Bir Yaz Gecesi
Gözlerimi kapayıp bir başladım ama ondan sonrasını hatırlamıyorum. Neden sonra kendime geldiğimde klarneti masanın üstüne koyarken kimseden ses seda çıkmıyordu.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Gözlerimi kapayıp bir başladım ama ondan sonrasını hatırlamıyorum. Neden sonra kendime geldiğimde klarneti masanın üstüne koyarken kimseden ses seda çıkmıyordu.
En mutlu günü çocukluğumun. Göklere pul pul paralar saçıyor anam.
Bir keresinde annem, ''bazen, insanlar birbirlerini o kadar çok sever ki, sorun onlarda olmaz. Sorun sevgilerini taşıyamamakta olur güzel kızım.'' dediğinde... Allah'ın bana benim taşıyamayacağımdan fazla aşk verdiğini düşünür, O'na da kızardım.
Hayatımın en büyük hediyesini on üçüncü yaş günümde almıştım. Annem bana bir baba armağan etmişti. Esasen böylesi bir durum sürpriz olmamıştı, beni şaşırtan asıl olay annemin aynı gün ölmesiydi.
Aynasını arıyordu sokakta Cabbar. Sigarasını çıkarttı. Bir kibritle çekti içine. Bir teneke gıcırtısı köşedeki boyası sökük duvarın önünden geldi. Hayır. Burada bütün evlerin rengi fluydu. Bir kedi göz ucuyla önünden geçti.
Bulut yağmur yağdırmak istesede rüzgarın götürdüğü yere yağabilirdi ancak. Bir martı ancak denizde karnını doyurabilir, bir şair şiirlerinde yaşayabilirdi ancak. Güneş dünya var olunca hayat verebilirdi ancak. Fakat Elif güneş olmak istemekteydi ve dünyanın varlığından haberdar değildi sanki.
Hooooop ne yapıyorsun kardeşim? Yaaa at mı onlar? Öyle dişlerine filan bakmalar. At, eşek pazarı ilerde bu tezgahta sadece “sanatçı satılıyor”. Sağlıklı olduklarını nasıl mı anlayacaksın? Tövvvvbe Ya Rabbim. Katil eder insanı bunlar yaaaa. Seçip de mi yolluyorsun bunları buraya akşam akşam? İşin iyice suyunu çıkardınız ama. Bu
2008'de Türkiye Bilişim Derneği'nin Bilimkurgu Öykü Yarışmasına bu öykü ile katıldım. Kısa listeye kalmıştı. Bu öykünün arkasında chip.com.tr'deki blogumda önceki bir sene boyunca yazdığım Kamil Asma serisinin derin etkisi var.
Aradan çok uzun yıllar geçti 90 lı yıllarda yazdığım öykümdü. Ama konu hala tazeliğini koruyor.
Tüm Cumartesi Annelerine İthaf Olunur.
Var oldu melekler hepsi huzurda
Nurdan halk eyledim, bilmez kusur da
Beklerken sırayı hali hazırda
Sevecen bir sesle “cann” dedim, geldim
Gözlerimi açıyorum. Sonra üzerimdeki çarşafı atıyorum, sonra kolumdaki hortumu hızla çekip çıkarıyorum… Kalkmak istiyorum ama yok, yapamıyorum. Etrafıma bakıyorum. Birileri yemek yiyor. İçerisi sıcak, havasız. Bu hastaneler neden hep aynı kokar. Bayılacağım şimdi diyorum kendime.
Güneş içeride.
Güneş doğmuş demek.
Kıyametin kopmadığı