Öykü

Hayatta Kalabilmek

Onu gördüğümde siyahın bu kadar siyahını daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Karşımdaki koltukta keyifle oturan ve neredeyse koltuğun oturma yeri kadar büyüklüğünde, birçok kolları olan kocaman bir örümcek. Ben ayaklarımı topluyorum, oturduğum kanepede sanki kaybolabilecekmişim gibi büzüşüyor, kendimi saklamaya çalışıyorum fakat nafile.

Artık İnanmak İstiyorum...

Neden yaşamamız gerektiğini sorgulamaktan bıktım usandım artık, bazen bir dağ olsaydım keşke diyorum,yada bir ağaç,akıp giden şelale mesela, yada ne bilim, bulut belkide ,yıldızlar kadar uzak insanlığa bir okadarda yakın,toz olmalıyım mesela dağılıp gidebilmeliyim istediğim zaman,,,

Hikayeye Çeyrek Kala

" Her şey hakkında yazmak istedim. Her şeyi... Bir zamanlar olduğumuz kişileri, her şeyi! Ve en sonunda her şey birbirine girdi ve ben başaramadım. Başaramadım! Neyle başlarsan başla, sonunda o kadar eksik oluyorsun. Lanet olası, saf kibir ve aptallık!"
The Hours Filminden

Şiir Koktu Oya Uslu

Hatice Hanım sardunyaları suluyordu. Su sürahiden değil, yüreğinin derinliğinden akıyordu âdeta. Kutsal bir emanetmişler gibi çiçeklere değer veriyor, onları okşuyordu. Gözlerini kapatıp kokularını derin derin içine çekiyor, sonra nefesini salıp bir sihri keşfetmiş gibi gururla:

Süt Kardeşliğ!

Doğum sırasında anne ölünce, kalan bebeğin yaşaması için anne sütüne gereksinimi vardır. Eş-dost akraba çevresinde sütünü bu bebekten esirgemeyecek bir gönüllü bulunarak bu sabinin yaşama tutunması sağlanır. Ayrı anne ve babadan olan iki bebek aynı kadının sütünü paylaştıkları için süt kardeşi olmuşlardır ve ayrı cinsten olsalar bile aralarında

Hayat

Genç kadın biri yanı başında oturan diğeri ise tam karşısında yatağında ateşler içinde halsiz, mutsuz, sürekli mızmızlanan iki insanın ortasında buluyor kendini. Biri henüz ilkbaharın müjdesi olarak suya düşen cemre gibi diğeri çok uzak dağların zirvesinden fışkırıp çıkan, sonra başını taştan taşa vura vura yol alan, gelip geçtiği

Başa Dön