Bir Uslu Çocuk
Üçüncü kişi arka koltukta. Beş altı yaşlarında bir oğlan çocuğu. Öylece sessiz sessiz yolculuk yapıyor. Uslu bir çocuk anlaşılan.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Üçüncü kişi arka koltukta. Beş altı yaşlarında bir oğlan çocuğu. Öylece sessiz sessiz yolculuk yapıyor. Uslu bir çocuk anlaşılan.
Tokluğunu unutur, açlığına bakar. Açlığının peşinden gider. Aç, açgözlü insan olduğundan değil, dediğim gibi O düşünmez ne bileyim der. Ya bir şeyler yer ya uyur.
"Benim masum çocuğum" dedi içinden.
"Benim hayat arkadaşım, sev beni daha çok sev.her hangi bir alışverişimiz olmadan sev.daha çok sev."
Ve acısız sev...
Karanlık terkedilmiş mutfağa baktı "Çok garip söylediği şarkı hala kulaklarımda" diyerek iç geçirdi
"Ruhumuzda iki farklı saksıda, aynı topraklar kullanılarak ekilmiş iki bitki yetiştirdiğimizi varsayalım. Bitkiler ışık, su ve sevgi ile beslenir ve büyürler değil mi? Biz dert çiçeğimizi karanlıkta bırakacağız ve gözyaşlarımızla sulamayacağız. İlgilenmedikçe, üzerinde durmadıkça üzüntümüzün kaynağında ne varsa gün be gün solacak. Belli bir zaman sonra dertlerimizin kuruduğunu
Asıl sağlam dikizciler, azılı dikizcilerdir. Halk arasında, bunların, nüfus cüzdanlarından yurttaşlık numarasına bakarken bile yirmi beş derecelik bir açıyla baktıkları söylenir.
Küçüklüğüm aklıma geldi. Oğlum Erbile ne kadarda benziyordum. Zavallı oğlum babasını cezaevi ziyaretlerinde görmekten helak olmuştu. Bir defasında Babacığım sen hırsız mısın diye sormuştu. Bir gün babacığım sen amma da televizyonlardaki katil amcalara benziyorsun demişti. Babacığım lütfen annem komşuların merdivenlerini silmesin. Babacığım ben küçük Emrah olmak istemiyorum, lütfen
Çığlığa doğru yöneldim.Kapıda bir kaç erkek bekliyordu.Yüzleri donuk sigara içilmemesi gereken yerde sürekli sigara içiyorlardı.
Beni görünce hiç biri ne sesini çıkardı.Ne de itiraz etti.
İçeriye daldım.
Burası bir doğumhane.
Yaşamın doğduğu yer.Anne rahminden süzülen yaşam buradan filizlenip hayata sokuluyor.
üyük bir keyifle dizin dibini izlerken Kemalettin Abi arkadaşlar merdivenlerden indi. Osman, Nasıl güzel olmuş mu? dedi. Bayıldım, dedim. Avuçla para döktüm ama değdi doğrusu. Gezi teknesi olarak düşündüm bunu. Önümüzdeki haftadan sonra başlıyoruz. Binenler gelip bir daha binecekler, diyordu. Osman konuşurken merdivenlerden çok güzel bir kadın indi.
Hadi oğlum üzme babanı. Seni çok seviyorum biliyorsun. Aman derslerine dikkat et çok çalış, oku sonra büyük adam ol. Her şeyi senin geleceğin için yapıyorum. Sonra senin de bir oğlun olacak biliyorsun değil mi? Üstelik aynı bana benzeyecek. Tamam mı canım oğlum. Benden sakın utanma. Baban hırsız diye
Her kes onu bahane bulma konusunda meşhur kılmıştı. Abidin Bahane. Aslında O’ bahane yaratmıyordu, her şeye ama her şeye yorum getiriyor, getirebiliyordu.
Aşk, nesnesi olmadan doğmaz hiçbir zaman, ama bir kez doğduktan sonra nesnesi kayıplara karışsa da var olmaya devam eder çoğu zaman...