• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
81
|
|
|
|
Psikiyatristimin verdiği ödev
üzerine yazılmış olan kısa bir "aşk" öyküsü.. |
|
82
|
|
|
|
Yaşanan ama anlatılamayan, anlatmaya değer insan bulunamayan ve en sonunda dünyaya haykırılan sevdalar... Küçük ve yalan gibidirler, tanımayanlara sevdayı, özlemi, vazgeçilemeyeni.
Sen tanır mısın ki vaz |
|
83
|
|
|
|
Sen iki adım önden yürürken fay hattımdan geçiyor, artçı sarsıntılar başlatıyordun kalbimde. |
|
84
|
|
|
|
Feleğe kahredip gurbete göçen,
Yurdunu sıladan saymaz güzelim.
Hasretin tasından hüzünler içen,
Mermerden mezarda aymaz güzelim.
|
|
85
|
|
|
|
Unutulmuş şarkılarımın bestekarı
Okunmayan romanlarımın baş kahramanı
İzlenmeyen filmlerimin başrol oyuncusu
Sevilmeyen şiirlerimin şairi
Verilip de tutulmayan sözlerimin şahidi
Kalbimin tek sahibi olur musun?
Benimle / Benim olur musun? |
|
86
|
|
|
|
Bak Aşk bir duygu yoğunluğudur, mutluluğu, huzuru arayan insan farkında olmadan yüreğinde farklı şeyler hisseder, karşı tarafta bunu hissettiğinde her iki tarafta mutlu olurlar, bunun adı aşktır. Ama bu insanlar birbirlerinden bir şeyler beklerlerse, bu g |
|
87
|
|
|
|
Ona verebileceğim tek şey sevgimdi. Maddi bir şeyler de vermek isterdim, ama olmadı. Birlikte bir tatile bile gidememiştik. Onu kaybettiğim sene emekli olmuştum. İkramiyeyi alıp bankaya yatırdım. Şöyle güzel bir tatil yapabilirdik artık. Ben hemen gidelim istedim, Münevver yazı beklememizin daha uygun olacağı görüşündeydi. Onun dediği oldu. Ama bir yandan da tatil planları yapmaya başlamıştık. Turlar ve tatil yerlerini araştırıyorduk. Bu araştırmaları yaparken ikimiz de çok heyecanlıydık. Sanki gerçekmiş gibiydi… Görmek istediğimiz üç yer belirledik. Karadeniz, Kapadokya ve Kıbrıs. Ben üçüne de gitmeyi teklif edince Münevver “Batakcılık yok! Böyle yaparsak paramızı kısa sürede tüketiriz. Zamanın ne getireceği belli olmaz. Daha bu işin yaşlılığı var, hastalığı var ve o günlerde de para her zamankinden daha fazla gerekli.” Diyerek beni susturmuştu. Kısacası o kötü kazayı yaşamasaydık biz Münevver’le şu anda tatildeydik… |
|
88
|
|
|
|
Ardına kadar açık olan kapının eşiğinde kalakaldılar. Ne Ayşe bir adım yanaşabiliyordu ne de Ali. İçeriden yabancı bir koku geliyordu. Ali’nin burnunu sızlatan, Ayşe’nin midesini bulandıran yabancı bir koku... |
|
89
|
|
|
|
http://gundem.milliyet.com.tr/ayni-kiza-asik-olan-iki-genc-birlikte-intihar-etti/gundem/gundemdetay/26.11.2011/1467811/default.htm
Evet, gazetelerde çıkan haberin daha doğrusu aşkın linki bu... Bundan daha iyi aşk öyküsü olmaz...
|
|
90
|
|
|
|
Gözlerden uzak bir bankta oturmuştuk Elleri avuçlarımın içinde alev alev yanıyordu. Yaşadığımız aşkın dünyanın en büyük aşkı olacağını fısıldaşıyorduk kulaklarımıza. Doğa tümüyle |
|
91
|
|
|
|
ya da siz gittiğini sanırsınız.. |
|
92
|
|
|
|
“Aşkım, bu gece en sevdiğin şampanyayı aldım. Geçen akşamdan daha hoş bir fantezi yaşayacağız. Bu gece hazır mısın?” |
|
93
|
|
|
|
Rüzgarlar menekşeden, ayrık otuna doğru eserse menekşenin kokusunu getirirmiş. Bu kokuyu derin derin içine çekermiş ayrık otu , yüreğinin yangınını söndürmek için. Eğer ayrık otundan menekşeye doğru eserse bu seferde rüzgarla sevda mektupları, aşk şiirler |
|
94
|
|
|
|
Güz gülleri adlı şarkıyı Muazzez Ersoy’un nefis sesinden dinlerken, gönlüm geçmişimin derinlerine doğru daldı gitti. Ben de güz gülleri gibi belki de baharı hiç görmemiştim. |
|
95
|
|
|
|
Bir akşam üstü hikayesi... |
|
96
|
|
|
|
Bu şehir ki rüyalarının şehri, ömrünü geçirmek istediği, en büyük aşkının, en büyük acısının yaşandığı, umut insanlarının şehri... Bu şehir ki tüm aşklara yataklık eden suç ortağı, yalnızlığını saklayan orman, umudunu besleyen yağmur, ilk sevdasını koynunda besleyen yılan ve umutsuzların katili... |
|
97
|
|
|
|
Fatma öğretmen tekrar köye dönmedi, Rüstem askerlik görevini yaptı, yüreğine sakladığı sevgisini hiç kimseye söylemeden yaşamına kaldığı yerden devam etti. |
|
98
|
|
|
|
Onunla yine buluşacaktık. Sımsıcak ellerini avuçlarımın arasına alıp onu ne kadar sevdiğimi, onunla bir yuva kurmak için nasıl sabırsızlandığımı anlatacaktım. Biliyorum o |
|
99
|
|
|
|
Karakterler tamamen gerçek hayatın ürünüdür. Olaylar tamamen hayal gücünüzün kurgusudur. |
|
100
|
|
|
|
Seninle her gün gelirdik, bu sahile.
Çamların altında oturur, kıyıyı okşayan dalgaların ritmik türkülerini dinlerdik.......... |
|