• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
521
|
|
|
|
Kar yağıyordu o gece. İki küçük kalbin içinde paylaşılan ,soğuktan korkmayan ,ama titrek bir alev.
|
|
522
|
|
|
|
Geçen her saniyede binlerce hatırası gözlerinin önünden geçerken, binlerce düşüncede bir savaş meydanında tozu dumana katıp savaşmaktaydılar. Bu savaş iyi ve kötünün savaşı değildi, iyilerle iyiler savaşmak zorundalardı ve birbirlerini incitmeden üstünlük sağlamak için kılıçlarını çekmişler kesmeyen taraflarını birbirlerine vuruyorlardı, okçular oklarıyla değil yaylarıyla vuruyordu birbirlerine. |
|
523
|
|
|
|
Ama yinede, aslında gitmek istemedin biliyorum serseri. |
|
524
|
|
|
|
Bir ülkeye savaş ilân eder gibi, bütün hesaplarımı gözden geçirmiş, cephaneliğimi kontrol etmiş, bütün hazırlıklarımı tamamlamıştım. Birkaç defa yutkunup boğazımı çalıştırdım. Gereksiz biçimde öksürdüm. Derin bir nefes alıp verdim, ancak tam en iyisini seçtiğime karar verdiğim o büyülü sözleri söyleyecekken nedense son anda karar değiştirdim ve ağzımdan şu çok derin anlamlı ve çok lüzumlu soru döküldü!: “Burada İş Bankası şubesi var mı?!”... Otobüsteydik!.. |
|
525
|
|
|
|
Gittiği her yerden güneş toplardı gözlerim senin için… Ve sen avuçlarımdan hayatı içtiğini söylerdin. Her gün bayram coşkusuyla öperdin, öperdin düşlerimden. Oysa ne çok olmuştu gözlerimden denizi görmeyeli… Dudaklarımdan tuzunu tatmayalı ne çok olmuştu… |
|
526
|
|
|
|
Gunes piril piril, var gucuyle yakiyor disariyi. Bembeyaz kumsala cikan salonun kapilari ardina kadar acik.Incecik perdeler, ilik sakin bir ruzgarla kah iceriye kah disariya saliniyor, misk kokularini tasiyorlar iceriye, belli belirsiz duyumsuyorum.. |
|
527
|
|
|
|
Bana bakmak ne kadar acı bir bilsen. Kirli sokaklardan hikayelerin ağarmasını beklemeden şiirsel ağıtların küf koktuğunu, koridorlarda çürüyen cesetimin hiç mi hiç gülmediğini bir bilsen |
|
528
|
|
|
|
Ve safça en basit haliyle AŞK! |
|
529
|
|
|
|
Hülya, arkadaşının sözünü tuttu. Bir daha Ahmet ile görüşmedi ama, onu her zaman ilk gün ki gibi sevdi. İstem dışı oluşturduğu ortam, onu sevdiği, unutamadığı ama kendisinden sadece yararlanmak için yaklaşan Ahmet’i aklına getirdi. |
|
530
|
|
|
|
İlk defa, hayatımda ilk defa birini, hiç gereği yokken, üstelik sebepsiz yere zihnimde canlı tutmaya çalışıyordum. Tebessümü bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendi kendime bu kadar düsünmeğe değer biri olmadığına dair telkinlerde bulunuyordum lakin buna kendimi dahi inandıramıyordum. |
|
531
|
|
|
|
Sana seslenmeye çalıştım. Gözlerimden süzülen bir damla olmanı istedim... uzandığımda yas ağıtlarının uğultusu hala kulaklarımdaydı, sevgilim. |
|
532
|
|
|
|
Tanık olduğum en naif aşk sanırım onların ki.En çıkarsız, yalansız-dolansız, ihanetsiz( en azından şimdilik öyle), şiddet içermeyen, incinmelerin ve kalpte cam kırıklarının olmadığı bir aşk. |
|
533
|
|
|
|
memesini oğlu doğduktan sonra hiç kimseye el sürdürtmemişti. Sadece Bay (K) isterse dokunabilirdi. Neden, sadece Bay (K) dokunabilir? Sorusuna çünkü o bir savaş kahramanı ve atları isterse yaratır! Demişti. Hepimiz şaşırmıştık! Zaten kocası da ona Amazonum diye hitap ederdi. Sanıyorum kocası atları çok sevdiği için Nez’i Amazon diye çağırırdı. Mitlerin ve gerçekte birlikte oldukları Amazon kadınların dünyasına dalmışken annesinin sesiyle tekrar irkildi. |
|
534
|
|
|
|
3. şahsın ağzından anlatılan seri öykümün ilki... |
|
535
|
|
|
|
bazı gerçekler vardır saklanması lazımdır, bazı değerler vardır kaybetmeyi göze alamayacağınız... hayatda hiç birşey gözüktüğü gibi değildir, önemli olan gizemin arkasındaki gerçekleri göre bilmektir... |
|
536
|
|
|
|
…..Deli de it de köpek de
Ellerin dar ağacı olsun bana
Lime lime et
Hatta yakabilirsinde beni…..
|
|
537
|
|
|
|
Olmamışlara, olmayacaklara - II |
|
538
|
|
|
|
yalnızlık... büyük bir aşkın ardından gelen acı... |
|
539
|
|
|
|
Yaşadığı toplumun sancılarını hisseden, yüzyılların değiştirilememiş kaderini, çaresizce çareler arayarak yaşayan bir yürekte, yeni filizlenen bir aşkın hikâyesi bu... |
|
540
|
|