
Ambiyans 10. 11
hani devrim nerede..
hani devrim nerede..
Sözüm ona reisi araya koymuşum. Ara kablo kullanmışım. Bir kere reisle valinin arası neredeyse iki yıldır iyi değil. Fırsatını bulsalar birbirlerini bir kaşık suda boğacaklar.
Dedim ya efendim iftira, hem de kuyruklu cinsinden iftira. Eee boşa dememişler; meyve ağacı taşlanır diye.
Hiç gerçekleşmeyecek hiç kavuşamayacak hiç bir araya gelemeyecek aşklar vardır,herşey uzaktan ve kısıtlıdır onlara göre,çünkü onlar hata yapmadan ilerleme hedefini seçmişlerdir hayatlarında,evet kolay kolay sevmemiş kolay kolay aşık olmamışlardır,sadece bir seçim yapmak zorunda oldukları için o seçimleri yapmışlardır, bir ruhu size yakın gelebileceğiniz bir ruhu tüm kalbinizle görmek
Toplantıdan çıkan sendika yöneticilerinin adı bir iki yerde geçti. Yöneticilerin soy adları genel olarak yazışma, karar defteri, raporlar gibi yerlerin dışında pek kullanılmıyordu... Örneğin Genel Başkan'ın adı Haşmet, soy adı Zurna'ydı; ama yakın arkadaşları, sürekli, ' Sayın Başkan, derken toplantılarda genel olarak işverenler, 'Haşmet Başkan, diyorlardı.. Genel Mali
Gelip yerinde keşif yaptı. Ardından "Allah kahretsin!" diye hayıflandı, "Gitti gene iki yüzlüğüm!"
Şemsiyesini açan, yüzleştiğim içimdeki can dostuma: Sevgilerden yağmur damlalarının küçük dokunuşları
Yusuf bu yıl ana sınıfına başlayacaktı. Her gün evlerinin iki sokak arkasındaki okula giden çocuklara bakıp imrenirdi. Şimdi artık o da her gün okula gidecek, ödev yapacaktı; onun da öğretmeni, arkadaşları olacaktı. Hazırlıklar günler öncesinden tamamlanmıştı bile. Çantası, kalemi, defterleri, boya kalemleri… Hepsini de kendisi tek tek seçmiş,
Bir kedi gibi sobanın kenarına kıvrıldı. Ayakkabılarını çıkarıp kenara koydu. Çantasından sigara paketini alıp bir sigara bana uzattı. Bir tane de pembe rujlu dudağının arasına sıkıştırdı ve benim yakmamı bekledi. Önce onun sigarasını yaktım. Dumanını uzun uzun içine çekerek yüzüme üfledi.
Bedenimde bir gariplik olduğunu anlamıştım. Eşime hafif ağrım olduğunu söylesem, heyecan yapacaktı. Üstelik elimden tuttuğu gibi beni hastaneye götürecekti. İçimden 'Biraz daha bekleyeyim belki gaz ağrısıdır, diye geçirip kâğıt oyunu oynamaya devam ettim.
Ama ağrıdan sayıları çift görmeye başlayınca oyuna daha fazla devam edemeyeceğimi anladım: Biraz
Soft, durmadan ayağımdan sarkan bandaja saldırıyor, sanki açmaya çalışıyordu. Yatağımda doğruldum. Ayağa kalktım. Sevşan'a beni bu şekilde sarmalamasını kimin söylediğini sordum. Beyaz gazlı bezle tüm vücudum özenle sarılmıştı. İçim şiddetle kaşınıyordu ve tuvalete gitmem gerekiyordu. Ağır adımlarla zorlukla tuvalete doğru yürümeye başladım. Arada sırada durumumu daha vahim gösterebilmek
Yerde sürünerek yatak odasına doğru devam ediyorum. Yatak odasına girdiğimde masanın üzerinde yarı açık bir şekilde duran kenarları hafif paslanmış olan tütün tabakasını, babasından kaldığını söylediği durmasına ramak kalmış köstekli saatini,yuvarlak çerçeveli okuma gözlüğünü, ve adını hiçbir zaman öğrenemediğim Rusça kitabını sırt çantamın içine attım. Hasan Dedenin mirasını
"Konkret bir tahlilde.tahrik unsurunda.umulmaz bir krizde.kritik bir eşikte.eşiktekini beşiktekini kızdiran o anlamsız faşizm kurgusunda."