
Bundan 12 Sene Öncesi...
Mutsuz çocukluklar romancılar yaratır der büyük usta Lessing... Bu da bir gün yazmak istediğim romanın ufak bir parçası olsun istedim.
Mutsuz çocukluklar romancılar yaratır der büyük usta Lessing... Bu da bir gün yazmak istediğim romanın ufak bir parçası olsun istedim.
Oynayan çocuklar: Mehmet, Emre, Suna, Hilâl, Ömer, Defne.
(Mehmet, Emre, Hilâl sıraya ya da sandalyelere oturmuş. Mehmet ortada oturuyor ve elinde kitap var. Suna ayakta. Hepsi kitaba bakıyor.)
Ağzına kadar tıkış tıkış dolu otobüsün basamağına, kapıdakileri ezip geçercesine, güçlükle bastı Mehmet...
Kıyıdan denize vuran ışıltılar denizin üzerinde özgürce dans ediyorlardı.Arada sırada geçen kayıkların motor sesleri karanlığın o acımasız perdesini yırtıyor olsalarda tekrar o sihirli ve acımasız ortam oluşuveriyordu.
Sen hiç, bir ağacı, kar yağarken gördün mü?
Karanlık odasında oturmuş, kulaklıklarını kulaklarının içine yırtarcasına sokmuş, mp3 çaların sesini sona dayamıştı. Artık dış dünyanın hiçbir sesi duyulmuyordu...
Akın, ünlü bir arkeolog ve Atlantis uzmanıdır. Yıllardır kayıp şehri bulmak için çalışmaktadır. Sonunda, Atlantik Okyanusu'nda bir yerde Atlantis'in kalıntılarını tespit ettiğini iddia eden bir ipucu bulur. Kızı Asena da ona eşlik etmek için okulunu bırakır.
Birlikte bir denizaltına binip okyanusun derinliklerine inerler. Karşılarında devasa bir
Aklımdan geçiyordu. Düşünmeden yapamıyordum o küçük kızı.. Birden ansızın büyüyüverdi..
Alkol ve etkileri üzerine bir mizah denemesi.
Sonbahar rüzgârları başladığında annesinin sıcak nefesini hissetmek, ona sokulmak mutlu ederdi genç kızı, içi ürpererek daha bir sokulurdu annesine.