..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir klasik herkesin okumuþ olmayý istediði ancak kimsenin okumayý istemediði eserdir. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent




15 Kasým 2007
Soðukyuva  
Bela Kokusu

Levent


“Kabul. Bu büyüklükte bir gurubun büyü kullanýmýna karþý þamanlarý olacaðýný hiç düþünmedim. Kabul. Çok paslanmýþým. Ama net biçimde ifade ediyorum; bu, bugün yaptýðým son hataydý!” diyerek dizlerine yükseldi. Buharlý arbaletini beceriden ziyade refleksleriyle niþanladý ve gelen ilk guruba doðru yaylým ateþini baþlattý. Buhar gücüyle; çeliði delip geçecek korkunç bir kuvvetle itilen oklar havada výnlayarak sürüler halinde uçuyordu. Uzun yýllar sonra Silas’ýn içindeki iyi þeyler için savaþma ateþi yeniden tutuþmuþtu. Tehdit önceki basit tag saldýrýlarý gibi önemsiz deðildi ve Silas’ýn kaybedecek çok þeyi vardý. Silas’ýn Thina’sý vardý. Ýyilik ve güzelliðe, mücadeleye olan inancý tazelenmiþti. Alev alev yanýyordu yeniden.


:BDDF:
Gece karanlýðý ile beraber hava da acýmasýzca soðumuþtu. Ýldar’ýn soðuk ve oldukça yabani bir köþesiydi burasý. Yoðun nüfuslu bölgelere epey uzaktý. Issýz kuzeyde, Buz Ormanlar denizi adý verilen bölgenin en güneybatý ucundaydý. Yakýnlarýndaki yegane yerleþim Ýldar’ýn en kuzey þehirlerinden birisi olan Shillirim’di. Bu eski ve güçlü þehre bile denizden iki haftalýk mesafedeydi. Kara yolculuðu ise çok daha uzun ve tehlikelerle doluydu.
Burasý Soðukyuva Daðý’nýn hükmündeki Buzova’ydý.
Buzova.. Soðuktan titrerken bu ismi farkýnda olmadan mýrýldandý yýllanmýþ silahþör.
“Buzova.. Neden daha sýcak bir emeklilik köþesi bulmadým sanki.”
Elf ve insan kaný taþýyan bir melez; bir rel idi Silas. Uzun yýllar içindeki ateþle kötülüðün neferleriyle çarpýþýp durmuþtu. Sonra zaman onu da yormuþtu. Zamanýn gazabý onu da yakalamýþtý. Kayýplar, adaletsizlikler, ihanetler, acýlar ve ölümler içinde yana ateþi soðutup küllendirmiþti.
Dýþarýdan bakan henüz otuzlarýnýn sonunda, olgun bir beyefendi, yakýþýklý bir adam görürdü. Onu tanýyanlar için ise iki yüzüncü yaþýný geçeli yýllar olmuþ bir gazi silahþördü. Son yirmi yýldýr güzel Soðukyuva þehrinin kolcularýndan biriydi. Pek çoklarý gibi onu da buraya getiren þey Dað’ýn gözlerden uzak, iliþilmeyen, iliþilmeye deðer görülmeyen bir yer oluþuydu. Gerçekten de þehrin ilk kuruluþu da bu nedenlere dayanýyordu. Thurin isimli bir cücenin, bir savaþçý ermiþin ilk kazmayý vurmasýndan bu yana burasý bir sýðýnaktý. Sýðýnacak yer arayan dost ve iyi yüreklerin sýðýnaðý.. Yüz atmýþ yýldýr bir þehir olan Dað, kaçanlarýn ve saklananlarýn, bir sýðýnak arayanlarýn yurdu olmuþtu. Burasý kendi içinde barýþ ve huzuru olan bir þehirdi. Zaman zaman taglar ile; hayvaninsanlar ile, çatýþmalar ve savaþlar olsa da Soðukyuva sakinleri bu kabilelere karþý hep çok üstün olmuþtu.
Silas yeni bir savaþ zamanýnýn daha geldiðini biliyordu. Bunun kokusunu alýyordu. Ýyi bir silahþör savaþýn kokusunu alýrdý. Bu bir tarafa gecenin içinde esen soðuk doðu yeli açýkça pis tag kokusu taþýyordu.
Bir haftadýr bu gurubun hareketini izliyordu.
Dað’a iki yüz kilometre mesafedeki sýradaðlar yayý, tag kabilelerinin ülkesi olan Buz Orman Denizi’nin sýnýrýydý. Bu tepeler ve sýradaðlar hattýnýn adý Ötetepeler idi. Dað’a yüz kilometredeki seyrek ve alçak tepecikler yayý ise Çittepeler olarak anýlýrdý. Tag guruplarý zaman zaman Ötetepeler’in batýsýna geçip rahatsýzlýk verse de asýl tehlike hep Çittepeler civarýna gelmeleri ile kendini gösterirdi. Bu bir veya iki aþiretin birleþip daða saldýracaðý anlamýna gelirdi. Soðukyuva bunu yýllarla pekiþmiþ tecrübesi ile biliyordu.
Silas’ý þaþýrtan buradaki gurubun Dað ya da Tuzmadeni Karakolu’na deðil çok daha güneye ilerlemeleriydi. Bunlar Büyükgöl’e doðru gidiyordu. Yavaþça ve çoklukla geceleri ilerleyerek, sinsice..
“Neyin peþindesiniz?” diye sinirlice kendine mýrýldandý silahþör.
Gece soðuktu. Alabildiðine düz bir arazide pek az ve pek yetersiz tümsekler soðuk rüzgarýn hýzýný hiç kesmiyordu. Silas’ýn tek tesellisi taglarýn da kendisi gibi ateþ yakamamasýydý. Pis pis sýrýttý. Hava çok soðuktu.
Buraya; Soðukyuva’ya geldiðinden bu yana çok dikkatsizleþmiþ ve umursamaz olmuþtu. Aksi takdirde þu anda hala yanýnda, büyücülerin sýcak yayma rünleri iþlediði birkaç parþömeni kalmýþ olurdu. Devriyesi esnasýnda bunlarýn hepsini kullanmýþtý ve hiç yedeði de yoktu. Elindeki rünlü taþa baktý ve surat astý. Bildiði birkaç büyü sadece astral düzlemdeki, ruhbaðý kurduðu hayvan yoldaþlarla ilgili büyülerdi. Büyücü ve rahiplerin yanýnda büyüye kabiliyetli büyü kullanýcýsý kimseler de Aradiyar’a sýnýrlý yolculuklar yapabilir ve bazý kurallar dahilinde, ruhbaðý kurabildikleri Aradiyar hayvanlarýný yardýmlarýna çaðýrabilirdi. Ama bunun þu anda Silas’a bir faydasý yoktu. Þu lanet taþýn rününü güçle dolduracak bir hayvan yoldaþý yoktu. Sessizce güldü.
Gülmek iyi gelmiþti. Ýçi biraz olsun ýsýnmýþtý. Sýcaklýðý düþünmeye baþladý. Ocaðý, ateþi, þömineyi.. Derken aklý küçük kulübesine ve þöminenin önündeki aþk saatlerine gitti.
Farkýnda olmadan derince iç çekti. Soðukyuva’ya burada onun uðrunda donmayý borçluydu.
Soðukyuva ona Thina’yý vermiþti. Kendisi gibi bir rel olan Soðukyuvalý Thina’yý.. Soðukyuva’nýn tapýnaklar sözcüsü Relana’nýn kýzýydý Thina. Annesinin sahip olduðu güç onda ilahi deðil ama sihirli þekilde mevcuttu. Thina bir büyücüydü. Thina aþkýydý. Thina þu son beþ yýldýr yaþama sebebiydi. Genç kadýn Gudslund’un Altýn Lejyonlarýndan ayrýlýp geldiði günden bu yana; tanýþtýklarý günden bu yana, ikisinin büyük aþký Soðukyuva’daki dostlarýn yüreklerini de ýsýtýr olmuþtu. Ýldar’da hala sevgi vardý ve umut vardý.

Gurup yeniden hýzlanýyordu. Silas adamlarýn dayanýklýlýðýna dudak büktü. Kendisi formdaydý. Onlar takip etmek hiç yorucu deðildi. Üstelik bu soðukta hareket halinde olmayý tercih ederdi. Ama onlarý ömrünün sonuna kadar takip edemezdi. Bu gurubun amacýný anladýktan sonra onlarý sað býrakmaya hiç niyeti yoktu. Kondisyonlarý bu gurubun deneyimli ya da en azýndan idmanlý olduðunu gösteriyordu. Yoldaþlarýndan birisi ve en iyi takým olduðu kavga arkadaþý Etchiin’i hatýrlayýnca gülümsedi. Güzel bir kavga olacaktý.

Silas’ýn gecikmesini ilk baþlarda önemsememiþti altýn yeleli güzel Thina. Ama þimdi gençlere ders verme ve verilecek ziyafetin hazýrlýklarýnda annesine yardým etme iþlerini halledince yapacak baþka bir iþi kalmamýþtý.
Üzerinde güzel mavi cüppesi vardý. Altýn iþlemeli büyücü cüppesi Silas’ýn en sevdiðiydi-çýplak tenini saymazlarsa.. Kendi kendine kýpkýrmýzý utanýrken büyük boy aynasý karþýsýnda saçlarýný taramaya devam etti. Özlemle ah etti güzel kadýn. Sonra sesi öfkeyle hýrladý.
“Silasssss… Nerdesin!?”

Gece ve sabahýn ilk ýþýklarýnda yol aldýktan sonra tag gurubu nihayet durmuþ ve kar tepelerinin içine oyuklar kazýp saklanarak dinlenmeye çekilmiþti.
Silas yedi yýl süren Uzunkýþ zamanlarýndan ikisinde ömrünün en hararetli savaþlarýný yaþamýþ bir savaþçý eskisiydi. Soðuk hava, yorulmuþ ve güzelliklerle yumuþamýþ bugünkü halinin hiç hoþuna gitmiyordu. Ama hala çok katlanýlabilir bir zorluktu. Nitekim taglar yine uykuya geçtiðinde kendisi de çevreye uyarý tuzaklarýný kurup sorunsuzca istirahata çekilmiþti. Hareket halinde kendini ýsýtacak büyüleri olmasa da Thina’nýn onun için kendi elleri ile iþlediði uyku tulumu uyurken onu çok iyi ýsýtýyordu. Ýçinde yatan kiþiyi sýcak tutan büyülü tulum dýþarýya ýsý yaymadýðý için soðuk ortamlarýn ya da maðaralarýn avcýlarýna karþý uyurken görünmezlik de saðlýyordu. Bu canavarlarýn ve avcýlarýn çoðu ýþýk kadar ýsý ile de görürdü.
Silas buzdan mezarýnda mýþýl mýþýl uyurken rüyasýnda Thina ile Soðukyuva’nýn Çiytepeler seralarýnda dolaþýyordu. Uyurken yüzünde güzel bir gülümseme vardý.
Thina ile gülüþüp konuþuyordular. Thina o kadar güzeldi ve o kadar sevgi doluydu ki.. Silas’a bakýþý ayaklarýnýn yerden kesmeye yetiyordu.
Silas þimdi Thina’yý duyuyor fakat anlayamýyordu. Sesi anlaþýlmaz haldeydi. Thina’nýn yüzü de git gide asýlýyor ve ona karþý öfke ile doluyordu. O güzel ses þimdi þefkat deðil öfke ve azar doluydu. Silas biraz daha sese yoðunlaþýnca ses anlaþýlýr bir hal almaya baþlamýþtý.
“..Silas! Seni ahmak! Orada ne yaptýðýný sanýyorsun!? Beþ gün önce dönmen gerekirdi! Ne iþin var Büyükgöl tarafýnda!? Çabuk uyan ve buraya gel!”
Silas yarý uyur yarý uyanýk bir bilinç düzeyindeydi. Thina’nýn ona verdiði kalpbaðý madalyonunu hatýrladý. Bu yeni bir hediye olduðu için ona tam alýþamamýþ ve kullanmayý akýl edememiþti. Bu bir büyücünün seçtiði ve sevdiði bir kiþi ile çok uzaklarda olsa bile iletiþim kurmasýna yarýyordu. Sadece görmek ve konuþmaktan çok daha fazlasýydý bu madalyonun simgelediði büyülü bað. Çok güçlüydü. Ýki ruh bir bedendeymiþ gibi, iki ruh bir ruh olmuþ gibi derin bir bað kurardý bu büyü.
“Orasý çok soðuk aþkým. Ne demeye o soðuktasýn?” derken Silas’ýn kalp atýþlarýný hýzlandýrdýðýný bildiði bir hareketle saçlarýný omzundan geriye attý. Adamýn kalp atýþlarýnýn hýzlandýðýný duyabiliyordu. Kendi kalbi de hýzlanmýþtý ve Silas’ýn da bunu duyduðunu biliyordu. Çapkýnca gülümsedi, “Gel buraya.. Hemen.. Hem ziyafeti de kaçýracaksýn,” derken birden fazla anlamda söylemiþti bunu. Yine hafiften kýzarmýþtý güzel kadýn. Silas onun bunu istemli olarak yapabildiðinden kuþku duyuyordu. Sanki üzerinde çalýþýlmýþ, onu daha çekici kýldýðýný bildiði bir þeydi bu.
Ýçinde yana ateþe raðmen görevini öncelikler sýralamasýnda en üste kaydýrmayý baþardý kolcu.
“Burada bir gurup tagý takipteyim Thina.”
Thina’nýn duruþu ve konuþmasý da deðiþmiþti þimdi.
“Bunu neden daha önce söylemedin!? Hemen oraya yardým gurubuyla yola çýkýyorum. Kaç kiþiler?”
Silas’ýn caný sýkýlmýþtý þimdi. Oyuncaðý elinden alýnýyordu.
“Sadece yirmi kadar. Küçük, önemsiz bir gurup,” diye denedi.
Thina onun sesini çok iyi tanýyordu. Kalpbaðýnýn sihrine ihtiyacý yoktu. Bu adamý çok iyi tanýyordu.
“Aaah, yapma. Ýyi þeyler paylaþmak içindir. Benim sevdiðim adam bu kadar bencil olamaz”
Bunu söylerken açýkça gülüyordu.
“Paylaþýlacak kadar çok deðiller. Gerçekten,” diye gülerek kendisi de þakaya vurdu Silas.
Bir müddet gülüþtüler.
“Onlar orada ne arýyor?”
“Senin de dikkatini çekti demek. Bir haftadýr izliyorum. Gündüzleri genelde dinleniyor ya da saklanarak gidiyorlar. Geceleri ise hiç durmuyorlar. Yetiþmeleri gereken bir yer var gibi.”
“Bir þeyin peþinde olduklarý kesin gibi.”
Thina’nýn bunu söylemesi Silas’ý umutlandýrmýþtý. Destek hemen gelmeyecek, bir süre daha kendisi ilk vuruþ önceliðine sahip mi olacaktý?
Kadýn güldü ona.
“Erkekler. Koca çocuklar,” diye kahkahalarla güldü. Sonra tekrar ciddileþti. “Bunu Fonzar ile hemen þimdi görüþeceðim. Kararý onun vermesi en doðrusu,” diyerek yaþlý rel generalin Soðukyuva kuvvetlerinin haklý komutaný olduðunu hatýrlattý.
Fonzar, isabetli kararlarý ve baþarýlý, onurlu geçmiþi ile büyük bir komutandý. Emekliliðini Soðukyuva’da yaþýyordu. Çok yaþlý olmasýna raðmen hala dinç duruþlu, neþeli bir kiþiydi. Hala koca ordularý yönetecek kabiliyetteydi ama sýrasýný savýp gençlerin bayraðý daha ilerilere götürmesine izin vermek inancýndaydý.
Fonzar adý geçince Silas’ýn içi her zaman ferahlardý. Ýþin en berbat olduðu anlarda bile her þeyin yoluna gireceði inancýný yayan birisiydi general.
“Tamam. Sanýrým þimdi uyanýp görev baþýna döneceðim.”
“Bir þey daha Silas..”
Silas merakla bekledi. Bu genelde bir azar geliyor ses tonuydu.
“Þu madalyonu kullan,” diye cidden vurgulayarak konuþtu Thina.
“Peki hanfendi,” diye ciddice emri aldý Silas.

Büyükgöl ve kuzeyindeki Küçükorman tag hedefi olmamýþ bir bölgeydi. Genelde, aslýnda hep, tag kuvvetleri Çittepeler’den az ötede bir araya gelir ve süratle Tuzmadeni Karakolu’na saldýrýya geçerdi. Bu savaþlar çoðu zaman önemsiz Karakol kuþatmalarý olurdu. Taglar havlar, ulur, derme çatma kuþatma silahlarý ile karakolun saðlam ve de kalýn duvarlarýna vurmaya çalýþýr, sonra da ya bir intihar saldýrýsý karþýlýðýnda püskürtülür- yok edilir ya da kendi içlerinde kavgaya tutuþup daðýlýp giderlerdi.
Bu sefer durum farklýydý. Dürbün öyle gösteriyordu.
“Taglarý çok küçümsemiþiz. Bir savaþta yapýlabilecek en büyük hata..” diye tatsýzca kendine mýrýldandý Silas.
Burada yaklaþýk bin tag vardý. Orman ve göl bölgesi þu bir iki senedir kürkçüler ve balýkçýlar tarafýndan tamamen terk edilmiþ bir haldeydi. Hepsi seralardaki ve Sýcaktarlalar’daki iþlerinin baþýna gitmiþti. Uzunkýþ’tan önceki son beþ yýlda göldeki balýklar ortalýktan kaybolur, hayvanlarýn çoðu da Kýþ sonuna dek dönmemek üzere göç ederdi. Bu durum bilinen bir þeydi.
Soðukyuva þehri kaybolan bu gelir kalemlerini kýþ gelirken satýþlarý çok artan meþhur dayanýklý konservesi ile telafi ederdi. Terk edilmiþ bu bölgeye ise devriyeler nadiren uðrardý. Ne de olsa Soðukyuva bile ücra bir yer iken Soðukyuva’nýn ücra bir köþesini varýn siz düþünün.
Lakin bu ýssýzlýk burada büyük bir musibete meydan vermiþti. Tag guruplarý buraya kadar sessizce ilerleyip ýssýz ormanýn gölgelerinde saklanmýþtý. Ormanda kürklü beyaz kuzgunlardan ve onlarýn yemlendiði fare, böcek takýmýndan baþka canlý kalmadýðý için varlýklarý dikkatli gözlerden bile kaçmýþtý.
Hayvanlarýn büyük bölümü taglarý sevmez ve onlar yakýnlardayken çok huysuz ve rahatsýz olurdu; hatta yuvalarýný terk edip oradan uzaklaþýrdý.
Silas ormanýn hemen dýþýndaydý. Beyaz kürklü pelerini ve beyaz aðýrlýklý kuþamý kadar saklanma becerisi sayesinde de yeterli mesafeden tamamen görünmez durumdaydý. Nispeten yüksek bir mevki sayýlabilecek bir tümseðin ardýndan çevreyi izliyordu. Çevresine her ihtimale karþý bir iki tuzak býrakmasý eski alýþkanlýklardandý. Eski alýþkanlýklarý ile deri ve zincir zýrh karýþýmý donanýmýnýn baðlarýný ve kayýþlarýný sýkýlaþtýrýp kontrol etti. Buharlý arbaletinin mekanizmalarýný ve cephane kartuþunu kontrol etti. Bu takibin baþýndan bu yana ilk defa kendine aferin dedi. En azýndan doðru cephaneyi seçmeyi baþarmýþtý. Hýzlý ve seri atým için uygun olan küçük oklarla yüklü kartuþlar çoðunluktaydý. Bu taglarýn görülebilen donanýmlarýnýn çoðu ilkel ve son derece basitti. En azýndan zýrhlarýn çoðu..
Silas bir yakýn dövüþ savaþçýsýndan ziyade menzilli bir silahþördü. Yakýn dövüþte de çok iyi olmasýna karþýlýk uzun mesafedeki becerisi kesinlikle yýkýcýydý. Ýyi eðitimli bir menzilli silahþör, uygun silahlara sahipse sayýca kat kat üstün düþmaný bozguna uðratabilirdi. Ve Silas uygun silahlara sahipti.
Yine de bu topluluk baþa çýkamayacaðý kadar büyüktü. Daha iyi bilgi edinmeye ihtiyacý vardý. Donanýmýnýn kontrolünü bitirmiþti. Býçaklarý, kýlýcý, kamalarý ve bombalarý ile tuzak silahlarý hep hazýrdý.
Pozisyonunu bir kez daha kontrol etti. Çevresi emniyetliydi.
Yoldaþ hayvan ruhunu çaðýran büyüyü mýrýldanýrken gözlerini bir an için kapattý ve açtýðýnda Etchiin oradaydý. Çok yükseklerde uçan büyük, siyahlý ve beyazlý bir kartal. Silas gülümsedi. Düþüncelerinde kartala mýrýldandý.
“Selam Etchiin.”
Kartal siluetindeki Aradiyar ruhu da kelimeler olmaksýzýn onu selamladý. Onu görmekten duyduðu memnuniyeti ifade etti.
Silas sözler olmadan bir tek Thina ile böyle anlaþabildiðini düþününce Thina’nýn onu için ne deðerli bir nimet olduðunu bir kez daha anladý. Ve bir kez daha kendini azarladý. Madalyonu kullanmalýydý!
Etchiin’e olanlarý anlattý. Gözleri olmasýný istedi. Kartal ve Silas neredeyse yüz yýldýr beraber savaþýyordu. Pek çok kavgayý ve koca savaþlarý atlatmýþtýlar. Kartal ne istendiðinin tam olarak farkýndaydý. Sessiz ve dikkat çekmeyen bir keþif.. Güzel kuþ onayladý ve yumuþakça av arayan bir kartal edasý ile orman ve göl üzerinde süzülmeye baþladý. Bu esnada Silas üçüncü bir gözle daha keþif kabiliyetini arttýrýyordu. Ormandaki kuzgunlarda görebildiði bir tanesinin görüþünü paylaþýyor ve ona etrafta bir tur atmasýnýn fýsýldýyordu. Bu bildiði birkaç büyüden biriydi.
Ormanýn kýyý kesimlerinde gizlenen dikkatli tag guruplarý vardý. Ama kartal ve kuzgunun gözleri iç kesimlerde çok daha rahat ve çok daha kalabalýk tag varlýðýný gösteriyordu.
Silas hemen kuzgunun üzerindeki büyüyü serbest býraktý. Bir lanet okudu. Bu basit bit tag saldýrýsý deðildi. En azýndan on kabilenin sembollerini görmüþtü ve gördüðü bir iki kuþatma silahý parçasý ise cidden ilkellikten uzaktý. Ormandaki tag sayýsý kaba bir hesapla on bini buluyordu. Dahasý gölün orman kenarýndaki tag yapýmý nehir mavnalarý akla son derece rahatsýz edici ihtimalleri getiriyordu. Birden aklýna ‘maðaralar’ diye bir þimþek düþtüðünde bu Silas için çok fazlaydý. Eðer Orman’ýn altýndaki geniþ maðara dehlizlerinde daha fazla tag varsa bu felaketti.
Silas hemen boynundaki madalyona doðru hamle etti. Ayný anda Etchiin’in çýðlýðý havada ve zihninde çýnladý. Berrak çýðlýðýn anlamýný biliyordu.
“Gelenler var,” diye mýrýldandý ve aðaçlarýn arasýndan koþturarak ona doðru akan gurubu gördü.
“Kabul. Bu büyüklükte bir gurubun büyü kullanýmýna karþý þamanlarý olacaðýný hiç düþünmedim. Kabul. Çok paslanmýþým. Ama net biçimde ifade ediyorum; bu, bugün yaptýðým son hataydý!” diyerek dizlerine yükseldi. Buharlý arbaletini beceriden ziyade refleksleriyle niþanladý ve gelen ilk guruba doðru yaylým ateþini baþlattý. Buhar gücüyle; çeliði delip geçecek korkunç bir kuvvetle itilen oklar havada výnlayarak sürüler halinde uçuyordu.
Uzun yýllar sonra Silas’ýn içindeki iyi þeyler için savaþma ateþi yeniden tutuþmuþtu. Tehdit önceki basit tag saldýrýlarý gibi önemsiz deðildi ve Silas’ýn kaybedecek çok þeyi vardý. Silas’ýn Thina’sý vardý. Ýyilik ve güzelliðe, mücadeleye olan inancý tazelenmiþti. Alev alev yanýyordu yeniden.

Kartal ilk gurubun sað kanadýndan geriye kalanlarý parçalarken merkezi tükenmiþ gurubun sol kanadýndan son kalaný da Silas -alnýnýn ortasýna çaktýðý bir okla- indiriyordu.
Görüþte daha gelen üç gurup vardý. Arkalarýnda ise on bin tag daha.. Silas’ý savaþ ateþi sarmýþtý. Ýçinde destansý ezgiler haykýran bir koro þakýyordu.

“Bu her þeyi açýklýyor.” diye tatsýzca mýrýldandý Fonzar. Dazlak kafasýný sývazladý. Keçi sakalýný kaþýdý. Mavi gözleri çakmak çakmak yanýyordu. Suratý asýlmýþtý. Ýçinde yine o hislerinden biri doðmuþtu.
“Neyi, Fonzar?” deme cesaretini gösterdi Thina.
General masasýndaki büyük haritaya þöyle bir bakýþ attý ve süratle yürüyerek masasýnýn yanýndaki bir sürü mekanizma anahtarýndan binin çevirdi.
“Bu zýmbýrtýlarýn yapýmýna gülmüþtüm ama þimdi cidden iþe yaramalarý çok güzel”
Thina ona þaþkýn gözlerle bakýyordu.
“Aahh, taglar. Alýþýlmadýk biçimde sessizdiler son yýllarda. Yaptýklarý akýnlar önceden de ciddi deðildi ama son beþ yýldýr neredeyse göstermelik derecede tehdit idi. Sanýrým yeni bir numara buldular ve onu uyguluyorlar,” diye konuþtu Fonzar.
Thina bir þeyi daha merak ediyordu. Bakýþlarý mekanik kollara gitmiþti.
Fonzar güldü.
“Hepsi farklý bölgelerdeki farklý önem derecesinde düþmanca faaliyeti bildiren haberleþme sinyallerini ilgili karakollara yolluyor. Dahice ve çok süratli bir mekanizma. Son zamanlarda pek yaygýn kullanýlan bir þey deðil ama büyüyü yok sayarsak kesinlikle eþsiz bir buluþ.”
Thina þüpheliydi. Her þeyden önce, çok bencilce biçimde, endiþeliydi. Silas bu iþin içindeydi.
“Çalýþtýðýndan emin miyiz Fonzar?” diye sordu.
Fonzar durumu açýklamak için aðzýný açtýðýnda kýsa, kesik bir düdük sesi duyuldu ve masasýnýn oldukça büyük bir çekmecesinden metalli bir mekanizmanýn hýzlý çalýþma sesleri geldi.. Çekmece bunu takiben kendiliðinden açýldý ve bir parça kaðýt ýslak mürekkebi ile orada duruyordu. Fonzar kaðýdý hýzla okuyup Thina’ya uzattý.
“Çalýþtýðýndan eminiz, Thina.”
Thina kaðýtta yazanlarý sesli okudu.
“Tuzmadeni Karakolu’ndan, tam teçhizatlý bir fýçý vagon gurubu, komutamda derhal hareket ediyor. Ýmza, Selm DeThon. Tuzmadeni Karakolu Nöbetçi Subayý.”
Zýrhlý savaþ vagonlarý bir mamut büyüklüðünde ve elli askeri dörtnala bir at hýzýnda taþýma kabiliyetindeydi. Dört tekerlekli koca fýçýlara benzedikleri için fýçý vagon olarak da biliniyordular. Zýrhlý ve aðýr silahlý olan bu buharlý makineler cidden güvenilir silahlardý.
“Belki de hemen müdahale etmeden bir süre uzaktan izleyebiliriz,” diye önerdi Thina, “neyin peþinde olduklarýný tam olarak anlamak için.. Ben Silas’ý izlerim ve gerektiði anda ya da bu gurubun asýl hedefini öðrendiðimizde duruma büyü ile müdahale edebiliriz.”
Fonzar ona iltifat edenlere her defasýnda bir dahi olmadýðýný, çevresindeki akýllý fikirlerden çokça faydalandýðýný býkmadan usanmadan söyleye gelmiþ bir kiþiydi. Verdiði kararlarýn çoðu baþkalarýnýn yerinde önerilerinden ve ciddi önsezilerinden doðmuþtu. Ve bir liderin en güçlü silahlarýndan biri de buydu; iyi bir þey gördüðünde kaçýrma.
Thina ile Silas’ý biliyordu. Thina’nýn endiþelendiðini ve Silas’a yakýn olmayý istediðini de.. Bu büyük bir endiþe deðildi ama sevenler konu sevdikleri olunca en küçük aksiliði bile gözlerinde büyütmeye meyilliydiler. Fonzar da sevmiþti. Gülümsedi. Hem de ne sevmiþti. Ah etti.
“Öyle olsun Thina. Ama saðduyuyu elden býrakma. Kalbin gittiði her yer doðru olacak diye bir kural yok ne yazýk ki..” diye karmakarýþýk bir laf etti yaþlý rel.
Thina tam anlayamamýþtý ama kendine bir pay çýkardý.
“Dikkatli olacaðým Fonzar” diye selamlayarak çekildi.
Yaþlý adam yüzünde tebessüm ve aklýnda anýlarla sallanan sandalyesine kuruldu. Elinde þarap maþrapasý ile þömine ateþini seyre daldý.

Kavga olmadan Silas’ýn bilgi ile uzaklaþmasý için çok dua etmiþti Thina. Ama tanrýlarýn iþine akýl ermezdi. Olan biteni kalpbaðý madalyonunun sihri ile sürekli izlemekte olan Thina teleport büyüsü ile Karakol’dan Silas’ýn yanýna sýçramaya hazýrlanýyordu.
Geçit ve sýçrama büyülerinin özellikle birden fazla kiþiyi ya da büyük eþyalarý taþýyan üst seviye büyüleri artýk çok zorluydu. Yan etkileri de vardý. Son büyük savaþ esnasýnda Ýbis Efendisi sürülürken Ghirion Kapýlarý arasýndaki bað kopmuþtu. Ghirion Kapýlarý’nýn eksikliði bütün geçit ve sýçrama büyülerini çok daha tüketici ve zor hala getirmiþti. Kullanýlan güce göre büyücülerin birkaç dakikadan birkaç güne kadar büyü yapabilme güçlerini kaybettikleri oluyordu. Bu tamamen rastlantýsal biçimde ortaya çýkan ya da çýkmayan yan etki bir büyücü için son derece tehlikeli bir bedeldi.
Söz konusu Silas olunca Thina bunu göze almýþtý. Hazýrlýðýný yapmýþtý. Gudslund ordularýnda çarpýþmýþ bir savaþ büyücüsü olarak büyü yapma becerisini geçici olarak elinden alan sessizlik büyüleri ile karþýlaþmýþ ve onlara raðmen hayatta kalmayý öðrenmiþti.

Fýçý vagon gecenin karanlýðýnda uygun bir mesafeye kadar yaklaþmýþtý. Sonra gözcü kulesindeki komutanýn büyülü dürbünü, ormanýn kýyýsýnda birkaç tag gurubu görünce hemen gizlenme önlemlerine baþvurmuþtu. Fýçý koca bir çadýrla hemen örtülmüþ ve vagonun iki büyücüsü çadýrý bir kar tepesi gibi görülecek miktarda karla kaplamýþtý. Vagon hazýrdý ve bekliyordu.

O an geldiðinde Thina hiç tereddüt etmedi.
“Hazýr olun! Neyle karþýlaþtýðýmýzý hepimiz gördük,” Silas’ýn gördüklerini Karakolda ve vagonda hazýr olan herkesle büyüsünü kullanarak paylaþmýþtý. “Vagon yola çýksýn. Gurubumla beraber sýçrýyorum. Bir süre direnebiliriz ama çok kalabalýklar. Süratle bizi alýp uzaklaþmamýzý saðlamalýsýnýz,” diyerek daha çok Selm ile konuþtu büyücü.
Büyücüleri sayesinde Thina ile yüz yüzeymiþ gibi konuþabiliyordu Selm. Vagonuna emrini vermiþti bile. Tek bir iþareti ile, koca vagon az sonra dörtnala bir at hýzýnda karý, buzu yararak ilerliyordu.
“Merak etme Thina. Bu çevreyi avucumun içinden daha iyi bilirim. Size ulaþmamýz on dakikayý bulmaz.”
Thina o anda Selm’i duymuyordu. Sýçrama büyüsüne yoðunlaþmýþ ve tamamen dýþarýya kapanmýþtý. Yanýnda on kiþi götürüyordu. Geçit büyüsü bu sayý için daha uygun olurdu ama geçit büyüsü daha fazla zaman alan bir büyüydü. Thina’nýn acelesi vardý.
Yaptýðý seçimler oldukça isabetliydi doðrusu. Soðukyuva’dan yanýnda getirdiði destek gurubunda daðýn en iyi cengaverleri vardý. Ýþini þansa da býrakamazdý hani.
Sýçrama gerçekleþir gerçekleþmez büyülerini kontrol etti büyücü. Tam beklediðinin aksine üzerine sessizlik etkisi çökmemiþti.
“Lya bana gülümsedi,” diyerek en sevdiði tanrýçayý andý. Annesi de þifa ve iyilik dolu ýþýðýn tanrýçasý olan Güzel Lya’nýn rahibelerinden biriydi.

Kartal türünün bütün diðer yaratýklarý gibi varoluþun katý, maddesel silahlarýna aþýrý derecede zýrhlýydý. Büyülü silahlar, ateþ, yýldýrým, asit gibi etkiler ise onu yaralýyordu. Yaralarý ölümcül boyuta ulaþtýðýnda bunun anlamý varoluþ düzleminden silinip iyileþene kadar kendi ait olduðu yere sürülmesiydi. Etchiin’e výz geliyordu aldýðý kýlýç, balta ve ok yaralarý. Bunlar derisinde çizikten baþka bir þey deðildi. Kanat rüzgarlarý ile vurulanlarýn kemikleri kýrýlýyor, savrulanlar sersemleyip bayýlýyordu. Pençe ve gaga ile tanýþanlar ise basitçe ölüyordu. Etchiin de taglarý sevmiyordu. Kötü kokuyorsa kötü olduðunu biliyordu.
Silas tümseðin üzerinde yayýlmýþ silahlarý ve cephane çantalarý muharebe pozisyonundaydý. Yerde üç kartuþ boþ duruyordu. Buharlý arbaletin atýþlarý durmadan havayý výnlatýyordu. Tag savaþ naralarý iðrenç haykýrýþlarla esiyordu. Ormanýn içinden gelen gürültü her an daha fazla tagýn bu buraya aktýðýný gösteriyordu.
Silas sadece bir an için madalyonunu kullanmayý unuttuðunu düþündü. Kendine küfrederken tek eli ile madalyona uzanýyor bir yandan da buradan nasýl sývýþacaðýna dair bir iki eski tecrübeyi tartýyordu. Arbaletteki eli ile dürbüne gerek duymadan atýþlarýnda isabet kaydedebiliyordu. Taglar artýk ýskalanmayacak kadar yakýn ve kalabalýktý.
“Zahmet etme,” diyen Thina’nýn sesini duydu Silas. Arkasýnda Thina ve on kiþilik cengaver gurubunu görünce yüzü kocaman gülümsedi. Ama söyleyecek söz bulamadý.
“Bunu sonra uzun uzun konuþacaðýz,” diyerek madalyonu iþaret etti Thina.
Baþýný koca bir sýrýtýþla salladý Silas.
“Zevkle.”
“Hiç sanmýyorum beyfendi,” diye cevabý yapýþtýrdý Thina. Sesi acý vaat ediyordu.
Silas boyun eðdi. Arkasýný dönüp hýncýný taglardan almaya baþladý. Silahýna patlayan oklardan birini süratle yerleþtirip tetiði çekti. Patlama çevreye kar, ceset parçalarý ve kan saçmýþtý. Ýkinci patlayýcý oku da yerleþtirip gönderdi Silas. Sonuç aynýydý. Bunu üçüncü izledi. Ayný sonuç..

Silas’ýn atýþlarý sað kanadý biçiyordu. Sol kanatta Thina vardý. Onun tarafýnda þimdi büyük bir kalabalýk vardý. Saðdan kaçanlar merkeze yaklaþýyor ve merkezdekileri sola itiyordu.
Savaþ büyücüsünün böyle toplu hedefler uygun çok güzel imha büyüleri vardý. Zalimce gülümserken büyüsünü gönderdi.
Gökten yere parlak, kýpkýzýl bir alev sütunu yýldýrým gibi indi. Bir anda koca bir Alev patlamasý ile sol kanat olan yer alevler içinde kalýp boðuldu. Yok oldu..
Bunlar olurken on kiþilik destek gurubunun yedilisi sürekli koþmuþ ve merkezdeki taglar ile arkadaþlarý arasýnda bir tampon oluþturmuþtu. Taglar bu yediliye bindirip onlarý ezmeye fazlasýyla hevesliydi.
Gurubun lideri sert ve yaþlý bir cüce olan Barin’di. Yedi kiþilik cephe çizgisinin tam ortasýndaydý. Ýlk vuruþu o yaptý. En öndeki taglar ona neden Ateþlibalta dendiðini ancak cehennemde öðrendiler. Daha arkadakiler ise ön saflarýn kýzarmýþ cesetlerini görüp yanýk et kokusunu duyduklarýnda sebebi biliyordu.
Barin, guruba hücum emri vermiþti. Kama düzeni ile ileriye atýlan gurup önüne geleni indiriyor ve taglarý silindir gibi ezip geçiyordu.

Thina, Silas’ýn kanadýnýn yeniden yoðunlaþacaðýný arkadan gelenlerin yönüne bakarak görüyordu. Önleyici bir büyü ile ona yardýmcý olmasý gerektiðini gördü. Büyüsünü hazýrladý ve emretti.
Ateþten duvar kalýn ve uzundu. Bir çizgi olarak sað kanadý taa uzak saða kadar örüyordu. Silas’a ulaþmak için ya yediliden, ya ateþin içinde geçilmesi gerekiyordu. Ya da iki yüz metre ileriden dolanmak.. her þartta ölüm vardý. Ateþte ölüm. Yediliden ölüm. Duvar boyunca koþarken Silas’ýn arbaletinden ölüm..

Kavganýn beþ dakikasý dolduðunda iþin rengi deðiþiyordu. Soðukyuvalýlar artan baskýyý hissetmeye vakit bulamýyordu. Silas’ýn cephanesi su gibi akýp tükeniyordu. Açýkça böyle bir kavgaya hazýr deðildi uzun zamandýr. Thina kavgaya her geçen an daha fazla þamanýn yetiþtiðini görüyor ve önceliðini onlara kaydýrýyordu. Bu yedilinin iþini daha da kalabalýklaþtýrýyordu.
Barin ve gurubu bu gidiþe raðmen açýkça neþeliydi. Silas ve Thina ile geriden destek olan üç büyü kullanýcýsýný rahatlatýyordu bu durum. Bir Lya rahibesi ve iki cüce savaþ rahibinden oluþan büyü kullanýcýlarý yediliye sürekli þifa ve koruma büyüleri yapýp daha arka saflarýn üzerine hasar büyüleri gönderiyordular.
Thina’nýn alan etkili güçlü ateþ toplarý ve tüketici yananhalý büyüleri artýk yerini daha tutumlu büyüler olan ayaz mýzraklarýna býrakýyordu. Bu kavganýn sonunu göremiyordu ve büyü gücünün hepsini harcamadan, Selm gelene kadar dayanmaya çalýþýyordu. Bu tek þanslarýydý. Þamanlarýn onun geçit ve sýçrama büyülerini fark edip etmeyeceðini denemiþti ve sinsi taglar onu yanýltmamýþtý. Bir iki kiþilik sýçrama büyülerinin aksine çok kiþilik geçit ve sýçrama büyüleri örülmeleri esnasýnda son derece kýrýlgandýlar. En zayýf bir müdahale bile büyüyü bozmaya yeterliydi. Taglar bir þeyleri bozmayý pek severdi.

Ýþlerin çirkinleþmeye baþlamasýna cidden çok az kalmýþken yardým yetiþti. Maðaralardan yola çýkan kuzeyin yaþlý ve gerçekten sayýlý güçlü þamanlarýndan bir kaçý kavgaya girmek üzereydi. Fakat Selm’in de kavgaya yetiþmesinden az önce ve ilk önce grifonlar geldi..
Soðukyuvalý grifon süvarileriydi bunlar. Sayýlarý azdý ama adlarýna yaraþýr biçimde yýldýrým sürerek girmiþtiler kavgaya.
Savaþçý ve yýrtýcý grifonlar çaðlar boyu kendilerine yaptýklarýndan dolayý taglara karþý büyük bir nefret duyuyordu. Bu daðlar çok çok öncede grifon yuvalarý ile doluydu. Sonra zamanýn gelgitinde þartlar deðiþmiþ ve taglar gelmiþti. Taglar grifonlarýn yumurtalarýna el uzatmaya baþlamýþ ve uzun zaman çetin bir savaþ yaþanmýþtý bu daðlarda. Sonrasýnda pek fazla grifon kalmamýþtý civarda. Sað kalan yaþlýlar nesillerini devam için baþka yerler gitmiþ ya da tag gölgesinin düþmediði ücra-kör köþelerde yeni nesillerini büyütmeye baþlamýþtý. Bu civardaki grifonlar da Dað’ýn dost kalkaný gerisinde yumurtalarýný; gelecek nesillerini daha yüz yýldýr güvene alabilmiþti. Dost grifonlar Dað’a bunun karþýlýðýnda hizmet etmeyi kendileri önermiþti. Hatta eski klanlardan bazýlarý kuzeye geri dönmeye bile baþlamýþtý son elli yýldýr. Týpký kadim günlerdeki gibi bir dostluk ve iþbirliði vardý bugün yeniden.

Zýrhlý grifonlarýn üzerindeki cücelerin savaþ alanýna yaðdýrmaya baþladýðý yýldýrým ve ateþ þiþelerinin etkisi o denli büyük olmuþtu ki bu dalga taglar açýkça ilk muharebeyi kaybettiklerini ilan ediyordu. Arkalarýna bakmadan maðaralara ulaþmak için ormanýn içlerine kaçýyordular. Tamamen daðýlmýþ ve bozulmuþtular. Onlarýn bu halini gören arka saflardakiler de henüz kavgayý görmemiþ olsalar da moral olarak daðýlmýþ ve kaçanlara katýlmýþtý.
Gurubun önündeki yaralý savaþ alaný ormanýn baþlangýcýna kadar derin kraterler ve yangýnlarla doluydu. Burada yaklaþýk bin tag parçalanmýþ ya da alevlere bulanmýþ ölü yatýyordu. Grifonlarýn vurduðu taze tag guruplarý sayýnýn büyük bölümünü oluþturuyordu. Ýþte Selm ve elli askeri zýrhlý savaþ vagonu ile geldiðinde böyle bir durumla karþýlaþtýlar.

Selm bundan hiçbir þekilde hoþlanmamýþtý. Bir savaþ kaçýrmýþtý ve burada olmamasý gereken sayýda çok tag vardý. Hangisinin daha kötü olduðuna daha sonra karar verecekti. Þimdilik sadece üzgündü.
“Henüz bitmedi,” diye teselli etti gülümseyen Silas. Küçükorman’ý iþaret etti, “Ýçerideki maðaralarda on bin tag var. En az on kabilenin kalkanýný gördüm.. Yanýlmayý diliyorum ama tahminimizden de büyük bir saldýrý ile karþýlaþabiliriz.”
“O halde tahminlerinin de ötesinde bir karþýlýk görecekler dostum,” diye inançla, tutkuyla konuþtu rel. Sonra sakinleþti, “Haydi bir an evvel Karakol’a gidelim de hazýrlýklarý tamamlayalým. Tahminlerin yarýsý bile doðruysa bu savaþ çetin geçecek. On kabile on bin tagdan çok daha fazlasýný eder. En azýndan otuz bin tag demektir bu,” diye tatsýz, karanlýk bir tonda konuþtu. Bundan daha kötüsü olduðuna dair bir his vardý Selm’in içinde. Yýllanmýþ savaþçýlar hislerinde pek yanýlmazdý. Belayý koklardý onlar.

Herkes süratle zýrhlý fýçý vagona doluþtu. Çelik kapýyý kapatýp süratle yola koyuldular. Önlerinde hazýrlanacak zorlu bir kavga vardý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.