"“Yazmak, dünyayı değiştirmek için değil, değiştiğini sanmak için yapılan en eğlenceli aldatmacadır.” – Umberto Eco"

Öykü > Toplumcu

karamsar

Aynalı Rüya

İşsiz bir gencin küçücük odasında çaresizce beklerken, anılarını anımsar. Küçükken Fırat'ın öbür yüzünü ölümüne merak etmiştir.
Bir gün dayısıyla gider, ama cebinde de bir aynası vardır. Günah olduğu için kırıp atmak ister. Dayısı başka köyde bir inak alıp ona teslim eder.dönüşte uyur ilginç bir rüya görür.

karışık

Kamil - Dede

Kezban Nine, gözüne Kamil Dede’nin koltuğunun altında ilişen şeyin ne olduğunu merak etmiş etmesine ama uzun zaman önce bıraktığı gibi ne Kamil Dede’nin kolunun altındakini ne de niçin onu aldığını sormuş.

üzgün

Kiralık Hayat

Hayatının ne kadarı kendisine aitti ve ne kadarını kiralıyordu? Neleri feda etmişti bugünler için ve ne kazanmıştı verdikleriyle?

nötr

Şeytandan Medet Umuyoruz

Ayvalık’ın Sarımsaklı beldesinde “Şeytan Sofrası” diye bir yer var. Burası, bölgenin en yüksek ve çevreye en hâkim tepesi. O tepeye çıktığınızda irili ufaklı onlarca ada, Ayvalık’ın yanı sıra Balıkesir,

üzgün

Umut

Adam elindeki gazeteyi bırakıp giderken,gözünde Doğu Türkistanlı adamın yüzü canlandı,sanki kendisiyle konuşur gibiydi;
-Sağol gardaş,sağol...sağol...
İçinin burkulduğunu hissetti.

olumsuz

Sedat Bey'in Acısı

Sedat Bey’ in acısı artık “çok” olmuştu. Kelimeler, acı süslü, acıya hasret meraklı ruhların içerisinde kendilerine yer almışlardı bile.

üzgün

Aksilikler Zinciri

Hayat beklentilerin aksine çok değişik varyasyonlarla çıkar karşımıza ve hiç ummadıklarımız getirir,hiç beklemediklerimizi alır....

üzgün

Yüreği Tabuta Sarılı Mualla Hanım...

Her zamanki yerinde... mahalle meydanına bakan odasında, demirden korkulukları pas tutmuş, çerçevelerinin boyaları dökülmüş penceresinin önünde ahşap sandalyesinin üzerinde, üstünde gri battaniyesiyle uyuyakalmıştı....

heyecanlı

Bir Damla Sevinç

Gözden kaybolan yaşlı kadındaki bir damla sevinç; yürümek, güneşte ısınmak, insanlarla konuşmak, geçmişin güncellenmiş kaydını orada-burada dile getirmek, gökyüzüne bakmak, az önce olduğu gibi azıcık dinlenmek gibi bir şeydi. Bir damla su gibi. Salt var o

olumsuz

Cimri

Durdu; soluğu kesilecek gibiydi. Çevresine bakındı, yürüyüşe çıkanlar yavaş yavaş azalmış, tek tük işlerinden geç geldikleri belli bir iki kişi birbirlerinden habersiz, aynı amaçla tempolu yürüyorlar. “Bunların dertleri var mıdır?

nostaljik

Sırtı Yere Gelmeyen Pehlivan

İhtiyarın nefesi yavaşladı, yüzünü yorgun bir tebessüm kaplarken, bulutsu gözlerinden birkaç damla yaş hastane nevresiminin üzerine döküldü.
Koğuşta bulunan her kes sukutun limanının da demir atmış, ihtiyarla düğün harmanlarına gitmişti.
Doktor Hayd

olumsuz

Yağ desen yağ değil

Kısa yoldan köşe dönmenin hayaliyle yaptığı işlerin sayısı çoktu. Yapmadıkları ne kalmıştı ki? İki kardeş her şeyi denemiş ama düşledikleri zenginliğe ulaşamamışlardı. Yaptıkları işten dürüstlük ve doğruluktan eser olmadığının farkındaydılar. Başkalarına

Başa Dön