Öykü > Toplumcu
Kamil - Dede
Kezban Nine, gözüne Kamil Dede’nin koltuğunun altında ilişen şeyin ne olduğunu merak etmiş etmesine ama uzun zaman önce bıraktığı gibi ne Kamil Dede’nin kolunun altındakini ne de niçin onu aldığını sormuş.
Yağmur Kaçağı\*
İletişim çağında üstümüze üstümüze gelen mesaj bombardımanlarını irdeleyen üniversiteli bir gencin kısa öyküsü.
Cekedin İçinde Kırılan Gurur
Şu sıralar duyduğunuz salâ ise önceki gün öldürülen Terzi Rıza Abbasoğlu için. Bugün okunan ikinci vefât salâsı.
Şeytandan Medet Umuyoruz
Ayvalık’ın Sarımsaklı beldesinde “Şeytan Sofrası” diye bir yer var. Burası, bölgenin en yüksek ve çevreye en hâkim tepesi. O tepeye çıktığınızda irili ufaklı onlarca ada, Ayvalık’ın yanı sıra Balıkesir,
Umut
Adam elindeki gazeteyi bırakıp giderken,gözünde Doğu Türkistanlı adamın yüzü canlandı,sanki kendisiyle konuşur gibiydi;
-Sağol gardaş,sağol...sağol...
İçinin burkulduğunu hissetti.
Sedat Bey'in Acısı
Sedat Bey’ in acısı artık “çok” olmuştu. Kelimeler, acı süslü, acıya hasret meraklı ruhların içerisinde kendilerine yer almışlardı bile.
Aksilikler Zinciri
Hayat beklentilerin aksine çok değişik varyasyonlarla çıkar karşımıza ve hiç ummadıklarımız getirir,hiç beklemediklerimizi alır....
Yüreği Tabuta Sarılı Mualla Hanım...
Her zamanki yerinde... mahalle meydanına bakan odasında, demirden korkulukları pas tutmuş, çerçevelerinin boyaları dökülmüş penceresinin önünde ahşap sandalyesinin üzerinde, üstünde gri battaniyesiyle uyuyakalmıştı....
Bir Damla Sevinç
Gözden kaybolan yaşlı kadındaki bir damla sevinç; yürümek, güneşte ısınmak, insanlarla konuşmak, geçmişin güncellenmiş kaydını orada-burada dile getirmek, gökyüzüne bakmak, az önce olduğu gibi azıcık dinlenmek gibi bir şeydi. Bir damla su gibi. Salt var o
Cimri
Durdu; soluğu kesilecek gibiydi. Çevresine bakındı, yürüyüşe çıkanlar yavaş yavaş azalmış, tek tük işlerinden geç geldikleri belli bir iki kişi birbirlerinden habersiz, aynı amaçla tempolu yürüyorlar. “Bunların dertleri var mıdır?
Sırtı Yere Gelmeyen Pehlivan
İhtiyarın nefesi yavaşladı, yüzünü yorgun bir tebessüm kaplarken, bulutsu gözlerinden birkaç damla yaş hastane nevresiminin üzerine döküldü.
Koğuşta bulunan her kes sukutun limanının da demir atmış, ihtiyarla düğün harmanlarına gitmişti.
Doktor Hayd
Yağ desen yağ değil
Kısa yoldan köşe dönmenin hayaliyle yaptığı işlerin sayısı çoktu. Yapmadıkları ne kalmıştı ki? İki kardeş her şeyi denemiş ama düşledikleri zenginliğe ulaşamamışlardı. Yaptıkları işten dürüstlük ve doğruluktan eser olmadığının farkındaydılar. Başkalarına
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20