Şeker Gibi Kız Babası
\- Veraset ilamları?
\- Sunayım efendim.
\- Resmi evrak bir bütündür, eki kökü birlikte sunulur.
"Beni eleştirenler genelde benim okuduğum kitapları okumamış olanlardır." - Umberto Eco"
"Beni eleştirenler genelde benim okuduğum kitapları okumamış olanlardır." - Umberto Eco"
\- Veraset ilamları?
\- Sunayım efendim.
\- Resmi evrak bir bütündür, eki kökü birlikte sunulur.
Gülbahar'ın korktuğu soru gelmişti. Sanki kelimeler çile olmuş, harfler birbirine dolaşmış gibiydi. Dilinin ucunda çözebilse cevabını verecekti ama bir türlü olmuyordu. Duyguları ıslanmış da düşünceleri ondan okunmuyor gibiydi.
Alnındaki teri, elindeki çekiciyle
Dedemi anarım
Bizim çevremizde ise kurduğumuz o küçük kumar dünyasında hayatı dağılan insanlar yığılırken, bu yolda heba olurken aramızdan sadece kardeşim bu yolculuğu başarıyordu.Kardeşim insanları bir kitap gibi okuyordu.Yeter ki onu bir kez görsün...Ertesi gün o kişi onun gözünde artık klasik bir eserdi.
ana yaklaştı ve yanağımdan öptü. Çok tatlısın, kendimi tutamadım ,dedi. Bir şey söylemeye çalıştım ama kelimeleri bir araya getiremedim. Kız suya atlayıp uzaklaştı. Herkese el sallayıp kıyıya doğru yüzmeye başladı. Kıza bak. Göz göre göre boğulacak, bir şey söyleyin, dedim. Boş ver sen onu, evine gidiyor, dediler. Geç
Sonunda evden çıkmaya karar verdim.Ama bu kararı uygulamak için de birkaç günün daha geçmesi gerekiyordu.... Güya ilaçları günü gününe kullanmam gerekiyormuş. Bir gün bile aksaklık büyük zarar verirmiş. Tedavi sürecini alt üst edermiş. Ama buna rağmen arada bir de ufak birkaç şişe devirmeyi başardım. Bazı büyüklerim de tedaviye
Peri masalları kılçığı, pulları temizlenmiş balık gibidirler. Ateşte pişse bile is kokmazlar. Öyküler yaşamların içinden geçer. Parmak uçlarına basarak değil, ökçeleriyle kaldırımları sallayarak hem de Onun balıklarının zehirli dikenleri vardır. Çiçeğe kesen baharları apansız aldanıverir.
Bizim toplumumuzu tanımak için öyle derin derin araştırma yapmaya, büyük büyük sözler söylemeye hiç gerek yok. Bunun için fıkra gibi yaşanmış olaylar yeterli. Buyrun aklıma geliveren iki tanesine:
Bu siteye eklediğimden emin olduğum ama dönüp bakınca bulamadığım bir öyküm.
Her Allah'ın günü o aranır. Bir önceki gün sahneden yok olmuştur. Ama ertesi gün tekrar aranır, yeniden bulunur. Bulunduğunda ise sonuna kadar, hiç acımadan o yok edilir. Onunla adeta savaşılır. İnsanı çok yorar. Buna rağmen sınırsız bir zamanla onunla gülünür, dertleşilir, bir yoldaş gibi. Ayrılma saati geldiğinde ise
Ellerini öpüp, çağırdığım taksiye bindim. Taksi giderken geri baktığımda annemin ve babamın yere çökmüş vaziyetde ağladıkarını gördüm.
On altı Mart 1971 günlerden Salı Lanet olsundu o güne!
Gürçeşme Ortaokulu olağan bir gün yaşıyordu, neredeyse tüm öğretmenler ve öğrenciler üzgündü.