Domates Suyu
Niye öyle ısırıyorsun, bak suyu benim suratımdan akıyor. Bir annesinin yüzüne bir elindeki domatese baktı. Az önce taze domates kokusu dolu burnu şimdi üzüntü ve biraz da korku ile sızlıyordu.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Niye öyle ısırıyorsun, bak suyu benim suratımdan akıyor. Bir annesinin yüzüne bir elindeki domatese baktı. Az önce taze domates kokusu dolu burnu şimdi üzüntü ve biraz da korku ile sızlıyordu.
İyi niyetlerle ortaya çıktığına dair inancımızı saklı9 tutmakla beraber bugün için gelinen noktada reklam sektörünün haddini ve amacını aştığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bayram değil seyran değil eniştem bana niye hediye verdiği mantığıyla yapılan kampanya ve verilen promosyonlar da bu amaca fazlasıyla hizmet etmektedir.
İşte bunun için geldim avukat bey. Bu borçtan kurtulmanın usûlen bir yolu yok mu?”
Ahşap basamaklarda yükselen gacırtılar, sıvası artık iyice dökülen evin üst kat duvarlarını yalayıp geçmiş, kapı eşiğinden sinsice odasına ulaşarak sonunda o derin, tatlı uykusundan uyandırmıştı kendisini. Küf kokan rutubetli yorganın altında kımıldamadan öylece kıvrıldı bir süre daha. Oda içerisinde şuraya buraya bıraktığı kovalara çatıdan sızarak düşen damlaların çıkardığı
Verçenik dağlarında siyah atmaca kanatlarını açarak havada yakaladığı başka bir atmacanın gözlerini çıkarıp ağzına aldı. İliryada her şey toz dumandı. Lipoendra çaresizce odanın içinde elleri bağlı olarak dönüp duruyordu. Aniden odanın camı kırıldı ve siyah atmaca yüzündeki deriyi sıyırıp Terzinin yüzüne nakşederek ağzındaki iki kılıçla ellerindeki ipi kesti.
Bazen gün içinde hani uyanıkken bağlantı koparya an an...İşte ona dair...
"Olamazsın tabi. Baksana senin bir parkan bile yok..."
O yılarda Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı olan bir gecekondu semtiydi.
Hayatımızın nasibi muvacehesince tercih edilen ve iradi olarak karar verilen bir ahşap evde oturuyorduk.
Sonra içinde yıllardır taşıdığı, daha önce yitirdiği birinin eksikliğini duyumsadı.
Herkes, her şeyi eleştirir. Dün komünistlerdi yerden yere vurulanlar, bugün paralel denilenler. Temelde eleştirilerin asıl amacı kişi ya da toplumların kendi pisliklerini kamufle etme çabasıdır. Ortada kötü olan varsa o da kirli kozmik enerjinin formatladığı insan denen karanlık genetik yapıdır. Yanlış olan, bu günahkar yapıyı organize eden aklın
Tavandaki kalaslar her günkünden daha bir eğri büğrü göründü gözüne. Üzerlerindeki çatlaklarıyla narin kibrit çöplerine benziyorlardı...
Adam yürüyordu evine doğru. Korkuyordu biraz da.