Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Arabama bindim, derin nefes aldim, radyoyu karistirdim, son sese aldim ama istedigim sarki gelmiyordu... USB moduna aldim...77. sarki Jeff Buckley - Forget Her actim hemen... Eh yani tabi... Boyle klas abiler dinlemem zaten gerekir ve her turlu duygu inis cikislarina hazirlikli olmaliydim. Yine de bu gibi seylere, olume, ozellikle onun olumune hazir degildim... Uc - dort adim sonrasini gorebilen, planlayabilen, bazi seylerin nasil ilerleyebilecegini on gorebilen ben, bir onun gidisini, bir de onun burada, benim dunyamda olmamasini hesaplayamamistim. Oyle ki beraberligimizde gitmez benden demistim, gitmisti... Ben sevdiklerimden daha erken olup giderim diye dusunurken o benden daha once olmustu. Icim aciyordu. Eve vardim ve kapiyi caldim. Sevgili esim acti. Birbirimize soyle bir baktik. Hayir oyle bir bakistik ki sanki eski sevgilimin cenazesinin olacagini duymus, bu yuzden benim cenazeye gidecegim icin onu sevmedigim kanisina varmis ve beni ihanetle suclamisti. Uc - dort saniye sonra "hosgeldin askim" demesi beni biraz rahatlatmisti. Uzun yazmayacagim... Zor gecti o gece. Esim sarildi. Hissedemedim. Gozlerimi kapattim, eski sevgilimin genc halini, yasadigimiz guzel anlari hatirladim. Bitmesi aklima geldi, uzuldum. Uyandim ve o gun ise gider gibi hazirlanip ciktim. Is yeri yerine direkt cenazeye gittim. Ortak arkadasimiz Sena'yi gordum. Birbirimizi gordugumuz gibi asalakca gulup sarildik. Sanki Sena'ya sarilmak ona sarilmak gibiydi. En iyi arkadasiydi cunku. Bir parcasi, isiltisi hala Sena'da kalmis gibiydi... "Hic unutmadi biliyor musun seni" dedi. "Ne diyorsun sen Sena?" gibilerinden tribe girmedim. Bekliyordum cunku boyle bir sey... Kadinlar boyledir. Ozelliklle o... Sever, soylemez. Hata yapar, kabullenmez. Ister ama istemez. Hep bir tezatlik, hep bir mantiksizlik katar isin icine. "Bilmiyordum Sena, hic konusamadik ki" dedim. "Hatta neyse iyi oldu seni gordugum konusuruz bir ara" deyip uzaklastim yanindan... Orada duruyordu tabutu. Hiristiyanlarin cenazesinde oldugu gibi bir kez daha goremeyecektim onun o tatli yuzunu. Aslinda imamla gorusup ya bir kere goreyim sonra zaten kara topraga gomersin diye bir konusma yapsam mi diye dusundum ama ailesi yanlis anlar diye bu kararimdan vazgectim. Cenaze namazi kilindi, Sabrettim. Tabutu mezarliga dogru tasindi, bakmamaya calistim. Mezarliga vardigimizda kurek topragi arkaya arkaya kazdi. Imam okudu Arapca bir seyler. Oyle bir mutsuzluktu ki hissettigim... Imam arapca bir seyler okurken, toprak kaziniyor, gokyuzunde bulutlar hizli hizli hareket ediyor, Tanri sessizligini koruyor, sevgim, nefesim ve mutlulugum her saniye yok oluyordu. Mezari bitmisti... Zaman gecti. 100 kisi olmustu... 50... Daha sonra 20... Biraz daha gectiginde 10... En son 4... Onlar da gidince sadece ben... Konusulacak, isyan edilecek, belki hakli olunacak o kadar cok sey vardi ki... Ama o duysa bile yine cevap vermeyecekti. Bu sefer gercekten gormeyecek, duyamayacakti...Uzucu vedasina final yapmisti, bense yine paramparca.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |