"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Yazıklar Olsun Türk Edebiyatına

Yazıyı kaleme almamda ki en büyük etken edebiyatımızda şair ve yazarların toplumda ki suç işleyen insanlara mahkumlara, yani hırsızlara, katillere, esrarkeşlere bakış açılarında ki acımasız duruştur. Üstelik onları bir vebalı gibi görmeleri, sefil iğrenç yaratıklar diye yaftalayıp toplum dışına iterek adeta tekme tokat dışlayarak sanki bu insanlar yokmuşçasına

Sarhoşun Mektubu...

ben kendim ödüyorum hayallerimin bedelini,
para biriktirmiyorum hortumlanan bankalarda,
ülkeyi peşkeş çekenlere oy vermiyorum.
ben kapitalistler gibi değil,
bir eşek gibi çalışıyorum.

yazı resim

Paltomun Yakasında

Dudak büküp sırt dönmelerin olurdu dargınlığı oynarken. Sonra aynada bir çift göz belirirdi.
Unutmuşsun gibi, orada öylece bana bakardı. Karanlığa yaklaştıkça irileşiyor gözbebeklerin. Derinliğine çekiliyor, giderek ufalıyor yansımam. Tutup gazete geriyorum araya küçüldüğümü sanarak. Altta kalır mısın hiç. Elin tarağa uzanıyor, bakışların ise saçlarına doğru kayıveriyor

KİTAP İZLERİ

Sus Barbatus! 1

Faruk Duman

Faruk Duman’ın Kış Mıntıkasında Destansı Bir Canavar: Sus Barbatus! Faruk Duman, Yaşar Kemal geleneğini modernist ve masalsı bir dille yeniden yorumlarken, doğa, insan ve mit
İncelemeyi Oku

Nebi Leyim

Tokluğunu unutur, açlığına bakar. Açlığının peşinden gider. Aç, açgözlü insan olduğundan değil, dediğim gibi O düşünmez ne bileyim der. Ya bir şeyler yer ya uyur.

Pembe Gözlü Kız

Dili sürçtü öğretmeninin, “ne güzel pembe gözlerin var senin”. O gün bugündür adı, “pembe gözlü kız” olarak kaldı.

Gerzekler

Ona göre insanların büyük çoğunluğu gerzek sınıfına giriyordu. Bu tip insanları gördüğünde ya da birine kızdığında ona kısaca gerzo demekten çekinmezdi. Yolda, minibüste, çarşıda, pazarda kimi görse hiç fark etmiyordu. Yeter ki öyle birisini görmesin.

Adım "Sekhmet... "" 3 (+18)

Çığlığa doğru yöneldim.Kapıda bir kaç erkek bekliyordu.Yüzleri donuk sigara içilmemesi gereken yerde sürekli sigara içiyorlardı.
Beni görünce hiç biri ne sesini çıkardı.Ne de itiraz etti.
İçeriye daldım.
Burası bir doğumhane.
Yaşamın doğduğu yer.Anne rahminden süzülen yaşam buradan filizlenip hayata sokuluyor.

KİTAP İZLERİ

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk: Yıkılmaya Mahkûm Bir Düzenin Alegorisi Sabahattin Ali, son eseriyle sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda cesur bir veda ve sarsılmaz bir ithamname
İncelemeyi Oku
Başa Dön