"Yaratıcılık, beynin en güzel şekilde arızalanmasıdır. Ve evet, ben bu arızaya bayılıyorum." - Salvador Dalí (kurgusal)"

Öykü

Çoktan Kaçmış Tren

Tren yolculuğu samimidir, mütevazidir. Bir kere alışınca rayların o ritmik sesi bile güzel gelir insana, bir yerde bir tren yolu görünce bile insanın ilk trene binip çok uzaklara gidesi gelir. Ama artık öyle midir?

Yakup Turşu Ölmemeli

İnanılmaz bir haber duyulmuştu. Bu gerçek olabilir miydi? Yakup Turşuyu görmüşlerdi. Hemde koskoca Gopaşa meydanında.Sonra, oradan yürümüş.Atatürk heykeline sert bir selam çakmış, sonra yoluna devam etmiş, Sarıgöl roman mahallesine girmiş, evin kapısını çalmış, kapıyı açan 4.karısına Haydi suyu kaynat, leğeni hazırla, soyun beni bekle demiş sonrada bir şişe

Bücür Zürafa

İstanbul Gülhane Parkındaki hayvanat bahçesinde zürafalar için oldukça geniş bir yer ayrılmıştı. Burada anne ve baba zürafa ile iki yavru zürafa kalıyordu. Onlar gün boyu geziyorlar, ziyaretçiler de onları seyrediyordu. Anne ve baba zürafa yıllardır burada bulundukları için durumu kabullenmişler, bu hayata alışmışlardı. Fakat yavru zürafaların canı çok

Topal Hayri

Yaşlı adamı belediye otobüsünde gören herhangi biri, genç, kadın hatta ondan daha yaşlı biri ona yerini verirdi. Bastonlu, tek ayağı, bir kolu sakat, tek gözlü ihtiyar acınacak bir durumdadır. Ayakta güçlükle durmasının sebeplerinden biridir ihtiyarlığı. Bir nedende sarhoşluğudur. Ağzından yayılan alkol kokusundan irkilseler de kanında dolaşan diğer maddeleri

Abur ve Cubur

Çok iyi iki dosttular. Kılıktan kılığa ve şekilden şekle girmek ise onların en büyük özelliği ve meziyetlerinden biri idi... Kimi zaman sarı leblebi olarak çıkarlardı insanların karşısına, kimi zaman patates cipsi, kimi zaman sütlü çikolata, bazı bazı ekmek arası kaşar ya da ikindi vakti okuldan dönen çocukların ekmek

Bizim Mahalle

Bizim mahalle işte kardeş hani aşağı mahalle diye küçümsedikleri o yerlerden birisi. Yani diğerlerinden pek bir farkı yok bilakis fazlası var. Sonuna kadar okursan eğer umarım aklın başından gitmez. Madem sayfama gelmişsin okumak için azıcık sabırlı ol, dikkatli oku sana bir
mahallenin resmini çizeceğim. Aynen Abidin

Paltomun Yakasında

Dudak büküp sırt dönmelerin olurdu dargınlığı oynarken. Sonra aynada bir çift göz belirirdi.
Unutmuşsun gibi, orada öylece bana bakardı. Karanlığa yaklaştıkça irileşiyor gözbebeklerin. Derinliğine çekiliyor, giderek ufalıyor yansımam. Tutup gazete geriyorum araya küçüldüğümü sanarak. Altta kalır mısın hiç. Elin tarağa uzanıyor, bakışların ise saçlarına doğru kayıveriyor

Keşke Söylemeseydim Kızıma! (6)

“Sen benim neşemsin, yaşama sevincimsin, sana bir şey olursa biliyorsun yaşayamam, üstelik babanda bizimle değil”. Babanda bizimle değil derken Ural’ın varlığına ve vereceği akla, yardımına o kadar ihtiyaç duymuştu ki, kendisi de şaşırdı. “Sen sadece benim değilsin, babandan bana bir emanetsin Denizim” dedi.

Başa Dön