Temmuza Kadar Eylül
Kısa boylu siyah saçlı çocuğun, küçük hanımın ve Eylül'ün Anadolu'ya dönüşen öyküsüyle olayı biraz kalbinizde yaşayacaksınız.
"Yazarlık, yediğiniz yemeğin kalitesinin, okuyucunun midesinde neden gaz yaptığını anlamaya çalışmaktır." - Mark Twain"
"Yazarlık, yediğiniz yemeğin kalitesinin, okuyucunun midesinde neden gaz yaptığını anlamaya çalışmaktır." - Mark Twain"
Kısa boylu siyah saçlı çocuğun, küçük hanımın ve Eylül'ün Anadolu'ya dönüşen öyküsüyle olayı biraz kalbinizde yaşayacaksınız.
Kutsal kitaplardaki metinlerin satır aralarında belirtilmiştir. Tanrı bazı güçlerini ister istemez peygamberleri ile paylaşmıştır. Onlar yeryüzünde ki temsilcilerdir. O gücünü bu aracılar vasıtası ile diğer insanlara gösterecektir. Bir elin parmaklarını geçmeyen peygamberlerin sayısının azlığından olacak ki bazı güçlerini de mürşidi kamillere dağıtmaktan çekinmemiştir. Bunlar dinimizde Allah dostu olarak
Biliyor musunuz yıllar önce bu adaya geldiğimde onların yönetiminde hiçbir şeyden habersizdim. Adanın ileri gelenlerini bu yönetim, hapislerde çürüttü. Bizlerin okumaması ve aydınlanmaması için ellerinden geleni yaptılar. Televizyonu bile getirmek istemediler, ama halk başkaldırınca bir kanal kurmak zorunda kaldılar. Onu da kendi propagandalarına alet ederek halkı uyuttular.”
Bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan :
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK....
Fabrikanın paydos sireni çınladı kulağında. Önce bir sessizlik sardı makineleri
sonra emeğinden arta kalan yorgunluğu yüklendi sırtına Fatma. Otobüs durağını
adımladı ağır ağır... Akşam, sırasını gecenin yalnızlığına bırakırken, gece vardiyası
doldurdu durağı.
…ak yüzlü ,ak elli teyzelerimiz onlarda gitti biten bir plak gibi kesildi sesleri,gülüşleri kesildi… gitti teyzelerimiz düşüp amcalarımızın ardına ,tutup çocukluğumuzu ellerinden…onlarda gitti…
Elif’i yanıma çağırdım kızım Sali ’yi sen yaşatacaksın varlığına alıştığın gibi onun yokluğun ’ada alışacaksın sanki bunları bana birisi söyletiyordu.
O görmese de iki hırsız onu çoktan görmüştü. Bıçağı çeken bir hırsızın ihtiyarın üzerine yürümesiyle, zavallı ihtiyar şok geçirmişti. Yalvaran bir sesle, ağlayan yüz ifadesiyle 'Aslan evladım ben namaza yetişeceğim, siz işinize bakın. Allah işlerinizi artırsın, size kolay gelsin' demesi bile boşuna bir çaba olmuştu. Korkunç gözleriyle haplanmış
Kuraklık o yıl, New Jersey’in yemyeşil çayırlarını kahverengine çevirmiş ve tüm New Jerseylilerin gurur kaynağı yüzyıllık dev ağaçların yapraklarının zamanından önce dökülmesine neden olmuştu.
Bazen öldürür anneler evlatlarını ama önce kendileri ölür. Ve dirilmezler oğulları dirilmeden...
Kürekçiler hasatsız denizi
köpürttüler kürekleriyle,
tez yürüyüşlü gemi gün batarken
ulaştı Sirenlerin adasına,
yüreğim kopacak gibiydi,
Bana deli derler. Hikâyelerini burada kesip biçtiğime inanmadıklarından… Oysa ruhsuzdurlar, ruhları, bedenlerinin kemikleri şu gönyenin ucunda bekler, haberleri yok. Olmaması da muhtemeldir. Bilenler var ama var hocam var… Siz de bilecekmiş gibi yapın, ötesi önemli değil. Kurmaca aklınızda yeni isimler bulun. Buldunuz da. Farkındayım. İnsan denilen şu yaratıklar,
Sızı düştü yüreğine her zamankinden daha acı, her zamankinden daha çaresiz...
Özel bir gayret olmamakla birlikte bir de bakıyorum ki kadınları yazmışım.
Cahillikten inleyen yüreğe, fetvası dünden okunmuş küçük bir sesleniştir gece.
...
Kalemde kuruyan pınardan çağlarken hasret, mürekkepsiz medeniyet kalır elimde.
\_\_ Ağlamıyorum ki...