
Ya Vicdanım Ya İşim
Yine eşim Kemoterapi den çıkmış dinlendikten sonra hastaneden çıkmadan fakültenin acil giriş katındaki kafeteryada hem dinlenip hemde bir şeyler atıştırmak istedik.
Yine eşim Kemoterapi den çıkmış dinlendikten sonra hastaneden çıkmadan fakültenin acil giriş katındaki kafeteryada hem dinlenip hemde bir şeyler atıştırmak istedik.
Çoğu insanın problemli evliliklerine birbirlerinin gözünün içine baka baka yaptıkları ihanetlerine tanık olurken, Aşk'ında insan hayatı için sunulan bir ürün olduğunu farketmesi çok zaman almadı.
Organizma o zamanlar yoktu. Ya da vardı ama bu çapta değil.
Dünyanın bir çok yerine "Yaşa,ye tüket,iç,sıç seks yap"
Ahşap binanın alt katı dükkân, üst katı evdi. Merdivenlerden bir kız indi. Yüzünün alı tam al, beyazı kar gibi lekesiz, gözlerinin karası gece gibiydi. Kumaş boyası alamadık. Çünkü kız bu işlerden anlamıyordu. Babası da yarım saate kadar gelecekti. Ama hırdavatçı dükkânında Camcı da saatlerce beklenmezdi. Elimiz boy olarak
“Sen benim neşemsin, yaşama sevincimsin, sana bir şey olursa biliyorsun yaşayamam, üstelik babanda bizimle değil”. Babanda bizimle değil derken Ural’ın varlığına ve vereceği akla, yardımına o kadar ihtiyaç duymuştu ki, kendisi de şaşırdı. “Sen sadece benim değilsin, babandan bana bir emanetsin Denizim” dedi.
O sırada sineklerde sekizinci hisleri ve duyargaları ile durumdan haberdardırlar... Dondurmanın o çekici tadı ve kokusu hemen fark edilir sinek zibidileri tarafından... Dondurmaya doğru pike yapsalar bir dert, yapmasalar bin dert, dondurma ziftleneceğiz derken hayatlarından da olabilirler...
Son durakta ineceğini bilen yabancı bir yolcu gibiydi. Otobüse biner binmez hangi durakta ineceğini söyler, oraya geldiğinde şoförün onu uyarmasını bekler, kafasını onunla meşgul etmek istemezdi. İneceği yere geldiğinde uyaracağından emin, seçimle yeni işbaşına gelmiş bir politikacı gibi. Belki de hiçbir şeyini emanet etmeyeceği tanımadık bir otobüs şoförüne,
Küçük bir ilçede yaşıyoruz ya, belediye hoparlöründen yapılan duyuru, doğal olarak herkesin ilgisini çekti. Gönüllerde yatan aslanların çoğu, kuyruklarını bir ters yüz edip havalandırdılar
Aslında öğretmenler odasında biraz dinlenmek istiyordum ama ne yapalım, okula yeni gelmiştim ve öğrencilerimi yakından tanıyabilmek için onlara zaman ayırmalıydım.
Güney Kutbunda koşuya çok meraklı bir penguen yaşardı. Bu penguen devamlı olarak antrenman yapar, yarışmalara hazırlanırdı ve hep ön sırada yarışmayı bitirmeyi hayal ederdi, fakat ya sonuncu ya da sondan bir önceki olarak yarışı tamamlardı. En büyük başarısı ise, beş penguenin katıldığı bir yarışta üçüncü olmaktı. Bu duruma
"Sokt..mun hunteri. DPSini si..m. Özlicez lan seni," diye üzgünce konuştu Faruk. "Nerden çıktı bu iş be olm. Ne güzel tıngır mıngır gidiyoduk işte. Hem zaten 2012'ye ne kaldı. Zaten kıyamet kopcak. Takılsaydık o zamana kadar böyle yumuşak yumuşak..."
Yetenek Sizsiniz yarışması üzerinden modern topluma bir eleştiri...
Ortalık yeni yeni aydınlanıyordu. Günün ilk ışıkları camdan süzülüp odaya dolunca kalktı yatağından, önce giyindi ardından elini yüzünü yıkadı. Buzdolabından annesinin akşamdan hazırlamış olduğu sandviç paketini aldı, okul çantasına özenle yerleştirdi.