İlk Aşk: 2
Aşk işte akıl ve mantıkta oturmuyor ve
kiracı da olmuyordu.Kalpte anca devre mülk satın
alabiliyoırdu.
"Yarın 2026'ya giriyoruz. Demek ki hala 'yeni bir yıl, yeni bir ben' diyecek kadar safız." - Mark Twain"
"Yarın 2026'ya giriyoruz. Demek ki hala 'yeni bir yıl, yeni bir ben' diyecek kadar safız." - Mark Twain"
Aşk işte akıl ve mantıkta oturmuyor ve
kiracı da olmuyordu.Kalpte anca devre mülk satın
alabiliyoırdu.
Bekçinin bağırmasıyla insanlar yangından kaçarcasına hemen uzaklaşıyordu. Semt halkının çoğunluğu bu kuralı biliyordu... İkaz edilenler büyük ihtimalle bu semtin yabancısı olmalıydı... Bunu düşünürken gevrek gevrek gülüyordu bekçibaşı Kemal.Az sonra karakoldan çıkan bir polis bekçinin yanına geldi.Polis memuru telaşlıydı...
"He anam." demiş. "Oturursun tabi… Nasılsa üzerindeki entari
senin değil benim.
Enis Batur
Küçük Sude tren istasyonun merdivenlerinden karanlık dehlize ilerlerken artık kuşları göremediği için üzüldü. Annesi her zaman acele ettiriyordu. Ve nedense her zaman gidecekleri yere geç kalıyorlardı. Oysa serçelerin hiç acelesi yoktu.
Bir zamanlar bir Yıldızcı Karınca varmış.
İstanbul'da geçen bir öykü.Bir parkta oturan iki insanın (aralarında da bir kedi) sohbeti.
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 9. bölümü...
Saat tam sekizde Bursa Nilüfer’deki E tipi cezaevinde beş aydır tutuklu bulunan Simitçi Nazmi gardiyanın gürültüyle açtığı demir kapıdan avluya çıkarak mahkûmları adliyeye götürecek araca bindi. Bu gün ilk duruşmasına çıkacaktı. Arkadaşlarından ödünç aldığı takım elbiseyi ve gömleğini giymiş bir de boynuna kravat bağlamıştı. Hayatında ilk kez kravat
Beşparmak Dağları'nda dolaştı, çevresine büyük korkular sardı. Sonunda Giritli bir zaptiye tarafından öldürüldü, Aydın'ın ünlü efelerinden birisidir.
Aşk güneşin kızıllığına soyunan deniz gibi
Usul usul sokulur gamzeleri gönlümün en güzel yerine
Kalp atışlarımın kıyısına sarılır güzelliğinle dolu dalgalar
Köprü olur zarafetin sıcacık gülümsemelerime oturtulmuş derinliklerinde
Zurnacı Metin Bursa’daki Kamberler Mahallesindeki evinden saat tam onda çıktı. On gündür hiç iş çıkmamıştı. Her yıl kış gelince böyle olurdu. Sadece kış mevsimine denk gelen seçimlerde bu durum tamamen değişirdi. Akşam kahvede Davulcu Hüseyin “Yarın işe çıkıyoruz, sipsileri akşamdan suya bırak, yumuşasınlar ” demişti.
Düşünceler, aklımdan gelip geçen cümleler içimdeki sesi susturmak istercesine kalabalık ve gürültücü. Huzur, posta adresi olmayan dinginlik, gözlerden geçip gönlü okşayan manzaralarda kendini gösterir.
İlber Ortaylı