"Yarın ilk iş, yarını ertelemenin yollarını arayacağım." - Samuel Beckett"

Öykü > Toplumcu

karamsar

Ablak Yüzlü

Bir banka oturdu.Denize baktı.Harika,enfes,müthiş duygularını ifade edecek kelime bulamadı.Her şeyi unutmuştu.Karşı kıyıda denizin güzelliğini seyretmeye gelmiş,tekrar geri dönmemeye kararlı gibi dimdik ,kendi güzelliklerinin farkındalığını göz ardı etmeden gururla yükselen dağlar vardı.Deniz ,balık pulu gibi yayılan küçük çok küçük kıpırtılarla grinin tonlarını sergiliyordu.Çok az mavinin de etkisi görülüyordu denizin

nötr

Hurda

Sitenin, doğruca sahile inen dar yolun girişindeki kapısından içeri salmadıkları Kazım, güvenlikçilerin kulübesinin hemen yanındaki akasyanın, sitenin duvarından dışarı taşan gölgesine çekti üç tekeri...

olumlu

Salıncakta Sallanan Üç Çocuk

Salıncakta sallanırdı üç çocuk,tahtadan ve ipten bir salıncakta;o kadar keyifle sallanırlardı ki hiç korkmazcasına.O salınımların arasında yıllara yayılan bir rüzgarları vardı,önce tenlerini sonra yüreklerini okşayan.Ürkmezlerdi son hızla gökyüzüne yükselirken çünkü inançlıydılar.Aslanlardan korkmadan gezmişlikleri vardı yeşil ormanların ortasında.Hiç kaybetmediler özgürlüklerini,aldıkları o güzel nefesi düşüncelerinde yoğuracak kadar mahir,denizleri yürüyerek geçebilecek

üzgün

Sercan

İşte, çarklar dönmeye devam ediyor.
Metal ve beton cehenneminde filizler kırılıyor.

üzgün

Töreydi

Böyle dağılıyordu bir aile...Bir akşam çektiği eziyetlere,yediği dayaklara dayanamayarak baba ocağına sığınıyordu ve insan olduğunu unutmamak için geri dönmek istemiyordu.Yer sofrasında yedikleri akşam yemeğinden sonra mutfakta annesiyle konuştu.Anne daha öncelerden bilmekteydi bu hikayeyi ve o korkuyla gitme diyerek destek çıkamamıştı kızına.Annesinde aradığı cesareti bulamasa da dönmeyecekti.Oturma odasına geçti

karamsar

Cumhuriyet Kıraathanesi

Artık hiç kimse elini taşın altına sokmuyor.
Yakın bir zamana kadar mahallenin yarısı seferber olmuştu, ama hızla çözülüp gitti onlar da. Haksızlık etmeyelim, hala direnenler var. Oysa ne sayıları, ne de güçleri yetecek gibi.

karışık

Hayat Tıkların Toplamı

"Yokladı hafıza sandığını. Başladı çıkarmaya tozlanan anıları. Anlattıkça neşelendi. Bir anlattı bir neşelendi. Neşesinin doruğunda artık güvenle ayrılabilirdim ondan. Teşekkür etti bana. Yalnızlığına ortak olmuşum.
Asıl ben teşekkür ederim sana.
Çünkü fark ettim ki: Hiç düşünmemişim bir gün bir sandık dolusu tozlanan anım olacağını,

olumsuz

Saygın Katiller

Ölüm bu topraklarda yaşayan kadınların ikiz kardeşi gibiydi.Sanırım uzun yıllarda böyle kalacak gibi gözüküyor.Çünkü saygın katillerin! Yaptıklarının bedelini ödetecek alt yapı oluşturulamadı.Son teknolojiyi kullananların beyninde insanlığın nüvelerini oluşturamadığımız için de kadının insan olduğunu öğretemiyoruz.

umutlu

Gölde Eriyen Hüzün

"Bir keman eklendi piyano sesine. Sakinleşiyor bedenim. Keman seriyor ruhumu kitapların üstüne. Bu kez genç bir kız karşılıyor. Bir tutam mücadele bir tutam umut ve isyan çalmış kitaplardan. Kemanla piyano yetişiyor genç kızın hızlı çarpan kalbine. Tutuyorum kızın ellerinden yürüyoruz sert ve kararlı adımlarla, bir adam kesiyor yolumuzu,

karışık

Bir Demet Kasımpatı

Zorlamayla oluşturulan günler gerçek amaca hizmet etmez.
Toplumun ihtiyacından ve sevgisinden yola çıkmayan yapay gündemler ,eğreti elbise gibi sırıtır.Bu öykü bizi sahtekarlığa sevk eden zoraki kutladığımız bu günlerin getirdiği sıkıntıları belirten bir kurgulamadır.

karışık

Kırık Camlar

Bazı anlar ,hiç beklemediğiniz bir zamanda ,beklemediğiniz bir olay, alır sizi, yıllar önceki yaşanmışlıklara götürür.

Gök Kubbenin Altındaki Gerçekler

Biliyor musunuz yıllar önce bu adaya geldiğimde onların yönetiminde hiçbir şeyden habersizdim. Adanın ileri gelenlerini bu yönetim, hapislerde çürüttü. Bizlerin okumaması ve aydınlanmaması için ellerinden geleni yaptılar. Televizyonu bile getirmek istemediler, ama halk başkaldırınca bir kanal kurmak zorunda kaldılar. Onu da kendi propagandalarına alet ederek halkı uyuttular.”

olumsuz

Gel Abi...

Gel Rüstem abi...Gel de gör şu perişan halimizi.Sefil varoşların halini bir gör. Gör de önce kendinden sonra insanlığından, geçmişinden, geleceğinden utan abi. Evlerden feryatlar çığlıklar yükseliyor abi. Yarı aç, yarı tok yaşayanlar bir yana, tıka basa yiyenler, beslenenler, kırmızı yanaklılar bir yana abi. Geçim derdinden çıldıranlar, fazla kazanmaktan

nötr

Mavi Kurt

Zaten bu insanlar da, atalarını arada akıllarına getirirler belki ama uzun uzadıya kafa yormaz, geçmişin bir sis bulutundan öte bir şey olmadığına inanırlardı. Gelecek, kaygı barındırmayan bir kopyaydı. Sadece bir önceki güne ait bir kopya, daha öncesine değil işte. Böyle olunca da, geçmişle gelecek, daraşmalık aralıklarda bir taraftan

üzgün

Temmuza Kadar Eylül

Kısa boylu siyah saçlı çocuğun, küçük hanımın ve Eylül'ün Anadolu'ya dönüşen öyküsüyle olayı biraz kalbinizde yaşayacaksınız.

Başa Dön