak birşeye sarıldını mı, işte öyle bir öykü.

karışık

14 Şubat Öyküsü - 1

Hadi hiç vakit geçirmeyin. Söyleyin sevdiğinizi. Zamanın aranıza neleri ve kimleri sokacağını asla bilemezsiniz. Bir başkasının masasında bir kadeh şarap içmekten daha kolay olacaktır böylesi.

olumsuz

Balıkçının Kaderi

Hayaletin denize düştüğü yere hızla koşarken, bir taraftan üzerindeki giysileri çıkarıp atıyordu. Denizin serin sularına atladı. Hızla yüzerek sularda çırpınan hayalete ulaştı. Bu bir hayalet değil bir genç kadındı. Sol koluyla sıkıca kavradı kadını.

olumsuz

14 Şubat Öyküsü - 2

Hadi hiç vakit geçirmeyin. Söyleyin sevdiğinizi. Zamanın aranıza neleri ve kimleri sokacağını asla bilemezsiniz. Beklemek ve acı çekmekten daha kolay olacaktır böylesi.

Başa Dön