Aşk Geldi
Ve... Aşk geldi. Yorgun olduğum bir zamanda. Gitmek istediğimde Aşk geldi, gülümsedim, sonsuzca...
"İnsanlık, bu sabahki kahvemi bile hak etmiyor." - Dorothy Parker"
"İnsanlık, bu sabahki kahvemi bile hak etmiyor." - Dorothy Parker"
Ve... Aşk geldi. Yorgun olduğum bir zamanda. Gitmek istediğimde Aşk geldi, gülümsedim, sonsuzca...
Çok iyi iki dosttular. Kılıktan kılığa ve şekilden şekle girmek ise onların en büyük özelliği ve meziyetlerinden biri idi... Kimi zaman sarı leblebi olarak çıkarlardı insanların karşısına, kimi zaman patates cipsi, kimi zaman sütlü çikolata, bazı bazı ekmek arası kaşar ya da ikindi vakti okuldan dönen çocukların ekmek
Bazı kamuoyu yoklamalarında partilerin oy nispetleri açıklanırken, kararsızlar, ya da tarafsızlar, diye açıklanan grubun bir mensubuydu. Atatürkçü düşünce dışında hiçbir ideolojiye inanmadı ...
Şermin Yaşar
"Formdan düşüyorsun galiba Kuup," diye gülerek takıldı Sulvor. Kuup genelde işlerini sessizce bitirmesi ile ünlüydü.
Kuup yeleğinin gizli ceplerinden birine uzandı. Üzeri bir kumsaati deseni ve rünlerle işli oval, büyülü bir kaya parçası çıkardı. Rünlerden birkaçına dokundu.
"Formdayım," diye cevap verdi. Sinsice gülümsedi.
Hava kararıyor. Işıklar daha yanmadı...Yandaki yazlık konağın pencereleri bomboş, perdesiz, çiçeksiz...... Su sesleri kesilir gibi oluyor. Yakacık tepelerinde gecikmiş yolcular iç geçiriyorlar. Umutla bekliyorlar. Kuşlar yorgun argın yuvalarına dönüyor. Sayfalar çevriliyor. Manastırın ürperti veren hazin çan sesleri, belli belirsiz, Süreyya Plajının yalı kalıntılarına doğru yankılanıyor... Su kulesi öylecene
Uzat dudaklarını dedi gökyüzünü
Uzat ki sana sivastan öpücükler gelsin
Damla damla
Kız Peki dedi. Tam kapıdan çıkacaktı ki, Ahmet Bey Aman ha! iyisinden olmasın diye ekledi.
Ticaret Şefi Bora ve memurlar, bürodaki sıradan işlerle meşguldüler.
İstanbul Gülhane Parkındaki hayvanat bahçesinde zürafalar için oldukça geniş bir yer ayrılmıştı. Burada anne ve baba zürafa ile iki yavru zürafa kalıyordu. Onlar gün boyu geziyorlar, ziyaretçiler de onları seyrediyordu. Anne ve baba zürafa yıllardır burada bulundukları için durumu kabullenmişler, bu hayata alışmışlardı. Fakat yavru zürafaların canı çok
Hacer hanım; bir elinde beyzbol sopası, ötekinde de ne ilgisi varsa koca bir havuç, sabah sabah kemirip durur.
İnanılmaz bir haber duyulmuştu. Bu gerçek olabilir miydi? Yakup Turşuyu görmüşlerdi. Hemde koskoca Gopaşa meydanında.Sonra, oradan yürümüş.Atatürk heykeline sert bir selam çakmış, sonra yoluna devam etmiş, Sarıgöl roman mahallesine girmiş, evin kapısını çalmış, kapıyı açan 4.karısına Haydi suyu kaynat, leğeni hazırla, soyun beni bekle demiş sonrada bir şişe
Rum kızlar acayip güzeldi. Bu arkadaşlığın içinde biraz da bu etken olmuştu. Şimdi, yıllar sonra bunu söyleyebilmek çok kolay. İlk başlarda Rum kızlara yaklaşabilmek için onlarla arkadaşlığımızı kullanmak gibi bir niyetim olmuştu. Sonraları bunu aklımdan geçirdiğim için bile çok utandım.
Şebnem İşigüzel