..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > İş Dünyası ve Aile Yaşamı > Yûşa Irmak




12 Nisan 2021
Küçük Kızlarımızı Biz Öldürüyoruz  
Yûşa Irmak
On bir katlı, her katında 4 dairenin olduğu A ve B ismiyle iki bloklu, toplam 88 çekirdek ailenin yaşam sürdüğü sitemizin otoparkı dahil, her tarafında küçük ceylan yavruları gibi seken, yeni icat ettikleri oyunları oynayan küçük kızların neşesi tüm dünyayı aydınlatacak, gökyüzüne attıkları kahkahaları buz tutmuş yürekleri elbet bir gün ısıtacaktır…


:IAB:
On bir katlı, her katında 4 dairenin olduğu A ve B ismiyle iki bloklu, toplam 88 çekirdek ailenin yaşam sürdüğü sitemizin otoparkı dahil, her tarafında küçük ceylan yavruları gibi seken, yeni icat ettikleri oyunları oynayan küçük kızların neşesi tüm dünyayı aydınlatacak, gökyüzüne attıkları kahkahaları buz tutmuş yürekleri elbet bir gün ısıtacaktır…

Kiminin saçları örgülü, kiminin tokalı, kiminin rengarenk tokalarla koşuşturduğu parkın içinde; pembe, beyaz, kırmızı, sarı elbiseler içinde karanlığa gömülen, gitgide anlamını yitiren bu kocamış dünyanın ayakta kalma hevesi oluveriyorlar… İp atlarken öylesine yükseğe sıçrıyorlar ki sanki gökte asılı duran güneşi yere indirecekler… İndirdikleri güneşle birazdan yakar top oynayacaklar… Minik ellerinde sıkıca tuttukları ipi büyük bir gayretle çevirip duruyorlar. Adeta hayatı döndürüyorlar başlarının üzerinden… Her zıplamaları bir umut, bir heves, her sıçrayışları bir hayal, bir bayram, her gülüşleri yıldızları kıskandırır cinsten…

Onlar saydıkça dünya kımıldıyor. Onlar saydıkça ay parlaklığını artırıp yüzünü net bir şekilde gösteriyor. Salıncaklara biniyor küçük kızlar. O kadar yükseğe çıkıyor ki salıncak bulutlara değiyor ayaklarının ucu. O kadar sallanıyorlar ki bulutlara değiyor işte. Beyaz bulutlar kurdele olup, fiyonk şeklinde yapışıveriyor siyah, sarı, saçlarına. Sallanan küçük kızlar bulutlu saçlarıyla iniyorlar yeniden yeryüzüne. Bir masala yükselip yine yeryüzüne iniveriyorlar. Bazı çocuklar masaldan inmiyor hiç…

Yüzleri bir gülümsüyor, bir asılıyor sanki salıncakta gökyüzüne çıkıp yeryüzüne inerken… Penceremden heyecanla izliyorum onları… Gökyüzünden, içimi hoplatan bir masaldan, yeryüzüne inen küçük kız çocuklarını seyrediyorum. El sallıyorum her gidişlerinde. Tokalar, kırmızı, beyaz, siyah ayakkabılar, güneş, yıldızlar, masallar, bulutlar, ip, sek sek, salıncaklar, kahkaha bu deni dünyada en çok kız çocuklarına yakışıyor… Öyle korunmasız, öyle kırılgan, öylesine nazdar, kibar, nazik ve öyle de gözleri yaşlı ki…

Elim pencereden değse düşüverecekler… Şimdi bu topraklarda, şimdi şiddet denilen lanetin esir aldığı bu ülkede, şimdi duygularını kaybetmiş ve elinde hiçbir halt kalmamış toplumda küçücük kız çocukları dövülüyor, çöp tenekelerine atılıyor… Kapitalizmin vicdansız mabetlerinde, kirli, öfkeli, acımasız ellerinde kapı önlerine bile mendil satmaya gidemiyor üstüne üstlük bir de kovalanıp dayak yiyorlar. Ellerinizi öpeyim, kovalamayın çocukları, vurmayın şu çocuklara diyor bir anne ama kimse dinlemiyor… Elleri yumruk olmuş, dillerinde galiz küfürlerle sıkıştırabildiklerinin nazik, narin yüzlerine tokatı patlatıyorlar. Ne kadar alışıldık geliyor bu olaylar zihin dünyamıza, ne kadar kanıksadık böylesi lanet olası görüntüleri değil mi?

Biz kız çocuklarımızı dev hamburgercilerin, kültür işgalcilerinin buzdolaplarında kilitli kalmasına rıza göstermemiş miydik? Müşterilerin huzurunu kaçırıyor diye soğuk bir ıssızlığa terk edilmesine çaresizce bakmamış mıydık? Biz kız çocuklarımızı, Antalya’da bir otelde, akıl almaz kıyafetler içinde ağzı salyalı yüzlerce iğrenç tiplerin önünde bir baştan bir başa yürütüp durmuştuk, yarışma adı altında. Ah! Ah ki bizim küçük kızlarımız ne çok ölüyor… Ah! Daha 4 yaşında babası ile uçakların attığı bombaları bir oyun sanan Suriye’li Selva’yı Rus kurşunlarının sağanakları altında terk edenler bizler değil miyiz?

Lanet olası, yerin dibine batası kapitalizmin şehvetli kucağına bırakıyoruz kızlarımızın küçük bedenlerini… Açlık ve yoksulluk korkusuyla yapıyoruz bunları… Küçük kızlarını koruyamayan insanlar bir gün biz olacağız. Olsun varsın, nasılsa 1000 değil 100 yıllık tarihimiz var bizim, nasıl olsa savunmalarımızı beylik cümlelerle savuşturup olmayan vicdanlarımızı rahatlatarak kafamızı koyar rahat rahat uyuruz hepimiz…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Olsam Ne Yaparım
İnsan Bu "X’tir Git" Diyesi de Gelir
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mıdır?
Chp’nin Psikopatolojisi
Kilidi Açmak
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Neyimizi Kaybettik
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
Yarın Bekleyebilir Şiir Kitabı Üzerine
Türk Sinemasının Ezberini Bozan Yönetmen

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.